banner1451
banner1461

Hani bir söz vardır ya; “Geçti de geçmesine, deldi de geçti!” diye.

Bir yıl geçti geçmesine ama bir de bize sorun nasıl geçti.

İçimize sinmese de, kabul etmesek de bitirdiğimiz, bir daha gelmesini istemediğimiz 2021 yılı 2020’yi hiç aratmadı.

Bir kâbus gibi çöktü üstümüze…

2021’de pandemiye ilave ekonomik kriz eklendi! Tüm dünya etkilendi bundan. Ülkemiz ve bizler de haliyle… Krizleri sadece bizde değil, dünyada her hükümet, zaman zaman yaşarlar. Lakin o gün gazeteci arkadaşlarımla da paylaştım, biz krize rağmen büyüdük, ne üretimden düştük, ne istihdamı azalttık, ne satışlarımızla azalma oldu. İnançla, kararlılıkla büyüdük.

Ürettikçe, istihdam sağladıkça, yeni yeni tesisler, şubeler açtıkça büyüdük sizlerin sayesinde. 

*

Yıl boyunca hem pandemi hem de ekonomik krizle boğuştuk durduk.

İnsanlık her türlü denendi resmen.

Görünen odur ki; 2022’de çok farklı olmayacak deniliyor. Duyuyorum, okuyorum. Pandemi de ekonomik kriz de sürecek iddialarına katılmıyorum. Allah’a şükürler olsun ülkemiz, hükümetimiz her türlü krizlerin altından başarı ile kalkacaktır, buna canı gönülden inanıyorum.

*

Dünya hali işte; hep gülünmez hep ağlanmaz. Bir yıl iyi olunur bir yıl kötü. Bir varmış bir yokmuş misali, hayat bir su gibi akıp geçer.

Şansımıza her yüz yılda bir gelen salgın hastalığı bizi geldi buldu.

Dünyayı zehir etti.

Temennimiz odur ki; her gelen yılın insanlara sağlık, mutluluk, barış ve huzur getirmesi.

Bu temenniler gelecek yıllar için hep temenni de kalacak anlaşılan…

Yerküre resmen isyanda!

“Yeter artık sizi sırtımda taşıdığım” diyor. Sanki koca yaşlı dünya da ölüyor.  Her şeyin bir sonu olduğu gibi dünyanın da bir sonu var.

Bir gün koca yaşlı dünya da ölecek; insanlar, başka gezegenlere taşınacak, oralarda yaşam devam edecek.

“Nuh Tufanı” boşa değil.

*

Şimdilerde dünya sinyal veriyor, “Ölüyorum ben!” diyor. Pandemiyi atlatıyoruz, bitiriyoruz, aşılarımız ile yarınlarımızı, sağlığımızı güvence altına aldık derken, bir de omicron belası çıktı karşımıza.

Salgın, ekonomik kriz, doğal afetler derken -gıda krizi- kapıda… Sayın Cumhurbaşkanımız stokçularla, faiz lobisi ve haksız kazanç peşinde koşan marketlerle mücadelesini sürdürürken, kapıdaki en büyük tehlike kuraklık, kıtlık ve susuzluk ise geleceğin felaketi. İnşallah yanılırım, inşallah yanılmayı çok isterim.

*

Gazeteci arkadaşlarımızla Kervanhan’da birlikte iken, sohbet ederken, alpedo olarak, kervan lezzet gurubu olarak yatırımlarımızdan, projelerimizden bahsettik. “Dondurma köy en büyük hayalim” dedim. Alpedo olarak, kervan olarak Bosna Hersek’e kuracağımız tesislerden de söz ederken içim içime sığmıyordu. Sevinçten, mutluluktan. Krizlere rağmen büyüdük demem bundandı.

Artı, Kızıltepe’ye kurmakta olduğumuz fabrika ile de doğudan batıya, güneyden kuzeye kadar tüm ülkeyi saracak olan alpedo markasını gittikçe büyütmek niyetimiz, hedefimiz.

Dünyanın ölüme sürüklenmesini durdurmak insanların elinde.

*

Ve o gün, Kervanhan’da gazeteci kardeşlerimle beraber iken, kendin dahil, firmamızın, yani Kervan ailesinin nereden nereye geldiğini hikayesini anlattım. Bu hayatta herkesin bir hikayesi vardı. Bizimkisi de bir başarı hikayesi idi, arkadaşlarımın da bundan etkilendiğini fark ettim.

Gazeteciler… Basın emekçileri. Onları seviyorum, imkanlarımız ölçüsünde onlara kucak açmaya, destek olmaya çalışıyoruz. Bizler işletme olarak, marka olarak basını kendimizden hiçbir zaman ayrı görmedik. Et ve tırnak gibiyiz onlarla. Bir elmanın yarısı…

Sözün özü, başarmak için sadece zekânız yetmez, çalışmak gerek. Başarmak için de. Yeter ki inanç, azim, kararlılık ve bilinç olsun. Unutmayalım, her zaman bir umut vardır.

Umudunuz hiç eksilmesin. Yeni yıl umut olsun!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol