6 Şubat yaklaştıkça yüreğim sızlamaya başlıyor bugünlerde…

Oturduğum yerde gözlerim dolup dolup geliyor…

Ne lokmalar boğazımdan aşıyor, ne de yüzüm gülüyor bugünlerde…

Bir sızı kapladı yüreğimi, ateş bastı benliğimi…

6 şubata nasıl dayanalım…

15000 kardeşimiz, yanı başımızda yaşayan komşularımız, 5 saniyede Allaha koştular…

Şehit oldular…

Adeta kanatlanıp uçtular cennete doğru…

*

Yaşlılar, gençler, kadınlar, erkekler ve çocuklar hepsi bir Seher vaktinde bizlere veda ederek gittiler…

Allah’ım gani gani rahmet eylesin…

Peki, bu 15000 kardeşimiz Allaha kavuşurken, şehit olmuşken…

Bu şehrin yıkılmasına sebep olanlar, çıkıp özür dilediler mi?…

Bu şehrin yıkılmasına göz yumanlar ve seyredenler, en azından istifa edip milletimizden aflarını dilediler mi?…

Rabbim bu asrın felaketini bir daha yaşatmasın…

Allah’ım şehitlerimize rahmet eylesin…

Ama üzüldüğümüz şey; Binlerce kardeşimizin şehit olmasının ardından, bize kalan gönlü yaralı, gözleri yaşlı bir şehir…

*

Üstelik bu yıkılan şehrin yüzde 80’i, son 10 yılda ruhsatı verilerek, yapılan binalardan oluşuyor…

Oturup düşünmenin vakti; para için, dünyalık için yaşamaya değer mi?…

Üç günlük dünya yaşamı için, fırıldak olmaya değer mi?…

Evet…

Şimdi, 6 Şubat önümüzdeyken, nasıl 12 Şubatı karşılayacağız…

12 şubatta şehit olan dedelerimizin yüzüne nasıl bakacağız…

*

Gelin, en azından bu şehri kanlarıyla bize emanet eden, Kahramanmaraş şehitlerimizi yaşatmak için, 12 Şubat şehitlerimiz içinde bir panorama müzesi yapalım…

Şehir girişine, Çanakkale şehitleri için yapılan, Çanakkale abidesi gibi bir anıt yapalım… Sözlerimi bitirirken, tüm 6 Şubat,12 Şubat ve 28 Şubat şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor…

Milletimize de sabır ve huzur diliyorum…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol