BÜYÜKDERELİ; “GASTRONOMİ ÇALIŞTAYINA İHTİYAÇ VAR!”

YAŞAM

Gerek konaklama (Otel), gerek turizm ve gerekse gastronomi için özveriyle çalışan, şehrimizin tanıtımı için fuarlara katılıp, bir tanıtım elçisi rolüyle şehre katma değer katmaya gayret eden Gökhan Büyükdereli ile sektörü, kentin yerel sorunlarını konuşalım istedik. Genç, idealist, farkındalık yaratmayı seven, toplumsal hassasiyetleri olan Gökhan Büyükdereli’ye sorularımızı yönelttik, o da açık yüreklilikle cevapladı.

Önce kendinden başladık. Bize tanıtmasını söyledik. Her ne kadar tanınan, isim yapmış, özellikle gastronomi konusunda dersine çok mükemmel çalışmış Büyükdereli, merkezden. Şehrin yerlisi. Son 15 yıldır da turizm sektöründe çalışıyor. Son 7 yılda Kahramanmaraş’ta Germenicia Otel’de. Genel müdürlük yapıyor ve bir buçuk yıldır kültür, turizm, otelcilik ve gastronomi derneğini kurdu.

Çalıştığı sektör,  otelcilikten başladık, ne diyecekti; “Şimdi Kahramanmaraş’ta tek bir otelin dolu olmasın aslında bakarsanız şehre bir katma değer sağlamıyor. Buradaki ana mesele şehrinde olması. Bunun dolması içinde tüm faktörlerin etkili bir şekilde çalışması gerekiyor. Çalışmalar yapıyoruz. Şehrimizde şu anda son bir yılda baktığımızda Ticaret Odası, belediye daha belediye tam etkin hale gelemedi ama düşünce olarak bunların hepsi mevcut,  herkes bir şeyler yapmak istiyor. Bir etkinlik yapmak istiyor. 365 günün her gününde bir etkinlik olsa keşke. Şöyle söyleyeyim, şehrin destinasyonu kadar etkinliğe ihtiyacı var. Bir önceki dönemde yapılan 7 güzel adam müzesi, mutfak müzesi, çarşıdaki restorasyonlar vs. Bu alt yapı olmadan da turizm olmaz. Şimdi biz bunun üzerine ufak tefek değişikliklerle etkinlikle yani bakın sürekli etkinlik diyorum, bu destinasyonu biraz daha ön plana çıkartmamız gerekiyor. Gastronomi de bu konuda önemli bir konu, çünkü insanların yemek yeme konusu doğduğunuzdan başlıyor. Ve insanların yemekle ilgili tat almak için sürekli yer değiştirdiklerini görüyoruz. Bu dünya istatistiklerine baktığımız zaman en çok parayı kazandıran yer gastronomidir. Bu yüzden şehrimizin olan bir varlığı gastronomi. Bununla ilgili de işte çalışmalar yapıyoruz.

Soru; Biraz bu faaliyetlerinizden bahseder misiniz, neler yaptınız mesela?

G.B.; İlk önce Gürkan Boztepe’yi çağırdık. İstanbul fuarında karşılaşmıştık. Gürkan Bey Türkiye’deki gastronomi turizminin kurucularından. Kahramanmaraş’a getirip kentin tanıtımını yaptık. Eksiklerimizi - fazlalıklarımızın bir analizini çıkardık. Oradan başladığımız bu yolda da ilerlemeye devam ettik. Arkasından Ticaret Sanayi 0dası Ömer Akkol’u getirdi. Son olarak da Ender Saraç geldi. Yakında Canan Karatay gelecek. Buna benzer birçok faaliyetlerimiz var ama mesela benim kendi bir programım var bununla ilgili bir çekim yapıyoruz.  Mekânları geziyoruz. Aslında şehrimizin kamu spotu gibi bir şeye de ihtiyacı var. Ben yerel televizyonlarda öncelikle kendi halkımızın bilinçlenmesini istiyorum. Burada çok büyük bir sıkıntı var, şehrimiz daha nereyi gezeceğini bilmiyor. Hangi yemeklerimizi olduğunu tam bilmiyor.

Soru; Bunu şöyle söyleyebilir miyiz. Aslında bu şehirde yaşayan insanlar bile kendi değerinin farkında değil?

G.B.; Bununla ilgili geçen yıl nisan ayında bir etkinlik yaptık. Valilik önündeki turizm irtibat bölümünde şu anda otelimizin logoları var. Neler yiyebiliriz,  nereye gidebiliriz gibi. Ve neleri alabiliriz. Bu kavramı bizim ilkokuldan itibaren oturması gerekiyor. Şimdi eskiden Köy Enstitüleri vardı. Onlar yerelden genele doğru eğitim yapıyorlardı. Şu an ki eğitim sistemimizde genelden yerele bile gelemiyoruz. Şu anda bir sorun var. O yüzden yerelden genele gitmeyi başarabilirsek şehrimizin neleri var. Bu şehirde ne üretiliyor? Gıda, sanayi anlamında bunlar çok önemli konular. Ve gezilecek yerlerimiz nerede? Bunun ilkokuldan başlamasını düşünüyorum. Milli Eğitim Bakanlığı yeni bir kararname çıkarmış, tüm öğretmenlere bulundukları şehri gezmelerini ve öğrencilere de getirip tanıtmalarını istiyorlar. Çok güzel ve  olumlu bir başlangıç. Buradan meseleye başlamak gerekiyor . Ama ben kamu spotu gibi Kahramanmaraş’tan çıkan yemekleri sürekli dönmesine taraftarıyım.

Soru; Geçenlerde, TSO’nun etkinliğine ünlü diyetisyen Ender Saraç geldi. Toplantı salonunda konuşurken sanki bizi suçlar gibi ‘siz kendinizi tanıtamamışsınız!’ gibi bir eleştiride bulundu buna katılıyor musunuz? Yani biz gerçekten Kahramanmaraş olarak tarihi, dini, kültürel, sosyal ve damak sevgimizi yeteri kadar tanıtamadık mı?

G.B.; Evet tanıtamadık, haklıydı aslında. Şehirlerinde bir başlangıç noktası var,  şehrimiz öncelikle işsizlik sıkıntısı sanayi ile başladı. Sanayi geliştikten sonra bu diğer aktörleri biz ona yapıştıramadık. Tekstil canlandı, arkasından turizmi koymaları gerekiyordu ama olmadı o süreçte bir kopukluklar oldu. Konusunda önemsiyoruz, sonuçta bunun bir sene içinde bu şekle gelmesi güzel bir konu. Hatta Mahir Bey gelecek seneki kitap fuarında gastronomiyi de birleştirmeyi düşünmüştü. Aslında bu sene ciddi bir bütçe ayarlandı. Bunun farkında olmaları güzel. Burada geç kaldık kabul ama bundan sonra o kadar hızlı olmalıyız. Şunu çözmemiz gerekiyor; Maraş’ta. TSO, Ender Saraç’ı getirdi. Başka bir reklam ajansı, dernek bir sistem buldu. Birilerini getirmeye başladı. Şehrin en büyük konusunu bu kaptan çıkmamız gerekiyor. Başlatılan, ilerletilen bir konunun destekçisi olunması gerekiyor.

Soru; Bildiğimiz kadarıyla Canan Karatay gibi ünlü bir gurmeye, Saffet Tonguç gibi ünlü bir seyyahı var bu şehrin. Hatta onun yazılmış kitapları da var. Bu ünlü isimler de Kahramanmaraş’a davet edildi mi? Edilmesi de gerekiyor mu?

G.B.; Saffet beyi biz bu GTD bünyesinde Sami Kervancıoğlu ile Akif Çörekçi, ben, Kadriye hanım, Sibel Topçu İstanbul’da biz gastro top yaptık. Orada  davet ettik. Hatta biz esprisine Saffet beye ‘Bakın biz sizi her yerde yakalarız, sıkıştırırız!’ dedik. Hatta bir CNN programında; ‘Kahramanmaraş çok baskı yapıyor, gitmek zorundayız.’ demişti. Şu an da Turizm Bakanımızın eşi Pervin Ersoy her şehri geziyor. 19. şehir olarak Kahramanmaraş’ı ekletmek istiyoruz.  Bakanın eşi gelecek işte, Maraş’ın ünlüleri kim bunlar mesela Kıraç  iki-üç tane isim var, bunlarla şehri gezeceğiz. Keşke Tarkan ile gezebilsek. Şehrinizin ünlüsü değil ama bir star tabi ki de. Bir tur yapacağız. Arkasından da sanırım nisan- mayıs gibi Pervin hanım şehrimize gelecekler. 3 yıldır ‘Maraş’tan lezzetler’ diye bir youtube kanalı var. Instagram da var çok destek olduk bu siteye. Onlar bize, biz onlara. Şehrimize çok fazla YouTuber çağırdık. Gastronomi youtuberları Suat Durmuş, çok büyük fikirler verdim. İnsanların gerçekten Antalya Gurmesi, 3-4 gün gezdirdik. Ne oldu, 6 milyon kişiyi izlenme rekoruna yaklaştık. Şehrimize de o hafta 30 kişilik gruplar ağırladık. Bunun 20’si bana geldi, 10 kişi başka otele gitti. Şehre girdi bu. Mecra çok önemli canlı yayında ünlü bir youtuber gece insanlar harekete geçiyor ve sabah insanlar yemeğe geliyor.

Soru; Peki bir gastronomi çalıştayı falan düşünüyor musunuz?

G.B.; Düşünüyoruz. Bir gastronomi sokağı projemiz var. Gastronomi çalıştayı ile ilgili biz altyapıyı yaptıktan sonra teklifleri aldık. Büyükşehir belediye başkanımızın görevi yeni almasından kaynaklı büyük bir boşluk oldu. Şu süreçten sonra bunu başaracağımıza inanıyorum.

Soru; Bir şehrin mutfağı o şehrin kaderini değiştirebiliyor peki bugün gastronomi dendiği zaman Gaziantep, Hatay akla geliyor. Ama Maraş mutfağı da gerçekten çok özel. Biz neden gastronomide öne çıkamadık. Ya da öne çıkarmak için siyasilerin, yerel yöneticilerin, neler yapması gerekir. Siz bunlardan dernek olarak yeterince destek alabiliyor musunuz?

G.B.; Destek konusunda aldığımız şeyler oldu. Şimdi de bazılarında ret, bazılarından evet geliyor. Biz ilk başta gastronomi anlamında bir farkındalığı oluşturdu. Gaziantep UNESCO’ya girdi. Yani Gaziantep bizden çok önce uyanmış. Sanayi de 4. kuşak. Biz daha bir buçuktan 2’ye geçemedik. Hala babalar şirketlerin başında, çocuklar okuyup geldi. Ofisleri, büroları var ama yetki tam onlarda değil. Bu bir süreç meselesi. Destek aldığımız noktalar var, alamadığımız noktalar var. Mesele burada vizyon bakış açısı. Geçmişi bırakıp bizim hızla bisiklet pedalını çevirmeniz gerekiyor ileriye doğru. Ne zaman bisikletten ayağımızı çekebiliriz, bir hıza ulaştık sonra. Bu noktada benim önerim. Bu şehre hakim insanların ya bir yerlere getirilmesi gerekir veya o toplantılarda yer verilendir gerekiyor. Çünkü biz bir resepsiyona kişi almak istiyoruz. İşini daha önce yaptı mı yapmadı mı? CV gerek. Burada bir şehir var. Ülke var. Memleket meselesi o gelen. Tamam o gelen kişiler de işleri organize edebilirler. Ama kaç sene gidecek. Bahsettik ya, Antep şuraya gitti bu kadar önde. Tamam biz hatamızı fark ettik. Görüyoruz. Yeni bir hataya tahammülümüz yok. Hız kazanmamız gerekiyor.

Soru; Peki, şehrimiz 2023 Expo’ya hazırlanıyor. Oysa bugün havaalanımız istenilen düzeyde değil. Ne uçuş saatleri, ne de günleri, ne de konaklama yerleri. Kahramanmaraş 2023 Expo’ya gerek ulaşım gerek konaklama anlamında hazır mı?

G.B.; Hazır değil. Ne havayolları ne karayolları ne de vizyon olarak hazır değil Bunun alt yapı çalışması da yok. Şehrimizin hâlâ rehberi yok. Rehberlikle ilgili çalışma da. Şehrimize gezi yol haritaları yok. Ben bunlarla ilgili çok uğraşıyorum. Dilekçe de yazıyorum yetkili makamlara, henüz dönüş yok, ama  süre her geçen gün daralıyor. 100. yıl için bile bir çalışma yok. 100. yıl için gelen misafirlerin sadece Expo alanını görmesi değil, bu insanların bir rotası olması gerekiyor. Öğlen hangi saatler de gezi rotası. Şöyle söyleyeyim; yemekli gezi rotası, iki saatlik gezi rotası, akşam rotası, dört saatlik gezi rotamız. Akşam bir Maraş gecemiz yok mesela. Gelen kişilere bu şehirle ilgili bir vizyon bir renk vermeniz gerekiyor. Şu an da bir Maraş gecesi yapacağımız bir yer yok. O yüzden şu an da çok işimiz var.

Soru; Bir de beğendiğimiz, onayladığımız bir projeniz var;  Zabıta Rehber. Anlatır mısınız?

G.B.; Nisan ve Mayıs arası turizmin en aktif olduğu zamanlarda çarşı merkezlerde 7-8 tane turizm zabıtası. İngilizce bilen gençlerden de seçilebilir eğitim de verilebilir. En azından gezilecek yerleri anlatabilirler elinde broşürler olabilir. Yönlendirilebilir, esnaflar eğitilebilir. Turizm rehberi cebinde, bir karşılama standı, mini tur yaptıran genç rehberler. Keşke belediyemiz 2-3 tane bulundursa daha mantıklı. Düşünün otelime bir misafir geliyor. Benden rehber talep ediyorlar.

Yeni bir kişi geldi ama yeterli değil. O da çok kalıcı olmuyor. Bir kuruma, bir belediyeye, turizme şu saatte bir tur gelecek diyor, rehber talep ediyorum. Bu da ücretli ama gelen firma parasını veriyor. Belediyeye de ek gelir. Bir rehberin maaşı 6-7 bin, yarısını buradan tahsil edebilirler. Ticaret Odası faturayı keser gönderir, çok bir maliyeti olmayacak yani. Ancak bu şekilde tolere edebiliriz.

Soru; Peki biraz da sizin sektöre gelmek istiyoruz. Kahramanmaraş’ta inşaat sektöründe 1+1’lere doğru meyil başladı. Bu da sizin sektörü, otel hizmetlerini, müşteri anlamında vurdu mu?

G.B.; Kesinlikle vurdu. Otel olmanın çok bedelleri var. Yani çocuk dostluğu eğitim projelerinden geçiyoruz. Yangın söndürme sistemleri, personel çalıştırıyoruz, çok ağır yani yükümüz. 1+1’lerin bir formülize edilmesi gerekiyor. Ben hep şunu istiyorum. Bunlar ya turizme bağlansınlar veya belediyeye. Bunların hiçbir yere bağlılıkları yok. Otel de değiller, güvenlik, hijyen, sistem de yok. Eleman da çalışmıyor aslında. Vergi vermeye başladılar ama yeterli seviyede değil. Düşünsenize diplomanız yok, eczane açacaksınız siz eczane açıyorsunuz ama devlet siz vergi veriyorsunuz diye size göz yumuyor. Ne kadar sağlıklı olabilir ki. Şu anda EXPO’ya giderken sanmıyorum 3-4 otel zor ayakta kalır. EXPO’ya geldiklerinde 1+1’lerde kalmayacak, bu turistlere yakın iller bunun ekmeğini yerler. Biz yine havamızı alabiliriz.

Soru; Artık yeni bir yıldayız. 2020 için ümitli misiniz, eklemek istediğiniz neler var?

G.B.; Yeni yıldan çok ümitli değilim açıkçası. Şunu görüyorum. 2020 tam dönüşüm yılı aslında, şirketlerin, partilerin tüm sistemlerin yani teknolojik ve vizyonlu sisteme geçti, geçemedi.  Kaybolma yılı. Ki birilerinin büyüme yıllar birilerini küçülme ve kaybolma yıllarına doğru dönüyoruz. Bence kritik bir yıla giriyoruz. 2000 yılı vardı ya, 2020’yi de öyle görüyorum. Teknolojinin öyle bir hızlandığı yerdeyiz, çok önemli bir yerdeyiz. Bunu kullanabilen, inovasyon yapabilen kimse bu ayakta kalacak, yapamayan da kaybolacak.

Soru; 100. yıl etkinlik kapsamında gastronomi derneği olarak bir şeyler yapmak istiyor musunuz?

G.B.; Bir projemiz var. Bununla ilgili yazı yazmıştım. Onikişubat’tan dernek olarak şunu istedik. Bu çarşıda gezen çetelerimize bir misyon yüklenmesini söylemiştik. Yani bunların kılık, kıyafet, hareketleri ile ilgili puanlama kriterleri. Düşünün, çetelerimizin hepsi çarşıda geziyor, fakat bunlara birilerinin puan vermesi gerekiyor. Karamanlı mahallesi çeteleri kılık kıyafet, yardımlaşma, konuşma bir engelli vatandaşın arabasını alıp bir yerden bir yere taşıma puan verip, bunlara ödül verilmesi gerekiyor. İkinci konu; çetelerimizin teknoloji ile buluşması gerekiyor. Ben özellikle bu Onikişubat teknolojik olaylara katılmasını istiyorum o kıyafetlerle. Geçmişte bizim atalarımız silahla, süngüyle, bıçakla neyse bu şehri, bu ülkeyi kurtardı fakat şu an da bizim teknolojiye sahip çıkarak bu şehri bu ülkeyi kurtarabiliriz veya koruyabilir, çağı yakalamak için teknoloji ile buluşulması gerekiyor. Bununla ilgili mesela yarışma yapılabilir. Bir soruyu teknolojik, bir soruyu yöresel verebilirsiniz. Bu çocuklara robot yarışması yaptırabilirsiniz. Robotik kodlama, drone yarışmaları yaptırabilirsiniz. Burada algıyı teknoloji tarafına çekmek gerekiyor. Bunla ilgili ben birkaç defa görüşme yaptım, ama bir sonuç çıkmadı. O süreç boyunca bir gecelik durum değil, bir haftalık bir bilgilendirme olması gerekiyor. Mini tiyatro sahnelerinde kurtuluşu canlandırabilirsiniz. Bir ara reklamlarda vardı; otobüsün içine giren asker, Çanakkale harbini anlatıyor onun gibi etkinlikler. Şimdi bir tane stanttan herkesin mutlu olmasını bekleyemezsiniz. Geri kalmış artık. Düşüncesi bir tane stant var, oradan geçen herkes mutlu olacak. Yok öyle bir şey! Bir hafta boyunca tiyatrosu, palyaçosu, çocukları sahaya çekmek istiyorsanız, kostüm yarışması, mini anfi tiyatro, salepçiler yöreselciler, gece boyu açık, hikaye anlatan birileri çok enteresan olabilir.

Soru; Artık şey diyebilir miyiz; milli bayramlarda o çoşkuyu bulamamak hep aynı şeylerin yapılmasından kaynaklanıyor diyebilir miyiz?

G.B.; Geçmişte siz sadece bu etkinlikler ile çarşıya çekebilirdiniz. Neden? Başka hiçbir faaliyet yok. TV yok, internet yok, tek etkinlik o zaten. Şimdi siz gençleri oraya almak istiyorsanız eğer, bu etkinliği yapacağınız yerlerde sınırsız etkinlik vermeniz lazım. Bazı teknolojik cihazlar, 3D gözlükler koyabilirsiniz. Hareketli cihazlar koyup gözlüğü takıp Maraş’ın güzel fotoğraflarının olduğu hem tanıtım yaparsınız, hem de o geçmişteki küçük sinemalarla kurtuluşun hareketini yıllar içerisinde dağılımını ara ara verebilirsiniz. Söyleşi yerleri yapabilirsiniz. Çok enteresan bir şey mu yani. Belli saatler arası ünlü bir youtuber getirdiniz. Enes Batur, atıyorum kurtuluş etkinlikler kapsamında çekiliş yaptık, çekilişi kazananlar da Enes Batur ile tanıştırma fırsatı vereceğiz deseniz. Gençleri çektiniz, başardınız. Ama orada gençlere neyi sundunuz, eğitim anlamında veya da şunu yaparsınız.  Maraş’ın tanıtımı ile ilgili sinemaya gideceksiniz, oraya kaşeyi vurduracaksınız. Başka bir etkinlik oldu, 4 etkinliğe katıldınız, o bize vereceksiniz, biz sizi çekilişe katacağız, o çekilişten çıkan sonuçla Enes Batur ile sizi tanıştıracağız gibi. Aslından biz bunu festival gibi yapmalıyız artık. Yani eksik kavramları festival gibi birleştirirsek bayramlar anlam kazanır. Bunla ilgili ben çok konuştum.  Toplantılarda da söyledim. Fakat bir hareket göremiyorum.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.