Adamlar ve paganlar

Duyduk ki Maraş'ın sözde sahipleri şehri yeniden inşa edeceklermiş.

Hangi birikim, hangi tecrübe, hangi vizyon, hangi teknik bilgi, hangi genetik aktarımla elde edilmiş bilgelik, hangi iç görü, hangi maneviyat, hangi insaf, hangi iyi niyet, hangi milli şuurla, hangi toplumsal kaygılarla, hangi sorumluluk bilinciyle, hangi mottoyla, hangi bilinçle inşa edeceksiniz Maraş'ı?

*

Maraş helak edildi.

Bu helaka sebep olan zihniyeti besleyip, yozlaştırıp, şehrin bütün idaresini paganlara vermekte canhıraş çalışmaktan başka, hangi icraatınızı referans göstereceksiniz bu inşa görevini tekrar size vermemiz için?

Ve Asıl soru:

Hangi insanlığın, adamlığın üzerine inşa edilecek bu şehir tekrar?

Boş verin bütün bu soruları, burada yazılan birçok kavramı bile ilk kez duyan bir grup insan, hangi vicdanla Maraş'ı yeniden inşa edecek?

*

Paganların vicdanı olmaz. Onlar sadece kendi varlıklarını korumak ve devam ettirebilmek için gereken ne varsa hiçbir kanun ve kural dinlemeden, diğer insanların canı pahasına yaparlar.

Paganların vicdanı olmaz çünkü vicdan insana, adama, ademoğluna ait bir özelliktir.

Paganların kendi putları, mabutları olur. Sistemleri taguttur. Bu sistemi devam ettirmek için gereken ne varsa anasının dinine kadar giderler, bulurlar ve yaparlar.

Bunların 3/2 si kendinin pagan olduğunu bilmeden yaşarken, kalan kısmı gayet farkındadır ve yaptıkları her şeyi kirli hedefleri doğrultusunda yaparlar.

Bizim gibi adam soyundan geldiğini bilmeden yaşayan kalabalıklar da, devletini paganların yönettiği vatanın, bayrağını korumak için gönüllü oluruz. Paganların istekleri doğrultusunda bir şeyler yapmaya izin verilen adamlarızdır biz.

*

Muhalefeti baştan sona pagan ve pagan kuklalarından oluşmuş, iktidarında da çoğunluğun pagan olduğu, adam soyundan gelenlerin azınlıkta olduğu, kısacası devletini ve devlet kurumlarını paganların yönettiği, vatanı ve bayrağı korumak için adamların gönüllü olarak kullanıldığı kadim bir Türk milletiyiz biz.

İçimizde hala dönüştürülememiş, içi insanlık iddiası ile dolu, İslamiyet'in temellerinin ahlak düzlemindeki vicdani emirlere uyarak yaşamak olduğu doğruluğunu içselleştirebilmiş, Allah ile olan bağını hala duyumsayabilenler varsa, kaldıysa; sağlam bir karar ve tövbe ile insanlığımıza dönüş yapabilirsek şehrin maddi inşasını, manevi temeller üzerine kurmak vazifesi bizimdir. Vicdanını, içini yoklayan herkes kendini bilir, tanır.

Düştüğümüz yerden kalkmak için muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızda dolaşan asil kanda mevcuttur. Yeter ki bu asil kanımızı, canımızı Yaratanı ve bizi yaşatanımızı unutmadan ve O yüce Yaratıcımızla olan bağımızı koparmadan, O'nu unutmadan yaşadığımız her anda, damarlarımızda dolaşan asil kanımızın, zihinlerimizde oluşturduğu kanılarımıza çok dikkat edip, hakkaniyetten ve adaletten ayrılmayalım.

*

İşe şehrimizdeki kurumlara, özellikle belediyelere yerleşip, çeteleşmiş, gözlerine kestirdikleri adamların her şeyine göz diken, yaşanan deprem felaketinden sonra yetersizlikleri, dikkatlerinin tamamen başka yerlerde olduğu için zekalarının bir türlü harekete geçemeyişlerinden anladığımız kadarıyla, iş halka hizmete gelince fındık kırmaktan başka bir marifetleri olmayan ama iş çalma çırpmaya, arazilere çökmeye, çöktükleri arazileri birbirlerine peş keş çekmeye gelince, şehir insanının arazilerine son sürat pike yapmakta mahir, siluetleri bile akbabaya benzeşmeye başlamış hırsız çetelerini ifşa ve bütün yetkilerinin ellerinden alınarak başlanması, başlangıç için yapılması gereken en uygun hareket olarak görünmektedir.

Bu konudaki ayrıntıları başka bir yazı da anlatacağım.

Kalın sağlıcakla...

*

NOT: Muhalefetinin gayrimilli ve hain zihniyetlilerden oluştuğuna ikna olduğum ülkemin; hiçbir siyasi bağlantı, maddi kaygı ve rant beklentisi olmaksızın, devletimize sahip çıkmak ve milletimizi uyandırmak adına bir adım atmayı milli muhalefet yaparak kendime insanlık vazifesi edindim. Devletin en üstündeki yetkililere sesimizi duyurmamak için özel çaba gösteren, kötü zihniyete hizmet edenler de bu yazılarımı iyice okusunlar.