2020-04-06 14:36:58

Evlerinde eşlerine gıkını çıkartamayanlar, gazetecilere diklenirler!

Editör

06 Nisan 2020, 14:36

Havasından mı, suyundan mı bilinmez, bizim şehirde, bu kadim kentte gazetecilik bir alem meslek. Bu mesleğin zor yanı da var, harika tarafları da. toplumun bir adım önündesiniz, herkes sizin ne yazdığınızı merak ediyor ve yorumlarınıza, eleştirilerinize göre kanaat ediniyor, sahibi oluyor. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, vatandaş size değil, yine de basın mensuplarına güveniyor, inanıyor.

“Haber, birinin yayınlanmasını istemediği şeydir, gerisi reklamadır!” genelde “Gazetecilik birilerini rahatsız edeni yazmaktır, gerisi halkla ilişkilerdir” versiyonu ile ünlü yazar George Orwvell’e atfedilen bu sözün sahibi aslında Amerikalı bir yayıncı. Adını boş verin! Yazıp da meşhur etmeyeyim keratayı.

*

Bir belediye başkanının, bir siyasetçinin, bir bürokratın iddialarını muhatabına sormak da gazetecinin hem hakkı, hem de görevi. Alınsalar da, üzülseler de, kırılsalar da, bu gerçek değişmeyecek. Değiştirmeye de kimsenin gücü yetmeyecek!

Öyle bir meslek icra ediyoruz ki, ister iktidarda, ister muhalefette olsun, özellikle siyasetçiler ve özellikle belediye başkanları (büyük küçük fark etmez) gazetecilerin kendileri için rahatsız edici gerçeklerin peşine düşmesini kabul etmek zorundalar. İsteseniz de istemeseniz de. Velev ki sorulara ve iddialara verebilecekleri ‘haklı cevapları’ varsa, yaptıklarının doğruluğuna inanıyor, güveniyorlarsa, gazetecilerin yaptığı işten korkmalarına, sorduğu sorulardan rahatsız olmalarına gerek yok.

Tabi bu, kendinden emin, burnu havalarda olmayan, ‘dağları ben yarattım!’ demeyen siyasiler, başkanlar için geçerli.

*

Netice itibariyle gazetecilik, birilerini rahatsız eden haberleri yapmak, soruları sormak, iddiaları gündeme taşımaktır.

Ancak şehirleri yönetenler, ya da yönettiğini zannedenler, kendini bu şehirden sorumlu addeden siyasiler, para ve güç sahipleri, gazetelerden ve gazetecilerden hep kendilerini iyi göstermelerini, reklamlarını, hatta propagandalarını yapmalarını beklerler. Sanki o gazeteler, sanki o haber siteleri, babalarının malı. Sanki öyle bir mecburiyet varmış gibi. Sanki kendilerini övmek nikâhlarına kıyılmış gibi.

Yok öyle yağma

Gazetecilik sınırları çerçevesinde eleştirirsin, kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına sorular sorarsın, herif kalkar inkâr eder. Ben demedim, ben yapmadım. O vakit uzaydan gelenler yaptı, UFO’lar söyledi.

*

Bu durum karşısında başvurdukları yöntem ‘en iyi savunma saldırıdır’ kriteri ile karşı karşıya kalırız. Biz yalan yazarız, biz yalan söyleriz, amma velakin siyasetçiler ve başkanlar, sütten çıkmış ak kaşıklardır, onlar zinhar yalan nedir bilmezler, ağızlarından bal damlar, ne varsa yaşanan olumsuzluk, topu taca, pardon gazetecinin üzerine atarlar, gazeteciyi günah keçisi ilan ederler.

Vatandaş bunu yer mi, tövbe vallahi…

Kamuoyu sizin ne yaptığınızı, ne söylediğinizi çok iyi biliyor. Onları balık hafızalı sanmayın!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.