Tabii kulağa hoş geliyor, ancak birkaç teröristin silah yakması, arkasından yeniden mağaralarına dönmeleri bu iş bitti resmi vermeleri inandırıcı oldu mu?
Biraz daha gerçekçi olsaydı keşke bu film! Acaba okyanus ötesine gidildiğinde biz hiç bir şey almadık da çok mu taviz verdik, duyduğumuz, birde duymadığımız anlaşmalar mı var acaba diye düşünmeden duramıyor insan...
Devlet Bahçeli'nin çıkışı, “binlerce şehidin katillerine af Apo’ya özgürlük, Demirtaş'a tahliye, pkk silah bıraktı ülkeyi terk ediyor” gibi söylemlerle halkı kandırmak da var mı bu hikayede, bütün bunların sebebi hükümetin Anayasayı değiştirmek için gerekli destek arayışı mı acaba derken, halkı inandırabilecek misiniz bütün bu fotoğrafa bilemiyorum.
*
Halk ekonomik olarak ezilmiş, bıçak kemiğe dayanmış, aldıkları maaş açlık sınırının altında kalmış. Yapılan bir anket sonuçlarına göre “Türkiye’nin en büyük problemi nedir?” sorusuna verilen cevaplarda yüzde 37,2 ile ekonomi ilk sırada yer aldı.
Yüzde 15,6 “adalet/hukuk” derken, ilk kez “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, seçeneği yüzde 10,8 ile üçüncü sıraya yerleşti. Böylece iktidar, halkın gözünde doğrudan bir problem başlığı olarak anketlere yansıdı. Ankete katılanların yüzde 72’si hükümetin ekonomik krizi çözemeyeceğini belirtti."
*
Kişilerin hak ve özgürlükleri tehdit altındayken yargı yorumlamayı bırakıp kendince yeni kurallar koyarsa, hürriyet ortadan kalkar ve adalete güven de büyük ölçü de yok olur. Adalet işlemiyorsa hak ve özgürlükler bitiyor, Gelir dağılımında uçurumlar büyüyor, düşük maaşlardan kesilen vergiler insanların belini büküyor, kiralar asgari ücretin üstüne çıkmış durumda insanların cebinde para yok halk kredi kartıyla geçinmeye çalışıyor bankalarda takibe düşenlerin sayısı katbekat artmış durumda. Gelir dağılımında uçurumlar git gide daha da büyüyor, fakir daha da fakirleşiyor, zengin daha da zenginleşiyor.
Herkes gergin, herkes mutsuz, gençler gelecek kaygısında, işsizlikte dünyada ilk sıradayız ve ülke olarak çok kaygılıyız, bu işin sonu nereye varır bilmiyoruz.
Ha, terörsüz Türkiye istiyor muyuz, elbette. Kim istemez. Bu toplum artık huzur, güven bekliyor, istiyor. Terörsüz Türkiye hepimizin ortak arzusu.
*
Hal böyleyken anayasayı kişisel hesaplar için değiştirmeye kalkışmak doğru mu?
Halk buna izin verir mi, ben istersem yaparım demek bir kaosa adım olmaz mı?
Buradan dönüş olur mu sanmıyorum ama atılacak adımların önceki söylemlere zıt olması halkın güvenini daha da aşağı çektiği gibi, ekonomide bir türlü rayına oturmuyor.
Neyse zafiri tüketmeyelim, bekleyelim, "Mevlam neylerse güzel eyler" değil mi?