Bilinen gerçektir, sanayi sitesinde, iş dünyasında, özellikle giyim-gıda sektöründe imalat hatası olan ürünler ıskartaya alınır, ya da ihraç fazlası adıyla piyasaya sürülür. Zaten lüks mağazalar yerine, işportaya, basit tezgâhlara düşer ki, onlar da ucuza gider, elden çıksın, para dönsün diye!
Ha, müşteri çıkar mı, alan olur mu? Oluyor. Her malın, herkesin bir alıcısı var! Genellikle ucuz olduklarından ucuza giderler.
*
Trabzon bulvarına yapılan yen konutlar henüz hak sahiplerine teslim edilmediyse de, hazırlar. Kaldırım kenarları ağaçlandırıldı, çiçeklendi. Ama çevresi, içi çöplük gibi. Sigara paketleri, bira ve gazlı içecek kutuları, daha ileri giden ahlaksızlar var, özellikle akşam saatlerinden sonra işeyenleri görenler var. Büyük tuvaletini yapanlar bile…
Şehir kültürü almamış ahlaksız insanlar. Bu kadim şehrin geleneğinden habersiz yaşayan örümcek kafalılar. Aynı davranışı evinizde sergileyebilir misiniz, ya da işyerinizde.
Hiç mi utanmıyorsunuz!
*
Yıkımlar sürüyor. Sırada çok bina var. Fakat yıkılırken, yıkım işini üstlenen firmalar, vatandaşı toz duman içinde bırakmayı görev saymış olmalı ki, bina yıkılırken toz üzerine su fışkırtmıyorlar. Birinde birkaç kez uyardım, aldırış bile etmediler.
Adamlar hurda demir derdinde. Cadde, önündeki işyerleri, yoldan geçenler toz içinde kalmış, çok da umurlarında değil. Bu geri zekâlılara, idrak katsayısı düşüklere, şehrin dört bir tarafı şantiye alanına dönmüşken, şu susuzlukta insanları her gün duş almaya zorlayan demir kafalılara söylenecek çok söz var da, yerim dar, benim yerime birkaç cümle söyleyin lütfen! İçinde küfür olacaksa, beis yok! Alışıktır bu tipler. Bağışıklık kazanıyorlar sevabınıza.
*
Hatay’a, Amik Ovası’na giden suyu Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel vermedi. Helete (Düzbağ) suyunu Gaziantep’e veren Fırat Başkan değil. Pazarcık-Kartalkaya Barajının suyunu Başkan Görgel’in vermediğini de biliyor cümle alem.
Buna rağmen, şehirde yaşanan su sıkıntısının tüm yükünü, sorumluluğunu getirip sizler-bizler için uykusuz geceler geçiren bu idealist adama yüklemek insafsızlık olur.
Bazı dingiller de küresel iklim değişikliğinden ötürü tüm Türkiye’de, hatta dünyada baş gösteren susuzluğun çözümü için elinden gelen gayreti anlatsa da, birileri tetikliyor, yaratılan çirkin ve yersiz algı ile Başkanı hedef haline getiriyorlar.
Daha önce aptallara anlatır gibi anlattım bazı meseleleri, yine daha önce geri zekalılara anlatır gibi tane tane anlattım bu şehre dair yaşanan, gelişen, yakıştırılan tüm olumsuzlukları, ya da güzellikleri, anlamadılar, dinlemediler.
Fakat biri beni anladı o da yanlış anladı misali, işine gelmeyen yan çizdi, başkan aleyhine alğıları büyütmek için tuttukları ucuz adamları, meczupları, tetikçileri boş durmuyor ne yazık ki.
*
Cahille yola gitsen yol yorulur, gidersin yol bitmez, edepsizle sohbet etsen dil yorulur!
Ve sizler. İstiklalsporu desteklemek yerine köstekleyenler varmış. Başkan Gaffar Akarca söyledi iki hafta önce salı akşamı, Teras’ta. Ama isim vermedi. Beki de herkesin bildiği marka ve firmaları töhmet altında bıraktı. Keşke isim isim saysaydı.
Keşke seneler önce Kahramanmaraşspor’u 1. lige çıkartan Ecz. Hüseyin Belli için de birkaç kelime etseydi, emeklerinden dolayı tebrik etseydi, örnek bir idareci olduğunu ifade etseydi, gözümde daha da büyürdü.
*
Son sözüm yine imalat hatalılara, ihraç fazlası zırtapozlara, kendini gazeteci yerine koyan sosyal medya soytarılarına, meczuplara…
Yahu, gerçekten komik misiniz, yoksa tipiniz mi bozuk! Hı, hangisi?