2024-05-01 09:13:33

Şule Boynueğri’ni anlamak ve anlatmak

Editör

01 Mayıs 2024, 09:13

Her zaman söylerim, yazarım, ‘Gördüm ve başımdan geçti demek, duydum demekten daha mükemmel bir muhakeme şeklidir’

İnsan görmediği yeri yazamaz, anlatamaz. Tanımadığı insan da öyle. İnsan bilmediğine, görmediğine, tanımadığına yabancıdır. Ne yazarsa altında kalır, mahcup da olabilir.

Gitmediğiniz, yaşamadığınız köyü anlatmaya kalkışır, roman dahi yazmaya yeltenirseniz, çuvallarsınız, satır araları ve cümleler sizi ele verir zaten.

Kişiler de öyle.

*

Göreceksiniz, konuşacaksınız, sohbet edecek, birbirinizi anlatacak ve anlayacaksınız ki, daha sağlıklı kararlar verebilesiniz. Daha önce de yazdım, yıllar önce, bir edebiyat dersinde, Türkçe öğretmenimiz Hasan Bey, kompozisyon konusu vermiş, bunu açmamızı istemişti. Konu şuydu, ‘Sarımsağı gelin etmişler, altı ay kokusu çıkmamış!’

Allah Allah… Sarımsaktan gelin mi olurmuş. Boş kâğıda aynısını yazdım ve verdim. Verdim çünkü ticaret lisesinin yanındaki top sahasından futbol oynayan arkadaşlarımın sesi geliyordu, e bende de futbol hastalığı - tutkusu var, o sesler beni çağırdı sanki, boş kağıda ‘Sarımsaktan gelin olmaz!’ yazıp verdim öğretmene.

Tabi öğretmenimiz beni salmadı dışarı. Leylek gibi tek ayak üzerinde sınıfta, kapının önünde bekletti zil çalana kadar. Herkes çıktıktan sonra iki tokat attı, (elleri dert görmesin!) bana; ‘Sarımsaktan öyle bir gelin olur ki, hem de telli duvaklı’ demişti.

Anlattı içeriğini, altını doldurdu. Tanımak, görüşmek, konuşmak önemliydi doğru olanı. Yoksa verilecek kararlar, söylenecek kapı aralarındaki sözler insanları mahcup duruma düşürebilirdi. Belirli bir zaman diliminden sonra o kişi hakkında ancak kanaat sahibi olabiliyordu insan.

*

Bunu şunun için anlattım, Şule Boynueğri’yi daha yakından tanıdım. Yanılmıyorsam, seneler önce bir Elbistan ziyaretimde karşılaşmıştık. Sonra da kıymetli meslektaşım Neşe Yıldızhan’ın yayınında dinledim kendisini.

Derken geçen hafta içinde, biri mekânda çayımızı-kahvemizi içerken dinlediklerim karşısında şaşırıp kaldım.

Açık sözlüydü. Alevi olduğunu saklamadan, AK Parti iktidarında verdiği 20 yılının tamamen insan odaklı olduğunu belirtirken, siyasette olduğu kadar ticaretteki maharetlerini dinlerken içinizden maşallah demek geçiyor.

Kadınların, özellikle Şule Hanım gibi rol model kadınların siyasette yer almaları her ne kadar erkek egemen toplumun yapısına ters gelse de,  sayın Boynueğri gibi toplumsal dinamikleri olan birini gözardı etmek topluma olduğu kadar insanlığa da sırt çevirmekten başka bir şey değildir.

NOT; Bir diğer yazımda, Şule Boynueğri’yi toplumsal analizle karşınıza çıkartacağım. Yani, yetmez ama evet…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.