Önümüzdeki yılın mart sonunda mahalli seçimler var ya, millet bakıyorum kıpırdamaya başladı. Buluşmalar, kapalı kapılar ardında görüşmeler, ikna odaları kurulurken pazarlıklar…

Büyükşehir senin, metropol ilçeler sizin, şu ilçe Mehmet’in, bu ilçe Hasan’ın, öteki ilçe Hüseyin’in… Babalarının malını bölüşür gibiler.

Düne kadar minibüs şoförü bile birden zengin oldu, belediye başkanı adaylığını düşünüyor açık açık!

Kedi olmadan fare tutacak!

*

Bir devlet sağlık kuruluşunda gayri ahlaki, hukuksuz işler yapılıyor, gazeteci arkadaşımız da bunu deşifre ediyor, bir nevi ihbarda bulunuyor. Bilgilerini paylaşıyor kamuoyu ile ertesi günü ilgili kurumdan ‘açıklama’ geliyor.

İddiaya bak sen; ‘Yalan haber, alakası yok gerçeklerle. Kendini gazeteci zanneden biri…’

Yok ya, vay be!

Peki o arkadaşımız kendini gazeteci sanıyor da, sen necisin, sen kimsin, kimin adamısın, kurumunda olanları neden gizleme gereği duyuyorsun. Etik olan bu mu, yoksa sorumsuz sorumluları cezalandırmak aklından geçmiyor mu?

Gerçekten gazetecilere gazetecilik ve ahlak dersi vereceğine, bir dön de aynaya bak istersen!

*

Yüzde 1 bile oyu olmayan tabela partileri de büyük oynuyorlar. Herkesin burnu havalarda, akılları Kaf Dağı’nda. Bırakın il başkanlarını da, ilçe başkanları bile teçhizatları kuşandılar, seçim çalışmaları kapsamında hareketlendiler bile. Şimdiden hesap kitap işine daldılar.

Bayramda eti çok yediler herhalde ki, kanları bitlendi.

Yüreğine baksan, kalıbına baksan, bilgi-birikimine terazinin kefesine koysan  ilkokul talebesinden farkı yok, ama ilçeyi yönetecek.

Ha, gerçekten partisinin oyu yüzde 1 olsa da, cesaretli, donanımlı belediye başkan adayları yok mu aramızda var, onları tenzih ediyorum. Ama öyle çapsızları, öyle karekökü sıfırları, öyle özgül ağırlığı olmayanlar var ki, terazinin kefesine bile koymaya gerek duymazsınız!

*

Özellikle güney il ve ilçelerimizde Suriyeli sığınmacı sayısı oldukça fazla. Hele Hatay!

Zaman zaman gerginlik yaratsalar, taşkınlığa varan hareket içinde olsalar da, bize hemen uyarı gelir; ‘Lütfen bu tür haberleri girmeyin!’

Doğru mu, yalan mı bilemem, sağlık, eğitim ve bilumum hizmetler bedava. Hepsinin de işyeri var. Tabelalarına bakın, Arapça…

Adana’da Suriyelilere ait işyerlerinin Arapça tabelaları, levhaları indiriliyor, kaldırıyor, biz niye tutuyoruz anlamıyorum. Diyecekler ki, ‘İngilizce yazılı tabelalar şehrin dört bir tarafında cirit atarken, Arapça yazılı tabelalar mı battı bir yerinize!’

Bakın burası çok doğru ve önemli. Ama İngilizler, Fransızlar sosyal yaşamda, içimizde taşkınlık yapmıyor, gerginliğe meyletmiyorlar.

Neyse ne, o tabelaların sökülmesini istiyor vatandaş!  

*

Şehrin dört bir yanında ağır hasarlı binalar yıkılıyor. Yıkılıyor da su tutan yok. Burada da mı mafya var bilmediğimiz! Hani, enkaz kaldırılırken yerinde ayrıştırma yapılmayacaktı. Çürük binayı yıkanlar enkazdan önce demirleri, metalleri ayrıştırıyor bir kenara.

Şirket misin oğlum! Hisse mi alıyor, paya ortak mısın!

Ne ayaksın sen!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol