2025-10-22 21:19:38

Patavatsız cahil sürüsü

Editör

22 Ekim 2025, 21:19

Cahille yola gitsen yol yorulur gidemezsin, edepsizle sohbet etsen dil yorulur bilemezsin! Hele hele depremden sonra hayat da yordu insanları. Siyaset zaten insanı yormak için bire bir.

Toplumun her kesiminde bir siyaset cambazlığı var. Siyaset aslında bir sirk, tabi ki içinde cambazları olacak. Gösteri yapacaklar, vatandaşı güldürecekler, düşündürecekler, eğlendirip kandıracaklar, ikna edecekler, oyun içinde oyunlarla oylarından yararlanacaklar.

Karşılıksız yok bir şey. Bu zamanda kimse kimseye beleş öpücük bile vermiyor. Vermiyor ama siyaset insanı yoruyor.

*

Bazen tüm toplum değerlerinden yoksun biri, mesnetsiz, sırf duyuma dayalı, dedikodun ibaret fısıltılarla kalkar köşe yazısı yazdım der, bir de kendini o kadar ağırdan satar ki, zannedersin ulusal televizyon veya gazete muhabiri, ya da adliyede mübaşir, efelenir, efelendikçe de küstahlaşır, belden aşağı vurur.

İşte o zaman yorulursun. Ruh sağlığın bozulur, sinir katsayıların artar, bir ara bulunduğun makama, koltuğa, etikete lanet okur, alıp başını uzaklara gidesin gelir, yazana da içinden tüm söylenecek ne varsa dışarı atarsın!

İğrendiğin olur zaman zaman. Tiksindiğin… Ve kusasın gelir.

*

Bazen değil, çoğu zaman para isterler senden. Şu kadar ver, ki söylediği rakam öyle azımsanacak gibi de değil. ‘Ver de kurtul, kaldıralım haberi, yazıyı, videoyu’ diye teklif sunarlar. Kurtlu baklavayı servis ederler, yok pastanın içinden kıl çıktı diyecekler, yok fıstık kabuğu, firmayı ve markayı yıpratmanın bahanesi. Senaryoyu yazıyor, taşları yerinden oynatıp herkese bir rol biçiyor, sonra da utanmadan gidip para istiyor, vermeyince linç kampanyası.

Ama zoru, ama tehdidi, ama sopayı görünce kaldırıyor. Mahkeme korkusu ağır basıyor.  

İmalat artığı bunlar!

*

Bir pazarlık süreci başlar. Yahudi pazarlığı gibi. Nefretin tavan yapmıştır. Versen korktu, diyecek, tırstı diyecek, vermesen inadını sürdürüp yalan yanlış ne varsa haznesinde, dilinde onu kusacak!

Bedenin, ruh sağlığın olduğu kadar cebini de yormaya çalışırlar. Kıslı yanın varsa, eyvallahın varsa, kirli ve alengirli işlerin içindeysen ya verip kurtulacaksın, ya…

Patavatsız, sazını sözünü bilmeyen, küstah, söylediğinin nereye varacağını, kimileri inciteceğinin farkında olmayan düzeysiz, seviyesiz gazeteci kılıklı ayılar dolaşır aramızda.

*

Bedenen de olsa çalışmak insanı yormaz. Alın teriyle çalışan, ekmeğini taştan çıkartan bir amele, bir işçi, bir kesinlikle yorulmaz.

Evinin geçimi için, çocuklarının nafakası için dinlenmeden, tatil yapmadan, bedenen veya fikren fark etmez gece gündüz çalışır, fakat en yakınlarının, hatta evladının bir çift sözü onu üzer, üzdüğü kadar da yorar.

Ne diyordu Aşık Veysel, ‘Yarin bir çift sözü üşüttü beni, yüce dağ başında buymuşa döndüm’

Elin adamı, iki çift laf eder, akrep gibi, yılan gibi sokar, zemheride terletir, temmuzda üşütür.

*

Hayat meşakkatli, zor. Hele hele depremden sonra insanlar daha çok yoruluyor. Kadınlar evlerinde,  çocuklar okullarında, çalışmak zorunda olanlar  işyerlerinde. Kim bilir neler çekiyorlardır. Hayata pahalı, geçim zor. Ev sahiplerinde Allah korkusu kalmamış, ne saati belli, ne pazarı zırt diye bakıyorsun bir sular kesiliyor, bir elektrik.

Yarına dair endişelerin, kaygıların varken, ümidin de her geçen gün azalıyorsa, manen çöküyor, yoruluyorsun işte.

Hepsi biryana da, siyasetçiysen şayet, biraz da zirvede isen, altını oyanlar olur, kuyunu kazanlar çıkar, yalan ve iftiralarla seni linçe yeltenenler olur, bir şeyler beklerler, vermezsen inadına sürdürür. Mahkemeye versen…

Hayat gibi, siyaset de yoruyor insanı. Bir de cahille yol yürürsen, yol da adamı yorar!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.