Gerek ülkenin, gerekse şahsım şehrinin temel sorunu ekonomi. Yani üretim, yani istihdam, yani ihracat, yani üretim maliyeti, yani ihracat, yani sektörün nereden nereye evrildiği…
Sadece sanayi sektörünün değil, orta ölçekli esnafın, emeklinin, çiftçinin, işçinin geldiği nokta belli. Toplumun büyük bir kesimi geçim sıkıntısı yaşarken, siyasiler seçim derdinde.
Yolun sonu çıkmaz sokak mı, bu sorunun cevabını iş insanlarına, sanayi sektörünü temsil eden sivil toplum kurulu kanaat önderlerine bırakmak gerekiyor.
Bize lahmacun yemek düşer!
*
Geçen haftanın son resmi gününde, Kahramanmaraş Sanayici ve İş İnsanları Derneği tarafından bu yıl ikincisi tertiplenen Ekonomi Zirvesi başarıyla sona erdi. İş dünyası temsilcileri ve akademik çevrelerden yoğun katılımın gerçekleştiği zirve, gün boyu süren panellerle bölge ve ülke ekonomisinin kalkınma yollarına önemli katkılar sağladı. Sektör temsilcileri ve ekonomistler, bilgi birikimlerini katılımcılarla paylaşarak güçlü bir istişare zemini oluşturdu.
*
Kabul etmek gerekirse, sevgili İsmail Dinçer ne zaman KASİAD Başkanı oldu, yeniden hayat buldu, küllerinden doğdu, sanayi kesiminin sorunları olduğu hatırlandı, çözüm önerileri ileri sürüldü, ekonomi zirvesine katılan ekonomistler, ülke ekonominin geldiği noktayı analizle ümitli olmak isteseler de gerçekleri balçıkla sıvamak mümkün olmuyordu.
*
Zirve Ramada Otelindeydi. En arkada oturup başta KASİAD Başkanı sevgili İsmail Dinçer olmak üzere tüm konuşmacıları dinledim. Başkan İsmail Dinçer, sanayi sektörünün üretim kapasitesini yeniden yükseltme sürecine girmesinin elzem olduğunu vurguladı.
Dinçer, bölge ekonomisinde toparlanma yönünde ilerleme beklentilerinin bulunduğunu net biçimde ifade ederken vahameti de gözler önüne sermekten geri durmuyordu.
Önceki KASİAD Başkanı Allah selamet versin, Sıddık Ciğer, bir ödül gecesinden başka (ne alaka ise) dişe dokunur bir icraat sergilemezken, genç yetenek Dinçer, sektörün umudu olma adına, iyimser tablolar çizmeye çalışsa da, ‘kral çıplak’ demeyi ihmal de etmedi.
Dinçer, 1998 yılından bu yana Kent iş dünyasını bir araya getirme ve temsil etme sorumluluğunu büyük bir bilinçle üstlenmiş.
Dinçer, oturumlarda Türkiye'nin makro ekonomik görünümünü, şirketlerin finansmana erişimde karşılaştığı güçlükleri ve olası çözüm yollarını, Ortadoğu ülkelerindeki yeni ticaret ve yatırım koşullarını dinleyip değerlendireceklerini aktardı. Son oturumda ise sözü uzmanlara bırakarak günün çıktılarını duyurmayı ve Kahramanmaraş perspektifinden ekonomiye bakmayı amaçladıklarını söylediğinde, salondaki alkış oranı yüksekti.
*
Bu yazıyı onu övmek, ona methiye düzme hevesiyle yazmıyorum. Değerlendirmeleri alanında yetkin panelistlere bırakmak istese de, doğup büyüdüğü şehre olan sorumluluk ve borçluluk bilinciyle mevcut duruma ilişkin birkaç kelime söylemeyi görev bildiğini dile getirmesi, cesaret ve özgüven doluydu.
En önemlisi de sanayi sektörünün ‘zor’ kelimesinin hafif kalacağı kadar çetin günlerden geçtiğini vurguladı.
Deprem sonrası artan inşaat faaliyetlerini geçici bir durum olarak değerlendirmenin önemine işaret edip, sizi rakamlara boğmak istemedim.
Gidişat iyi sinyaller vermiyor!
*
Sanayi tesislerinin neredeyse tamamının kapasite azaltmak zorunda kaldığını bilmeyen yok. Hatta birçok tesisin faaliyetlerine ara verdiğini de. Tesislerini artan ve karşılamakta zorluk çeken üretim maliyetinin yüksekliği sebebiyle Mısır ve Fas’a taşınanların olduğu da bir gerçek iken, işsizlik artana hızla devam ediyor. Bu da toplumsal çöküşün ve üçüncü sayfa gazete haberlerinin aratışı demek oluyor.
bu durumun en somut kanıtını ithalat verilerinde gözlemlediklerini ifade etti.
*
Tesisler bir biri kapanıyor ve ülkeyi terk ediyorlar.
Özetle şunu söylemek istedi sevgili Başkan İsmail Dinçer, beklemeden, vakit geçirilmeden hastalığı tespit edip tedavi süreci başlatılmalı.
Haksız da sayılmazdı.