Her anne baba çocuğunun mutlu, başarılı; sevilen, sayılan birisi olmasını onun ideallerine ulaşmasını ister. Çünkü çocuklarımız bizim gözbebeğimizdir. Onlar için her türlü fedakarlığı yaparız. Onlara hiç zarar gelmesin isteriz.

Genç oldukları ve hayatı tanımadıkları için rehberlik yapmak isteriz. Öğütler veririz. Tecrübelerimizden yola çıkarak, örnekler verir, onları korumaya çalışırız. Üzülmelerini istemeyiz. Bizim yapamadıklarımızı yapsınlar ister, onlarla hep gurur duymak isteriz.

*

Gençlerimiz hayatın gerçekleriyle yüzleşmeden, mağlubiyet yaşamadan, kırılmadan, hırpalanmadan, insanlarla ilişki kurma sanatını öğrenmeden, hayatla mücadele etmeden, kendilerini tanımadan, yeteneklerini keşfetmeden, ağlamadan…

Onları ne kadar korusak da, hayatın içinde kendilerine bir yer bulamazlar. Çünkü hayat yaşanmadan öğrenilmiyor. Sorumluluk verilmeyen, her şeyi ailesi tarafından yapılan bir çocuk kendini geliştiremez. Sorumluluk ve görevlerle hayatı öğrenir. Kendini geliştirir. Bırakın, başarma duygusunu tatsın…

ÇOCUKLARIMIZ HEP DERS Mİ ÇALIŞSIN?

Çocuklarımızın hep ders çalışmasını, telefonla, bilgisayarla vakit geçirmemesini, gezip boş yere para ve zaman harcamamaları gibi sosyal yaşamalarına dair de kısıtlamalar getiririz. Endişeler taşırız. Gerçekten anne baba olmak zor bir zanaattır. Dengeyi iyi kurmak gerekir. Aşırı disiplin kadar, çocuğun her dediğini, her istediğini yapmak da doğu olmayan bir tutumdur.

Ebeveynler yeter ki çocukları okusun diye kendi hayatlarından kısıp, onlar için büyük fedakarlıklar yapar. Bu kadar büyük bir özveri ile büyüttüğümüz çocuklarımızdan beklentilerimiz de BÜYÜK oluyor. Ve bunun karşılığını bekliyoruz. Burada beklentiyi yükseklerde tutarak ve yıllardır onlar için yaptığımız fedakarlıkları bir bir yüzlerine sıralayarak onları borçlandırmanın hiç doğru olmadığını düşünüyorum. Sevdiklerimizi beklentisiz sevelim…

Çocuklarımızın sadece ders ve sınav odaklı yaşamalarını istiyoruz…

Hayatın hiçbir güzelliğini onlarla paylaşamıyoruz. Oysa ki mümkün olduğunca aile söyleşileri yapmamız ve çocuğumuzu dinlemeniz gerekir. Çocuğumuzu tanımamız gerekir. Sevgiyi paylaşmak ve hissetmek önemli bir husustur. Kaliteli ve verimli zaman geçirmek önemlidir.

*

Çocuklarımızın aldığı eğitim, okul başarısı, her zaman önemlidir ama onlara arada bir özgürlük tanımalı, kendi yeteneklerini keşfetmelerine fırsat vermeli, hobileri ile uğraşmalarına imkan tanınmalıdır. Mutlu olan çocuk başarılı olur. Mutluluk ailede başlar. Aile içi iletişimi güçlü olan çocuk en güçlü ve en başarılı çocuktur. Çünkü güçlükle karşılaştığında yalnız değildir. Çaresiz hiç değildir. Sorunlarını, sevinçlerini, üzüntü ve endişelerini ailesiyle ve sevdikleriyle paylaşan çözüm için ileri bir adım atmış demektir. Duygu ve düşüncelerini ifade etmiştir. Problemleriyle yalnız başına kalmamıştır. Ayrıca; gençlerimizin sosyal çevreleri ile vakit geçirmeleri gerektiğinin ve iletişim kurmalarının önemini fark edelim… Sosyal ihtiyaçlarının da farkında olalım. İçe dönük değil dışa dönük olmalarını sağlayalım. Onlara insan ilişkilerinde başarılı olma imkanı sunalım. Bu konu hem ebeveyn hem de öğretmenlerimizin dikkat etmeleri gereken önemli hususlardan biridir.

*

Çocuklarımıza sağlıklı, mutlu, huzurlu, kendisiyle ve çevresiyle barışık, iyi bir insan olmayı öğretelim… Dürüst, erdemli, yardımsever bireyler olmayı öğretelim… Onların düşüncelerine saygı duyarak,  koşulsuz sevdiğimizi gösterelim…

ONLARI DİNLEYELİM… BİREYSEL FARKLILIKLARINI FARKEDELİM

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol