Muhtarlık müessesesinin önemini bilen birisi olarak, bu yazımla muhtar kardeşlerimi kısmen de olsa üzeceğimi biliyorum. Niyetim, görevini kötüye kullanan, devlete ve millete karşı asli sorumluluklarını yerine getirmeyen, kendini seçen halka karşı duyarsız kalan, sırf kendi çıkarı için etikete sarılıp kişisel hesaplar peşinde koşanları eleştirmek.
Depremde olanları, yaşananları gördük. Siz de…
Çok da haksızlık etmek istemem, burada sözüm, uyarım bazı bürokratlar, daire amirleri, daire başkanlarına… Muhtarlara randevu vermemek bir tarafa, azarlayıp kapıyı gösterdiklerine dair duyumlar da gelmiyor değil. Ayıp ve çirkin! Senin görevin, kapına kadar gelen, vatandaşın derdini, sorunlarını çözme niyetiyle gelen seçilmişleri azarlamak değil. İmkânlar ve şartlar dâhilinde yardımcı olacaksın, bırak telefonlarına çıkmamayı, kapıyı kapatmayacak, azarlamayacaksın çocuk gibi.
*
Dönelim yine asıl gündeme…
Birkaç haneli köye muhtar olan kendini dağların aslanı zannediyor. (Düzgün karakterli, işini doğru yapan, her meselede adil davranan, hakkı, hukuku ve adaleti gözeten, devlet ve millet sevdalısı muhtarlarımı tenzih ediyorum)
Hele bir de babadan emanetse muhtarlık, dağları ben yarattım diyor, astığı astık, kestiği kestik deyip, kendi kanunları ile köyünü idare etmeye çalışıyor.
Dağ başı mı orası?
Köyünü, mahallesini, yani kendisine oy veren halkına çalıştığını, hizmet ettiğini zannederken de devleti, milleti, kurumları tınmıyor, yok sayıyor, varsa yoksa kendisi. Sanki muhtar değil, yedi dağın efesi.
*
Adı, takımı ve partisi her neyse, her kimse, devlete karşı geldiyse, isyan ettiyse, hak-hukuk ve adalet çemberi dışına çıktıysa, elbette cezasını görecek, görmüştür, görecektir.
Günümüzde örnekleri yaşanıyor.
Hatırlayın, geçtiğimiz hafta bu şehirde bir su sıkıntısı yüzünden gerek kurumlarda, gerekse vatandaş camiasında gergin günler, anlar yaşandı. Su medeniyet, en büyük ihtiyaç. Amenna!
Muhtarlıklar önemli kurumlar. Belediye başkanlarının mesai arkadaşları, en küçük yerel yönetim birimi temsilcileri. Ama devletten büyük değiller! Şayet kendilerini devletin üstünde, devleti temsil eden kurumların üzerinde görüyorlarsa, ki bu günlerde rastlandı, gerekli cezaları alacaklar, seyredenler de ibret, ders çıkartacaklar kendilerine.
*
2 mahalle muhtarı, kim olduklarını öğrendiniz, tekrara gerek yok, Pınarbaşı Camii hoparlörüne de kullanarak, vatandaşı KASKİ’yi basmaya, hak aramaya davet ediyor. Kışkırtıyor resmen.
Tamam, su sıkıntısı var mı, var. Vatandaş haklı mı, elbette haklı. Haklıyız diye gidip de devletin kurumlarının içine kadar girip eylem yapacak, isyan bayrağı ve parmak kaldıracak kadar ileri gidemez kimse.
Değil kendisi, değil kardeşi, hatta ve hatta babası muhtar bile olsa!
Bu muhtar, yani Fatih Ay, yaklaşık 2 hafta önce, kendi ifadesiyle Akdere bölgesinde su bulduk diye seviniyor, gürül gürül akan suyun önünde poz veriyor, Başkan Fırat Görgel ve KASKİ Genel Müdürü Necati Çalık’a teşekkür ediyor, bu sevincini de kendi sayfasında, sosyal medyasında paylaşıyor.
Eee, ne değişti, aradan ne geçti de kalkıp başkana, genel müdüre posta koyuyor, çemkiriyorsun!
Herkes haddini bilecek!
Haklı olmak, vatandaştan yana olmak, onların ihtiyaçlarını temin noktasında sorumluluklarını yerine getirmek, elbette seçilmiş her muhtarın vazifesi olsa da, bu onları devletin kurumlarını basmaya haklı göstermez!
O zaman toplanalım hep birlikte, yıkanamıyoruz, cenabet geziyoruz, içecek su bulamıyoruz diye gidip kurumları basalım, seçilmişleri linçe yeltenelim.
O kadar da ucuz değil.
Yapılan haneye tecavüzdür, suç teşkil eder! Bu, haklı iken haksız duruma düşmenin dik âlâsı.
*
Herkes de biliyor ki, bu sıkıntının, bu sorunun farkında olan, bu meselede özveriyle çalışan, tüm oyuncuları ve ekibi sahaya süren, teknik personelle birlikte geceyi gündüze çeviren bir Fırat Görgel’e yapılan hakareti, çirkinliği, iğrençliği görmezden gelemeyiz!
Zaten gerek kaymakamlıklar gerekse adli camia harekete geçti, haklarında yasal işlemler yapılacak! Süreç başlatıldı bile.
Kimsiniz siz? Muhtarsan muhtarlığını bilecek, çizmeyi aşmayacaksın!
Yetmez ama evet, görevlerinden el çektirilmeli.
Madem ki bir belediye başkanı, hukuksuzluğundan, hatalarından ötürü tutuklanıyor, görevinden el çektiriliyor, vatandaşı galeyana getirip, kurumların üzerine salan, teşvik ve tahrik eden, Allah’ın evindeki hoparlörü kullanıp devletin kurumlarına itibar suikastı düzenleyenler de görevlerinden el çektirilmeli.
Hanya’yı Konya’yı görmeleri için!