FATMALI’NIN YOLLARI ÇAMUR DERYASI

Merkeze 20 kilometre uzaklıktaki, inciri ile ünlü beldemiz Fatmalı’nın çamur deryasından farkı olmayan yolları, vatandaşı çileden çıkartırken, Yeşilkent Mahallesi Muhtarı Davut Koç, çamur deryasından kurtulmaları için, mahalle sakinlerinin şikayetini belediye başkanı Servet Bekereci’ye birkaç kez götürdüğünü, ancak Başkan Bekereci’nin imkansızlıklar nedeniyle dertlerine çare olamadığını söyledi.

26 Kasım 2012 Pazartesi 10:27

Bu haber kez okundu.

Daha önce müstakil mahalle iken, 2’ye ayrılan, Yeşilkent ile İsmailli Mahallesine dönüşen yerleşim yerindeki çamurlardan mahalle sakinleri de şikâyetçi. Bir yaşlı mahalle sakini, sahipsizlikten yakınırken, “Bizi çamurdan kurtarın!” diye adeta isyan etti, Muhtar Davut Koç ise, “Yollarımızın halini gördünüz, inanın evden dışarı çıkmayı canı istemiyor insanların. Kışın sokaklarımız, yollarımız macun gibi, güneşi gördüklerinde de toz toprak içinde kalıyoruz. Aslında amacımız belediyeyi basın aracılığı ile şikâyet etmek değil. Ama sesimizin de duyulması gerekiyor. Mahalle sakinlerimizin şikâyetlerinden bunaldım, bu beni huzursuz, rahatsız ediyor.” diye konuştu.

KADINLAR VE ÇOCUKLAR DA ŞİKÂYETÇİ

Resim çekerken, gazeteci olduğumuzu öğrenen kadınlar ve çocuklar, sokaklarda yürürken pantolonlarını çemreyerek gitmekten, hergün aynı işkenceyi çekmekten şikayetçi olurken, okula giden çocuklar ise çamur deryası içinde okula gidip gelmekten bıktıklarını, başkanlarının acilen bu yollara mıcır dökmesini istediler. Çocukları ile yürümekte zorlanan bir kadın ise, “Başkan bu halimizi görsün, bu rezilliğimizi siz de haber yapın!” demekten kendini alamadı.

EVDEN ÇIKASIMIZ GELMİYOR!

Yeşilkent Mahalle Muhtarı Davut Koç, “Başkanımıza gittik, şikayetimizi, sıkıntımızı anlattık, imkansızlıktan söz etti. Biz çamur olan yollara mıcır dökülmesini istedik. O ise yapacakları bir şey olmadığını yineliyor” dedi mahallenin sıkıntısının çamur ile sınırlı kalmayıp, mahallenin su sıkıntısının da bulunduğunu dile getirdi, “Su sıkıntısı had safhada. Günde bir-iki saat su veriliyor, alan alıyor, alamayan susuz kalıp, yarını bekliyor” şeklinde derdini anlattı.