Herkesin gergin, herkesin kaygılı, herkesin burnunu sıksan canının çıkacağı süreçte, herkesin acılarını içine gömdüğü, herkesin panik havasında olduğu, herkesin daha şimdiden aş ve iş derdine düştüğü şu zamanda, siyaseti devlet düşmanlığına çevirmenin kimseye yararı yok.

Devlet bizim devletimiz!

Allah devlete zeval vermesin. Ne demişti atalar, ‘Devletle, evlatla şaka olmaz!’ devlet babadır, devlet candır, devlet cankurtaran simididir, devlet geleneğimiz, dünümüz, geleceğimiz ve yarınlarımız iken, siyasi partileri, siyasetçileri devlet üzerinden, üstelik de olumsuz algılarla yönetmeye, yönlendirmeye çalışmak, inancımıza, geleneğimize ters düşer.

Kimse aç kalmadı, açıkta kalanlar olmadı mı, oldu, deprem ayaklarımızın altında geliyorum dese de, depremle yaşamak, yüzleşmek zorundayız.

*

Artık deprem öldürmez, binalar öldürür demenin de faydası kalmadı. Bu bir dersti, bu bir imtihan idi, umarım herkes bu mesajı, bu dersi ziyadesiyle almıştır.

Önemli olan devletin bu büyük yıkımdan, bu büyük afetten güçlü çıkması. Devlet güçlü olursa, devlet ayakta durursa, millet de yaşar, ayakta da kalır. Zaman, süreç, devlete sahip çıkma zamanı.

*

‘Hukukçu milletvekili şehri yeniden kuruyor!’ dediler. Algı yaratarak milletin kafasını karıştırdılar. 

Milletvekili Av. Ahmet Özdemir bu şehrin siyaseten hafızası. Gayretli, iyi niyetli, sürekli sahada, sürekli insanların içinde, sürekli yaraların sarılması noktasında yaralara merhem olmaya çalışıyor.

O gün, beraberinde Aksu Tv. Genel Müdürü Cüneyt Beyit ve Başkonuş Yaylasının hafızası, beyni Serhan Erdoğanyılmaz ile birlikte iken kurduğu cümleler, şehir adına hikâye yazma, geleceği inşa etme gayreti, kamuoyunda, özellikle sosyal medyada gündem konusu oldu.

Sayın vekilim inşaat mühendisi değil, şehir planlamacısı değil, mimarlar odası başkanı değil, bir hukuk adamı. Dostları, arkadaşları veya sade vatandaş gelmiş, bir şey sormuş, o da dert dinlemiş, ne yapacaktı ya? ‘Benim bu meselede söyleyecek bir şeyim yok!’ mu deseydi.

‘Gidin derdinizi Marko Paşa’ya anlatın mı!’ deseydi. ‘Ben inşaat mühendisi değilim, şehir plancısı değilim, bana bir şey sormayın!’ mı deseydi.

O zaman siz ne diyecektiniz; ‘Bir şey değilsin de, necisin, bize yardımcı olamıyorsan, bizi dinlemiyor, bize bilgi vermiyorsan ne işin var mecliste!’

Ben sayın Özdemir’in avukatı değilim. O kendini anlatır, ifade eder. Aksine o benim avukatım. Gazetemin ve maraskimlik.com’un…

O da Çevre ve Şehircilik Bakanı dahil, sayın Cumhurbaşkanımızın veya devletin üst kademesindeki bakanların, siyasetçilerin söylediklerinden edindiği bilgileri kamuoyu ile paylaşıyor. Aldığını satıyor.

Cevap vermeyip sussa, bu kez daha çok veryansın edecek, topa tutacaksınız!

Ne diyordu tweet’inde, ‘Ben de depremi çocuklarımla birlikte Kahramanmaraş’ta yaşadım. Devletimizin hızlı karar alma mekanizması ve vatandaşlarımızın devlete ve millete olan güveni, ilk güne göre bu durumu biraz hafifletmemizdeki en büyük etken. Katkı veren herkese minnettarız!’

*

İlk gündeki yaptığı açıklama, amiyane tabirle kıyamet kopardı. İyi niyetle, bilgilendirme amaçlıydı sözcükleri.

Ha, ‘alçaklar, alçaklık’ kelimesine katılmadığımı söyleyebilirim. Ağır kaçmış. Daha mülayim, daha enginden alan bir kelime kullanabilirdi. O anki hezeyanı, o anki öfkesi, o anki ruh hali ile ağzından çıkan kelime yakışmadı. Amenna!

O atmosferi, o ortamı gözünüzün önüne getirin! Linç kampanyası başlamış, darağacına çekilecek, herhalde ‘dilinize sağlık, ne güzel söylediniz!’ demeyecek.

Bir de kendinizi onun yerine koyun!

*

Şehir yeniden kurulacak. Yeniden inşa edilecek. Fikrini belirtmiş, yapıcı bir üslup ile düşüncesini paylaşmış, ee, bunun için belediye başkanı, imara müdürü, şehir plancısı ve inşaat mühendisi de olmaya gerek yok. Ona kalırsa şu süreçte herkes belediye başkanı, herkes şehir plancısı.

İnsanların travma geçirdiği, aş ve iş kaygısına düştüğü şu sıralarda, sosyal medya denilen lanet mecra, şehirden sorumlu herkesi hedef tahtasına oturttu. Ee, günümüzde insanlar olgularla değil, algılarla hareket ediyor, düşünüyor, uygulama yapıyor.

Yapıyor diye, bu şehrin evladını, bu genç bu enerjik, bu siyasetin hafızası, insan evladı delikanlıyı linç etmenin, itibarsızlaştırmanın, hedef tahtasına koymanın kime ne yararı var.

Göreceksiniz, ki iyimser olmaya çalışıyorum, ortak akılla bu şehir yeniden inşa edilecektir. Yeter ki devlete, millete inanalım!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol