İçmesuyu yetersizliği ve kuraklık sebebiyle şehrin 63 mahallesinde uygulanan ‘zamanlı içmesuyu iletimi’ ile ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Fırat Görgel, 20 güne kadar kesin çözüm sağlanacağını duyurdu.
Ne zaman dedi bunu, Pazar günü. Dün yani. Pazarı bayramı, tatili olmayan Başkan Fırat Görgel, sık sık yaşanan su kesintileri için mecbur kaldı bu açıklamayı yapmaya.
Zira son günlerde, bir bardak suda fırtına koparma yerine, musluklardan akmayan sular gündeme oturuverdi. Su medeniyet, amenna! Gündelik hayatın olmazsa olmazı, eyvallah! Son 70 yılın en kurak dönemini mi yaşıyoruz, evet.
Yerin altında ve üstünde su seviyesi düşünce, şehir her geçen gün büyüdükçe büyüyünce, altyapı oluşturmak bile bir büyük maliyet gerektirip, zamana yayılınca bazı hizmetler, vatandaşın özellikle KASKİ’ye olan şikâyeti, öfkesi dinmek bilmiyor, dinmeyecek gibi de gözüküyor.
*
Hatırlayın, yakın tarihte başta Ziraat Odası Başkanımız Mehmet Çetinkaya olmak üzere, Çağlayancerit ve Türkoğlu ziraat odası başkanları, sulama suyu temin amaçlı, özellikle Pazarcık ve Narlı Ovalarının su ihtiyacı için Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in kapısını çaldılar.
Tarlalar susuz kaldı. Zaten son yaşanan don olayı sebze ve meyveyi vurdu, bu da market r aflarına, mutfaklara, haliyle cebimize darbe indirecekken, Başkan Şahin yok diyemez, hık etti, mık etti, bakarız dedi, su ortak meselemiz dedi, yardımlaşma şart diye oyaladı durdu.
Köşe yazımda ise, ‘Fatma Şahin verdiğimiz suyun bir gramını geri versin, Gaziantep toplumu onu kapının önüne koyar, kapı dışarı eder. Başkan Şahin’in ki bir oyalama taktiğinden başka bir şey değil!’ demiştim.
Bu iddiamın arkasındayım ve ısrarcıyım.
Fırat Görgel Başkanım pazar günü de olsa, bu açıklamayı yapmak zorunda kaldı. Çünkü insanlar öfkeli, kızgın ve tepkilerini büyük harflerle dile getirmek bir tarafa, sosyal medyada algı oluşturuyorlar.
Açıkça yazayım da maraza çıkmasın, Fırat Görgel bir avukat, hukuk adamı. Ben de onun avukatı değilim, olmaya niyetim yok, onun da bana ihtiyacı yok.
Gaziantep’e verilen su üzerinden eleştirilerin odağında iken, söylüyorum, suları Fırat Başkan mı verdi komşuya. Kartalkaya Barajı’nın, Düzbağ’ın (Helete) suyunu Fırat Görgel mi peşkeş çekti Başkan Şahin’e.
Aynı partiden olabilirler, bu bir şehri, bir 1 milyon 300 bin nüfuslu kadim şehri susuz bırakmakla eşdeğer gösterilse bile, eleştirirken insafı elden de bırakmamak erdem sayılır.
*
Çarşıda pazarda, toplu taşıma araçlarında duyuyorum, gazetelerde ve sosyal medyada gözüme çarpıyor, sanki suları Başkan Görgel vermiş gibi hedef tahtasına koymaktan kim medet umuyor, anlamış değilim.
Ha, belediyeler ağlama duvarı mı, elbette değil. Zaten Fırat Görgel de ağlamak bir tarafa, çözüm için çırpınıyor. Son 70 yılın en kurak dönemini yaşıyoruz ve Ayvalı Barajındaki doluluk oranı bile yüzde 2.
Ne yapsın, ‘yağdır Mevlam su!’ diye şarkı mı söylesin, yağmur duasına mı çıksın!
Depremle birlikte su kaybı yüzde 60 seviyelerinde. Bu nedenle 63 mahallede zamanlı su kesintileri yaşanıyor. Çevredeki mahalleler (batıdaki Fatmalı, Önsen vs.) aynı sıkıntıyı yaşarken, tankerlerle su taşımak, yeni kuyular açmak ve insanları susuz bırakamamak adına ne yapıyorsa yapıyor Başkan.
Aylardır üzerinde çalışılan Kılavuzlu’dan su temini sürecinde son aşamaya gelinmiş, 20 gün içinde bu sistemi devreye alınacak ve sorun kesin çözüme kavuşacak!
*
Depremde hepimiz hasar aldık. Kaldı ki su şebekesi sağlam kalsın! Başkan 16 aylık görev süreci içinde, tüm önceliği altyapıya verirken, altyapı çalışmalarının bir belediye başkanının en çok yorulduğu ve yaklaşmak istemediği yatırımlar olduğunu bilmeyen yokken, O şehrimizin geleceği için en fazla önemi altyapıya verdi.
Acil eylem planı devreye girdiğinde ise, Allah’ın izni ile bu sorun temelden çözülmüş olacak.