banner1483

Ramazandı, bayramdı derken o mübarek de geldi geçti. Bir ayı da geride bıraktı. Şimdi önümüzde bir kurban bayramı var. Masraflı, meşakkatli ama kutlu.

Yaklaşık bir ay sonra da kurban bayramını eda edeceğiz.

Ramazan bayramına denk gelemedi ama fıkra olsun, şimdi okuyun, biraz tebessüm edin istedim. İşte size o keyifle okuyacağınız bir   Ramazan fıkrası.

Haydi okuyalım.

*

Ateist bir adam, bir gün ormanda gezerken etrafındaki güzelliklere bakıyormuş.

“Evrim, ne güzellikler yaratıyor” diye düşünüp keyif içinde yürüyormuş…

Arkasında bir gürleme sesi duyunca korku ile geri dönmüş, bir de ne görsün, koca bir aslan üzerine doğru koşuyor.

Adam, bütün gücüyle kaçmaya başlamış ama her arkasına bakışta aslanın daha yakınlaştığını görüyormuş.

Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, aslan adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış, tam vurmaya hazırlanırken adam “Tanrım” diye haykırmış.

Bir anda zaman durmuş, aslan donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş.

Orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi adamın üzerine parlamış.

Çok derinden gelen ilahi bir ses adama “Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?” demiş.

Adam, utanç içinde: “Biliyorum, bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki aslanı dindar yapabilirsiniz” demiş.

O ilahi ses “Peki” diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş.

Nehir tekrar akmaya başlamış. Her şey eski haline dönmüş.

Aslan pençesini indirmiş, iki pençesini de gökyüzüne doğru çevirmiş ve konuşmaya başlamış: “Tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere…”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol