TÜRKOCAĞI’NDA EKONOMİ KONUŞULDU

Ocağın Yeni Hükümet Caddesi üzerindeki (Fatih İşhanı, 3. kat) toplantısının açılış konuşmasını yapan Türk Ocağı Şube Başkanı Dr.Abdullah Tekinşen’in kısa selamlaması ardından, ekonominin dünü ve bugününe ilişkin düşüncelerini misafirlerle paylaştı, ardından da sözü 2007 yılında başlayan küresel ekonomik krizin nedenlerini anımsatan Kurtul, üretim ve tüketim dengesinin bozulmasıyla krizin başladığını söyledi. İnsanların ürettiklerinden çok tüketmeye başladığından itibaren krizin patlak verdiğini işaret eden Kurtul, şöyle konuştu:

 “Amerika ve Avrupa’da yatırım bankaları gelirlerini artırmak için riskli finansal enstrümanlara yöneldi. Bunların sonucu olarak da Amerika Merkez Bankası faizleri kademeli olarak artırdı. Bütün dünyada bundan etkilendi ve 1929 buhranından sonraki en büyük kriz başladı. Bu kriz tüm reel ekonomiyi derinden vurdu.”

KURTUL TOPLANTIYA HAZIRLIKLI GELMİŞTİ

Slayt için hazırladığı konuşmasını, gerekli düzenek olmadığı için bilgisayardan okuyan ve krizin ABD ve Avrupa’ya göre Türkiye’yi daha az etkilediğini kaydeden Kurtul, “Bunun sebebi Türkiye’nin dünya ekonomisine daha az entegre olması. Ama yine de etkilendik çünkü kriz öncesi yüzde 10 olan işsizlik yüzde 13’e yükseldi. 132 milyar dolar olan ihracat 102 milyar dolara geriledi. Krizi atlatıyoruz ama 2013’e ilişkin hala soru işaretleri var. Çünkü ihracatımızın büyük bölümünü yaptığımız Avrupa’nın düzelmesi lazım. Aksi takdirde 2013 durgun geçebilir. Yine de umutluyuz” diye konuştu.

ÜRETTİĞİMİZDEN FAZLASINI TÜKETİYORUZ

Kurtul’un konuşması ardından söz alan Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hanefi Öksüz ise 27 yıllık işletmecilik yaşamı boyunca büyük krizler gördüğünü söyledi. Türkiye’nin bu krizleri üretim ve tüketim dengesizliği sonucunda yaşadığını hatırlattı. Öksüz, şunları kaydetti:

 “Ancak 2000’li yıllarla birlikte Türk Lirası değerini muhafaza etmeyi başardı. Güzel gelişmeler yaşandı. Ekonomide bir kural vardır, eğer kazancın fazla masrafın azsa ekonomin iyiye gider. Yani tükettiğinden çok üretirsen kazanırsın. Dolayısıyla ülkemizde de bu hesap aynı şekilde yapılmalı. Çok daha ilerisi görülerek adımlar atılmalı.” dedi ve Türkiye ekonomisinin artık yere daha sağlam bastığını vurgu yaparak; “Belki dış borcumuz yüksek görünebilir ama bunun yüzde 90’ı özel sektörün. Ülkede çok büyük özelleştirmeler yapıldı ve borçlar azaltıldı. Dolayısıyla Türkiye’nin artık ani finans krizlerine yakalanması çok zor. İşler iyiye gidiyor. Bizlerde bu ortamda daha çok çalışıp, daha çok üreteceğiz ve aynı zamanda tasarruflu olmayı da bileceğiz” şeklinde konuştu, ardından da bir soru üzerine, “Biz  bırakın asgari ücretle işçi çalıştırmayı, pamuk toplayacak işçi bulamıyoruz” cevabını verdi.

DEVLET, YATIRIMCININ ÖNÜNÜ AÇMALI

Liberal ekonominin eski başbakanlardan merhum Adnan Menderes ile başladığının da altını çizen Öksüz, son olarak eskiden Avrupa görmüş insanı parmakla gösterirken, bugün küçülen dünyada ve ekonomide artık Avrupa’nın komşu kapısı haline geldiğini, rekabet gücünü artırabilmek için çok çalışmanın, çok üretmenin gerekliliğini dile getirdi, devletin de sanayicinin, yatırımcının önünü açması gerektiğine vurgu yaparak, ekonominin bir değişim içinde olduğunu, sanayicilerin de bu değişime ve teknolojiye ayak uydurması gerektiğini kaydetti.

SORULAR VE CEVAPLAR

Yaklaşık iki saat süren konuşmaların ardından, toplantıya katılan bazı konuklar, Öksüz ve Kurtul daha sonra Türk Ocağı Şube Başkanı Dr. Abdullah Tekinşen ve katılımcıların konuya ilişkin yönelttiği soruları cevaplandırdılar.