Şok haberi duyunca şoka girmiş gibi donup kaldım, fakat inanamadım, düşünmeden, sorup-sorgulamadan ‘yalan’ dedim, ‘birileri bir yerden kılçık attı, algı operasyonu ile milletin kafasını karıştırmak, birilerinin itibarını iki paralık etmek için dedikoduya meyletti, mümkün mü?’ diye düşünmedim desem yalan söylerim.
Çünkü Hanifi Toptaş’a güveniyorum.
Neymiş! İddiaya göre, eski bir milletvekilimizin yeğeni, Onikişubat Belediyesine Fen İşleri Müdürü olmak için 1 milyon verecek olmuş ve vermiş ve de bunu doğrulamış. Tamamen algı operasyonu ve külliyen yalan!
Yalan da, 1 milyon valla iyi para! Biraz da muziplik yapalım, ben neden düşünmedim, neden akıl etmedim, neden teklif iletmedim, aklıma tüküreyim diyeceğim de, işim olmaz.
*
Palavra ise, ama dedikodu ise, ama iftira ise, ama asıl mesele Onikişubat İlçe Belediye Başkanı sevgili Hanifi Toptaş’ı ve o genç adamı yıpratmayı neden gerek duydular. Maksat küçük düşürmek ise, ayıp ve saygısızlık!
Dedikodusu bile çirkin! Ha, şunu bilir bunu söylerim, yazana değil yazdırana, söyleyene değil söyletene bakacaksın!
Zaten ilçede sular durulmuş değil. Genç başkan Toptaş, dünya kadar borcu, sıkıntıyı kucağında bulmuş, bunalım geçiriyor adeta. İlçede satılmadık yer kalmamış, giderayak çalışan sayısı artırılmış, kadro şişirilmiş, ne yapacağını bilemeyen başkan Toptaş’ı bir de bu çirkin iftira ile heder etmenin, yıpratmanın manası ne?
Ayıptır, yazıktır, günahtır be!
*
Sonra 1 milyonu verdiği, vereceği söylenen genç adamın resmine baktım, bir kurumda görev almak için niye 1 milyon teklif etsin. Tecrübesi ne, çevresi ne? Neyine güveniyor. 1 milyon liraya müdürlük satın alınıyorsa, biz de elimizde avucumuzda ne varsa satıp savalım, bir daire başkanlığı, bir müdürlük de biz isteyelim!!! Ne yani, bizim kafamız kel mi?
Yemişim tecrübesini, çevresini…
Belediye meclis üyeliği deseydi, anlardım. Keşke belediye meclis üyeliği için başvursaydı. Birileri köşeyi döner kendisi de itibar sahibi olurdu!!!
Hem eski vekili gözden düşürmek istemişler anladığım kadarıyla, hem belediyeyi. Hem de genç yetenek kardeşimizi.
Bu işleri kim tezgâhlıyor, senaryoyu kim yazıp oyuncularla birlikte sahneye koyuyor, anlamış değilim. Ha, tahmin etmiyor muyum, tabi ki ediyorum. Gerçekse, belgesi varsa., ıspatı gerekir.
*
Bu genç adamın Fen İşleri Müdürü olacak kadar 1 milyonu varsa, ne diye veriyor, böyle bir görev talep ediyor, onu da anlamak mümkün değil.
Hadi verdi diyelim, alacağı 30-40 bin lira maaşla nasıl geçinecek. Yoksa geçinmenin başka şartlarını mı oluşturacak? Pazardan bir kilo domates, bir kilo hıyar almaya mı benziyor bu işler! Bilemiyorsun!
Evladım, 1 milyonun varsa, git emlak al, altına-dövize yatır! Ne diye oyunda oynaştasın anlamadım seni. Ne diye milleti töhmet altında bırakıyorsun?!!
Ki duymayan kalmadı, belediye idari ve mali yönden büyük çöküş içinde. Nereye el atsan elinde kalıyor, her taraftan pis kokular geliyor. Bütün bunları seçim sonrası kucağında bulan Başkan Toptaş, temizlemeye, işin içinden çıkmaya çalışıyor tüm iyi niyetiyle.
Hem Başkan sayın Toptaş, hem de genç fen işleri müdürü kardeşimiz Kanber Açıkgöz’ün, enerjilerini, heyecanlarını ve birikimlerini ilçeye vereceğinden eminim. Onların dürüstlüğüne, samimiyetlerine, davaya olan inançlarına kefilim. Kefilim de, insanların çalışma heyecanını, hizmet aşkını ve şevkini kırmanın yolu böyle mi oluyordu?
Kıymetli Toptaş ve genç kardeşim Açıkgöz, gönlünü ferah tut, takma kafana!
*
Dün gece saatlerinde arayan Başkan Hanifi Toptaş, zaten bu tür çirkin iddiaları, iftiraları tınlamıyor, ciddiye almıyor, muhatap da olmuyor. Kendi ifadesiyle işine-gücüne bakıyor!
Senaryoları, iddiaları, muhataplarını değmez buluyor.
Ancak bu çirkin iddia, ya da iftira, çekilir gibi değil. Şehre zarar vermekten başka bir işe yaramıyor. Bir de insanların onuru, haysiyeti var.
Allah yardımcısı olsun!