Yıl 1914 Birinci Dünya Savaşı başlamış seferberlik ilan edilmiştir. Köye zabitler gelir ve askere alınacaklar yazılır. 

Çolak lakabıyla anılan, annemin dedesi Çolak Mustafa, kolu çolak olduğu için askere alınmaz,

Ama nenemin dayısı büyük dayımız Yusuf Güler, askere çağrılır. Dayımız iki yaşındaki oğlunu ve eşini bırakarak, Yemene askere gider, yedi yıl mektubu gelir.

Annesi ve eşi Hatice, yıllarca yol gözleyip, hasretlik çekerler, her akşam mektubunu okuyup özlem giderirler.

Mektubunda şu dizeler yazar;

“Annem dama çıkmasın,

Top zülüfün dökmesin,

Yavrum gelir diye de umut etmesin,

Kara bayramımızda mübarek olsun pederim,

Kışlanın önünde çift pınar akar,

Askerler oturmuş çamaşır yıkar,

Kimi ağlar kimi yollara bakar,

Kara bayramımızda mübarek olsun pederim

Kışlanın önünde bir acemi uşak

Omuzunda martin belinde fişek

Yeni talim geldi nasıl alışak

Kara bayramımızda mübarek olsun pederim!”

Der ve damla damla dökerler, yedi yıl sonunda künyesi gelir ve umutlar kesilir, şehit olmuştur.

Dedemiz Çolak Mustafa ise köyde hayvancılık yapar, tarımla uğraşır, kazancı da gayet iyidir. Ve köyde satılan yerleri satın almaya başlar.

Köyümüzün bir km kadar dışından büyükçe bir araziyi satın alır ve 1920’ler de evini de oraya yapar. Sonra oğlu Çolak Mevlüt, sonra diğer oğlu, kızı derken evler o araziye yapılır.

*

Artık orası yeni bir oba olmuştur, adı da Yepan Deresi’dir. Annem ve dört kız kardeşi o evde dünyaya gelmiştir. Erkek kardeşleri olmayışının yıllarca üzüntüsü ile yaşamış bir yanlarını hep eksik hissetmişlerdir.

Okul öncesi çocukluğumuz ve yaz tatillerimiz,  bu güzel köyde, nenemizin yanında geçti.

Nenemizin bitmeyen sevgisini, Bertiz’in o muhteşem lezzetlerini, tazecik tereyağı, pekmez, sucuk, samsa daha nice güzellikleri ilk burada tattık.

İlk Yol hikâyelerini burada dinledik, ilk Müslümanlık burada soruldu, her şeyin en güzelini, en saf ve en temizini burada yaşadık.

Mayamız bu topraklarda karıldı,

Maraş’a 35 km'ydi ama tam bir gurbetti, tam bir hasretlikti.

Ben üç yaşındaydım, kıt hatırlarım.

Yıl 1972 Dedem Çolak Mevlüt hastalanır, Maraş'a getirilir, Yörük Selim hastanesine yatırılır. Doktoru Erdoğan Ademoğlu' dur. Bilinen başarılı bir doktordur.

*

Böbrek yetmezliği teşhisi konur, yirmi bir gün hastanede yatar tedavi görür, Şehirde iki kızı vardır, sürekli yanlarındadır. Hastalığı süresince kendisine çok iyi bakarlar sürekli ilgilenirler.

Dedem, artık kendini iyi hissetmeye başlamıştır, hemen ayaklanır ve doktora yalvarırcasına taburcu etmesini ister. Doktor da taburcu eder.

İyileşmiştir artık, köy gözünde tüter, kızları, ille yanımızda kal deseler de ikna edemezler, durmak istemez bir an önce köyüne yuvasına dönmek ister. Ve soluğu doğru Sarayaltı’nda köy arabalarının kalktığı yerde alır.

Yemcilik yapan aynı zamanda köy arabası da çalıştıran Başdervişli Köyünden Mahmut oğlu Mehmet Yenen’in yanına varır, saat iki de köye hareket etmek üzere arabaya biner.

Köy Arabası, Dereköy, Küçüknacar, Beşenli, Merk Ova’sından Başdervişli’ye varır. Burası son duraktır. Buradan sonra yol olmadığı için köyümüze yaya gidilecektir.

Ancak, dedem Çolak Mevlüt'ü yol yormuştur, çünkü bu yolculuk yaklaşık 6 saat sürmüştür. Saat akşam sekiz civarıdır.

Arabacı Mehmet Yenen’in babası Mahmut Yenen, dedemi yorgun görünce koluna girerek evine götürür, ve kalın bir döşek atarak dinlenmesini ister,

Yola yaya devam edecek olanlar ise yola düşerler.

Akşam geç saat olmuştur, nenemin bir gözü hep yoldadır. Yola yaya devam edenlerden biri köyümüzden geçerken neneme, dedemin Başdervişli’ye geldiğini, iyi fakat biraz yorgun olduğunu, Mahmut Yenenin evinde misafir olduğunu söyler. Nenem de hemen görümcesinin oğlu, delikanlı çağındaki Hanifi’yi çağırır ve dedeme yoldaşlık etmesi için Başdervişli Köyüne gönderir.

Ekim ayının son günleridir havalar soğumaya başlamış güz gelmiştir. Hazan mevsiminin kendine has tüm güzellikleri yaşanmaktadır.

Cevizler çırpılmış, üzümler kesilmiş, şira düzeni alınmıştır, teştler, kazanlar, kap kacak hepsi avludadır. Masereler kurulmuştur. Bertiz’in en telaşlı ve en tatlı zamanıdır.

Nenem, Hasta gönderdiği kocasının yirmi bir gün sonra gelecek olmasının heyecanıyla gece uyuyamamış evini temizlemiş, avluyu süpürmüş, yufka ekmek açmış, tarhana çorbası ve güzel bir kahvaltı hazırlayıp, beklemeye koyulmuş.

*

Gün ağarmış, bir taraftan masere telaşı ile uğraşırken diğer taraftan da Başdervişli köyünden gelen yolu gözlüyormuş, bir süre sonra atlılar görmüş dikkat kesilmiş, sonra gönderdiği görümcesinin oğlunu ve ardından bir kalabalık.

Heyecanlı bekleyişin yerini merak ve korku almış, öndeki atın arkasında iki uzun şapta, üzerinde bir kilim,  üstünde ise hareketsiz yatan bir adam, bu manzarayı görünce köyde bir feryadı figan kopmuş, kahvaltı hazırlayıp hasretle  beklediği kocasının cenazesi gelmiş.

Gelenlerden biri, kap kacak ayarlayın su ısıtacağız, Çolak Mevlüt emmi rahmetli oldu başınız sağ olsun demiş. Maserede pekmez kaynatalım diye hazırlık yapanlar, şimdi rahmetli için su ısıtmaya başlamışlar.

Gençliği, yemene giden ve dönmeyen dayısının acı hikayesi ve hasretiyle geçen rahime hatun kırk iki yaşında beş kız anası olarak dul kalmıştır artık.

Dün, nenemin geç saatlerde  Başdervişli köyüne gönderdiği delikanlı, Dedemi misafir eden Mahmut Yenen’in evini bulur, Varır ki dedem sobanın yanında bir döşekte yatıyor,  durumu bayağı ağırdır, başında ev sahibi Mahmut Yenen kuran okuyordur. Beraberce başında beklemeye dua etmeye başlarlar, bir süre sonra dedem ruhunu teslim eder. Gece geç saat olmuştur ve sabahı beklerler.

Gece boyunca rahmetlinin başında, Mahmut Yenen, Başdervişli okulunda öğretmenlik yapan rahmetliyi hiç tanımayan Mehmet Avcı ve Hüseyin hoca sabaha kadar cenazenin başında beklerler, dua ederler ve ertesi gün de cenazeyi köyümüze kadar getirip Hem taziye verip hem de defnederler. Rahmetlinin kara lastik ayakkabıları da yanlarındadır onu da neneme verirler.

Şehirdeki kızlarının ancak üç gün sonra haberleri olur ve babalarının cenazelerine maalesef katılamazlar.

*

Sevgili dostlarım,

Bizim evlerimizde yıllarca YOL,

Yemene savaşa giden dayının beklendiği.

Atın arkasında iki şapta, üzerinde bir kilim olan salacakla cenazenin geldiği.

Hastaneye ulaşamayıp yolda vefat eden hamile kadını.

Babasının cenazesine gidemeyen evladın çektiği acıyla anlatıldı.

Yol bize, kavuşmayı, sevinci değil, ayrılığı, hasreti, acıyı, ölümü ve ağlamaklı hikayeleri hatırlatır.

Başdervişliden Yenenler ailesi ile cenaze başında bekleyen o  iki öğretmen ise fedakarlığı, cenazeye saygıyı, insan olmayı, iyiliği hatırlatır.

Bizler, bu güzel insanları tanımadan arkalarından dua ederek, onlara minnet duyarak büyüdük.

Onun içindir ki, iki dağ arasında ulaşımı zor olan bu yerde yaşayan her Bertizlinin, acı bir yol hikayesi vardır.

Yol, Bertizlinin bitmeyen hasretidir,

Yol, Bertizlinin tamamlanmamış hikayesidir,

Çok uzattım farkındayım,

Gelelim üç haftadır yazdığım yol konumuza,

Dedemin babası Çolak Mustafa Yepan deresine evini 1920 lerde yapmıştı, o zaman araba yolu diye tarif ettiğimiz yol yoktu şehre yaya gidilirdi.

Köyümüze araba  yolu 1973 de geldi. Bu tarihten sonra BMC kamyonlarla, Şehir ile köy arası yük ve insanlar taşınmaya başladı. Bizler ise köye kadar kamyonla, sonraki  kalan  patika yolu ise yaya olarak giderdik.

Köy arabasının geldiği saatte köyden biri durağına gelir, şehirden alınanlar katıra yüklenir, bir telaş ve heyecanla gidilirdi.

*

1986 yılında rahmetli Özal’ın başlattığı yatırım hamlesiyle, önce evimizin yanına kadar araba yolu, elektrik ve sonra da telefon geldi.

Bizler 86’dan sonra evimizin yanına kadar araçla gider olduk.

Önceleri kışları çamur olduğu için yol kapanıyordu, sadece yazın kullanabiliyorduk.

Sonra çakıl döküldü kışında kullanabilir olduk. Ancak hala kışları çamur, yazın ise toz içinde gidip geliyoruz, Maalesef o günden bu yana bir şey yapılmadı.

Evet arkadaşlar tam 35 yıldır, ülkemizde her şey değişti, iktidarlar değişti, çağ değişti, Asır değişti ama bizim yolumuz değişmedi, Hâlâ toz Hâlâ toprak

Evet, Bu haftaki gelişmelere gelince,

Siyasi olmayan belediye ve diğer kurumlarda görevli olan bazı arkadaşlar gayrı resmi olarak aradılar, iyi dileklerini ilettiler.

Siyaset yapan ancak karar merciinde olmayan bazı arkadaşlar ellerinden bir şey gelmediğini, ama gördüklerine bu konuyu anlatacaklarını

İfade ettiler, hepsine ilgilerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.

Yine Dulkadiroglu Belediyesinde görevli siyasi olmayan bazı dostlarımız yolun kendi sorumluluk alanlarında olmadığını söylediler. Ancak siyasi bir kararla yapılır diye de ifade ettiler.

Büyükşehirden şu ana kadar olumlu olumsuz hiç bir tepki gelmedi. Büyükşehir de görevli, çok saydığım bir ağabeyimizin elinden gelen gayreti gösterdiğini, belediye içindeki rekabetten dolayı maalesef onunda gücünün yetmediğini düşünüyorum.

Büyükşehir şu ana kadar sadece dilekçemize cevap verdi. Yol bize ait değil, yol Dulkadiroglu’na aittir, talebinizi ilgili belediyeye bildireceğiz diye

Evet dostlar, bizler bugüne kadar hiç sesimizi çıkarmadık, ilk iki haftadaki yazılarımda duygularımı ifade etmiştim.

Şimdi Soruyorum, dün yapılan evlerin ertesi gün yolları yapılırken, dağ başındaki zâdelerin, evlerinin yollarına parkeler döşenirken, sağlam kaldırımlar sökülüp zevk için yenisi ile değiştirilirken, şehrin merkezindeki en sağlam bina, milli servet yıkılıp, yenisi yapılmak istenirken, külliye adı altında kendi oturacağı yerlere büyük paralar harcayıp yaptırırken, bizim 35 yıldır tozda toprakta gitmemiz adalet mi?

*

Evet Soruyorum…

İki günlük tamirata dayanamayıp insanlar toz topraktan şikayet ederlerken, 35 yıldır tozda toprakta yaşamayı bu insanlara nasıl reva görüyorsunuz?

Adalet anlayışınız bu seviyeye gelmiş olamaz. Öncelik sıranız bu kadar acımasız olamaz. Gözleriniz bizi görmese de, kulaklarınız bizi duymasa da, gelişmeleri aktarmaya devam edeceğim, bu yolu gündem de tutmaya devam edeceğim.

Sormaya devam edeceğim,

Sağlıcakla kalın inşallah.

Birinci hafta ne diyelim dedim, ikinci hafta eleştirilere cevap verdim,  üçüncü hafta bizde yol nedir, onu anlattım.

Haftaya Bertiz’e ne yapıldı ne zaman yapıldı onu da yazacağım.

Bertiz Yenipınar Köyü’nden Fatih Yıldız…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol