Daha seçimlere tamı tamına 4 ay varken, aslında bugüne kadar esnaf odalarına dair bir iki küçük yorum dışında herhangi bir yazı yazmadım, hatta bırakın yazmayı aklımdan bile geçirmemiştim. Fakat hareket erken başladı. Er kalkan, canı sıkılan, arkalarına birilerini alanlar ‘adayım’ dedi.
Aday çokluğu da rekabeti beraberinde getirdi. Ciddi bir yarış başladı. Demokratik yürüyor mu, gidiyor mu süreç, onun takdiri üyelerin olacak!
Bir de, çapına bakmadan, karekökünü hesap etmeden, özgül ağırlığını göz önüne sermeden, cidden istenip istenmediğine inanmadan, topumda, üyeler arasında karşılığı var mı yok mu onu bile terazinin kefesine koymadan ‘adayım’ diye ortaya çıkanlara bakıyorum, hele bazıları ‘imalat hatası’.
Evet tam 4 ay var seçimlere. Fakat dedim ya, heyecan kasırgası erken esmeye başladı, aradan bir-iki ay geçsin, bu kez de tusunami yaşarsınız eminim! Sonbaharı bekleyin!
*
Erdal Kanbur Başkan, yeniden aday olup olmama konusunda önce çekimserdi, tereddütleri vardı, kaygıları, endişeleri vardı. Yorulduğu kesindi. O, odadan güç alan değil, odasına güç veren insandı aslında. Şimdiye kadar, başkanlığı sürecinde odadan bir kuruş aldığını ne duyan var, ne gören!
Ancak baktı ki, üyelerinin sesine de kulak vererek devam etmesinin oda ve camia adına hayırlı olmasına karar verildi. Odanın Kanbur’a, Kanbur’un da odasına, bu şehre, bu sektöre ihtiyacı vardı.
Öyle ‘Başkan’ olmak herkesin harcı değildi.
Geçen hafta cumartesi akşamındaki açıklamasında, Ocak 2026’da yapılacak olan oda seçimleri için yeniden aday olduğunu açıkladı ve esnafa yönelik yeni projelerini kamuoyuyla paylaştı. Bunlar elle tutulur, gözle görür ciddi projelerdi.
Esnaf Birliğine bağlı Lokantacılar, Pastaneciler ve Tatlıcılar Odası Başkanı Erdal Kanbur, MADO Meslek Lisesi Konferans Salonu’nda düzenlediği toplantıda, Ocak 2026’da gerçekleşecek oda seçimlerinde yeniden aday olduğunu duyurdu adından hem geçmiş dönem çalışmalarını değerlendirdi, hem de yeni dönem için büyük hedefler içeren projelerini açıkladı.
*
Şimdiye kadar esnafın karşılaştığı sorunlara çözüm üretmek için gece gündüz çalıştığına herkes şahit. Onu cesaretlendiren, yeniden aday olmasını sağlayan şey, üyelerinin desteği, ısrarı, en büyük motivasyon kaynağı odu. Bu görevi onların güveniyle sürdürüyor. Yeni dönemde de lokantacı, pastaneci ve tatlıcı esnafımızın sesi olmaya devam edecek. Bir kararlılık söz konusu.
Tuhafıma giden, bir adayın kardeşinin kardeşine rakip olmasıydı. Yani kardeş kardeşi desteklemiyordu. Yanında değildi. Bu neye işaretti, bunun yorumunu üyeler yapacaktı. Demek ki ortada bir güven sorunu vardı. Düşman kardeşler desek, o bir Türk filmiydi, başrollerinde de Eşref Kolçak oynuyordu.
Fakat kardeş kardeşini birbirine rakip olması, üyeleri çok düşündürdü. Bu yaman çelişki bile Başkan Kanbur’un elini güçlendirdi.
*
Başkan Kanbur bu kadim şehrin köklü yemek kültürüne vurgu yaptı o akşam. Gastronomi alanında şehri yurt dışında da temsil edecek yeni projeler geliştirdiklerini söyledi. Konuşmasında dikkat çeken projelerden biri ise, MADO Meslek Lisesi ile iş birliği içinde kurulması planlanan “Uygulamalı Gastronomi Oteli” oldu.
Herkes de kabul eder ki Kahramanmaraş gastronomi kenti. Burada yetişen gençlerimize uygulamalı eğitim imkanı sunacak bir otel hayal ediyor olması onun ciddiliğini, kararlılığını ortaya koyması açısından önemliydi.
Bu otelde Maraş’a özgü kahvaltılar, yemekler servis edilecek. Hem gençler istihdam edilecek, hem de şehir dışından gelen misafirlerimize gerçek Maraş mutfağı sunulacak. O, bu projeyi kamu, belediye ve yatırımcılarla birlikte hayata geçirmeyi hedefliyor.
*
Ayrıca, esnafa katkı sağlayacak bir diğer öneri ise "Gastronomi sokağı" oldu. Bu sokakta her esnafın kendi ürününü sergileyebileceği, şehrin kültürel yemeklerinin tanıtılacağı bir platform kurulmasını önermesi kıymetliydi.
Öte yandan kayıt dışı çalışan esnafa da çağrıda bulunarak, "Odadan hizmet bekleyen ama kayıtlı olmayan esnaflarımız var. Gelin, odamıza kayıt olun. Biz birlikte güçlüyüz. Kayıtlı üyelerimize her türlü desteği sunuyoruz. Kayıtsız olanların da bu birliğe katılması gerektiğine inanıyoruz." derken önemeli, önemli olduğu kadar da ciddi bir meseleye parmak basıyordu.
O, oda faaliyetlerinde şeffaflık ve katılımcılığın önemine dikkat çekti, bunu da şu cümlelerle kayıt altına aldı; “Her üyemizin fikri değerlidir. Oda hepimizindir. Yeni önerilere her zaman açığız. Bir üye gelip; ‘Benim şöyle bir fikrim var’ dediğinde çok mutlu olurum. Bu odaya hep birlikte değer katacağız.”
Şimdiye kadar odayı ortak akılla yönetti, hep şeffaf davrandı, kimseden maddi destek beklemeden, odasını ayakta tuttu ve kurumsal kimlik kazandırdı.
O bir lider!