Meğer adaylar ne kadar mahirmiş, ne kadar da oynamaya hasret çekerlermiş, ne kadar da heveslilermiş, hayret valla! Parmak şıkırdatan, göbek atan, halay çeken, Ankara havasına ayak uyduran, mastika ile izleyenleri hayran bırakan adaylar günün en çok izlenen haberi oluverdi. Gülümsüyor insan.

Oysa millet oynatmaya az kalmıştı.

Haberleri izlerken bakıyorum, kimisi horon tepiyor, kimisi Ankara havasına ayak uyduruyor, kimisi de Kafkas kültürünü yansıtan oyunu sergiliyor, kimisi de acemice de olsa ayaklarını müziğin ritmini göre uydururken, yanlarından da göz ucuyla oyunun nasıl oynandığını öğreniyorlar.

*

Tamam, Ankara ve İstanbul Belediye Başkan (bazıları komik duruma düşse de) adayları oynar da, bizim şehrimizin siyasi parti adayları bir çiftetelli oynamayı düşünmezler mi.

Kafaları kel mi?

Madem düğünlere gidiyorlar, ne var yani kalksalar da hünerlerini gösterseler, bir Konyalı havası, bir çiftetelliye ayak uydursalar.

Vallahi hoşuna gider milletin. Zaten aday adayları da belki böyle bir fırsatı kolluyor olabilirler. Yok mu bir düğün arkadaşlar iki ayak da ödünç alıp gidecekler vallahi.

*

Yani bizim belediye başkan adaylarımızın, Ankara ve İstanbul adaylarından nesi eksik. Vallahi kalksınlar bir sahneye, çıksınlar, çoğunu gölgede bırakırlar.

Sahanın, pardon sahnenin tozunu attırırlar!

Çok sevgili Fırat Görgel Başkanıma desem, bir şansını dene, çık bir halay çek. Çıkar mı, düğünlere gitsem de oyun bilmeyen ben gibi ‘yok canım, daha neler’ mi der, bilemem.

Muhammet Aydoğar düşünür mü bir çiftetelli oynamayı. Kıvrak ve o kadar da toplumcu arkadaştır, denerse, istek de gelirse belki kırmaz düğüne gelenleri, müziğin ritmine ayak uydurabilir. Yetenekli çünkü.

Uzun seneler tanıdığım Mesut Dedeoğlu’nun öyle bir mahareti var mı, bilmiyorum. Çıkarsa sahneye, izleyenleri büyüler diye düşünürüm.

Bekir Eryılmaz köylü çocuğudur. Bertiz’de gitmediği düğün kalmamıştır, mutlaka oyuna kalkmıştır, en azından bir halay çekmişliği vardır. Favorim diyebilirim.

Zeynep Özbaş Arıkan için iki kelam etmeye korkuyorum. Oyun bilir mi, bu konuda yeteneği nedir, ısrar edemiyorum.

*

Kim kaldı geriye… İlçe Belediye Başkanlarına gelince…

Dr. Fatih Ceyhan’ın bu meselede daha maharetli olduğunu düşünüyorum. Sporu, futbolu seven insan, bir çiftetelli çalsa izleyenlerden on puan alabilir. Saha ve seyirci avantajı var en azından!

Necati Okay mahcubiyeti fazla olan dostumuz. Düğünlerde oynamak, iki el şıkırdatmak gibi hünerinin olduğunu düşünmüyorum. Biraz daha ağır abi pozisyonunda.

Geldik Hanifi Toptaş’a… Diğer adaylara göre genç bir aday. Konyalı oyun havasına, çiftetelli’ye ayak uydurur derim ve ona kefilim. Toplum adamı çünkü Hanifi Başkan.

Dr. Selahattin Can da vakar duruşlu insan. Öyle bir meziyetinin olduğunu ileri süremem. Ama belli olmaz, hamama giren terler, düğüne giden oynar diye bir söz var bizde, bir halay çekse fena olmaz.

Adaşım Mehmet Akpınar da ağır abiler sınıfından mezun. Dönümü zor. O bakımdan herhangi bir yerde, Ankara havasına, çiftetelliye, halaya ve mastikaya ayak uyduracağını zannetmiyorum.

*

Yeter canım…

Millet ne oyunda, ne oynaşta. Zaten onlar geçim sıkıntısı sebebiyle kafayı oynatırken, aslında bizim adaylara ‘kalkın iki oyun oynayın, iki göbek atın!’ dememiz ne kadar şık düşer, onu da sizin takdirlerinize bırakıyorum.

Çünkü enflasyonun dip yaptığı, geçim sıkıntısının seçimin önüne geçtiği günümüzde millet ‘oynatmaya az kaldı’ türküsü eşliğinde kafayı yiyebilir.

Aslında çıkıp oynasalar, düğün sahiplerinin mutluluğunu ortak olsalar, hem stres atarlar, hem varsa hünerlerini gösterme fırsatı bulurlar.

Bu öneriyi kadın adaylara söylesek, vallahi iki ayak da ödünç alır, koşa koşa giderler!

Ah şu erkekler yok mu, ah!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol