Her seçim döneminde araştırma şirketleri yanında, yerelde, kendi çapında hizmet veren sosyal medyacılar da anketler düzenler.

Yerelde bu anketleri genellikle adayların kendisi yaptırırlar. Bastırırlar parayı, tutarlar beş-on kişi, falanca yere kimi belediye başkanı olarak görmek istersiniz?

Soruya bak, aldığın cevaba bak, hizaya gel.

Tabi ki parayı bastıran, elaman tutan adam birinci geliyor. Sistem böyle. Çark böyle işliyor birileri de bundan nemalanıyor, beş-on kuruş para kazanıyor.

*

‘Yahu ne anketmişsin ben, ciğerin ağzından gele de, yedi yerde selan verile inşallah. Sürüm sürünesin, Allah’tan dilerim cenazen Rusya’dan gelsin!’

Öf be, bedduaya bak!

Anketi yaptıran hayatından memnun, gözlerinin içi gülüyor. Havasını basıyor, ‘Bak, anketlerde bile öndeyim, bu seçim benim!’ diyerek.

‘Planın ne, projelerin var mı?’ diye sorduklarında apışıp kalıyor, hık diyor, mık diyor, baktı olmuyor, cek’le, cak’la devam ediyor. Kim sorsa, nereye gitse, aynı terane.

Tabi kimseye inandırıcı gelmiyor. Yok ki söylesin. Söyledikleri de başkasına ait, çalıntı, ya da alıntı.

*

Baksanıza, içi boş adamlar anketlerde birinci çıkıyor. Oysa vatandaş da biliyor adamın içinin boş olduğunu, boş çuval gibi dik duramayacak biri olduğunu, plan ve projeden haberdar olmadığını.

Parayı bastıran anket yaptırıyor, kendine güvenmeyen ‘Bir de ben mi yaptırsam!’ telaşına düşüyor.

Yaptırdıkları anketlerle teselli buluyorlar.

Verdikleri üç be kuruşla tatmin oluyorlar.

Tuttukları kiralık adamlarla milletin gazını aldıklarını düşünüyorlar.

Kendilerine, partilerine ve ekibine güvenmedikleri için anket firmasına, ya da sosyal medyada dolaşanlara verdikleri üç beş kuruşla hava atıyorlar ona buna.

Anketlere umut bağlıyorlar!

Neymiş, edem anketlerde birinciymiş.

Hay sevsinler senin anketini manketini.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol