KIRAÇ, “BELEDİYECİLİĞİ BİZ BAŞLATTIK, BİZ KAPATIYORUZ”

KIRAÇ, BELEDİYECİLİĞİ BİZ BAŞLATTIK, BİZ KAPATIYORUZ”
SİYASET

Kuzeyin en şirin, en çok hizmet almış beldesi olan Göksun ilçemize bağlı Kanlıkavak, şimdi büyükşehirle birlikte farklı ve yeni heyecan kasırgasına tutulmuş gibi. 4 dönemdir başarı ile yürüttüğü belde belediye başkanlığı sonrası, çıtayı yükseltmek, hedef belirlemek isteyen Başkan Ali Kıraç’ın kafasında Göksun Belediye Başkanlığı var.

 Hevesli, niyetli ve azimli. Kendine güveniyor. Olur mu, kader, kısmetinde varsa neden olmasın!   

Siyasetinde ivme kazandığı, sıcak havalarda siyasetin de ısındığı şu günlerde, ilçe belediye başkan aday adayları arz-ı endama yeltenirken, senelerini verdiği Kanlıkavak beldesinin başarılı Belediye Başkanı Ali Kıraç, şimdi kendini Göksun ilçesine hazırlıyor.

Geçenlerde Aksu Televizyonunda yayınlanan ‘Kentin Başkanları’ programında, Genel Müdür Yardımcısı Erol Öner’in canlı yayın programında konuşan, 1986 yılında belediyelik olan Kanlıkavak Belediye Başkanı Ali Kıraç, 20 yıllık yerel yönetici olduğunu, sadece beldesi Kanlıkavak değil, çevre köylere de hizmet götürdüğünü, teknik ve sosyal belediyecilik alanında gösterdiği başarıların meydanda olduğunu anlattı.

Öner, Başkan Kıraç’a önce 1989’da aldığı Kanlıkavak’ın ilk halini sordu. Geçmişten söz etmesini istedi. 20 yılda nereden nerelere gelinmişti. Bir beldede 25 yıldır siyaset yapmak kolay değil dedi önce. Düzgün Türkçesi, sade anlatımı ile;  “Seçimler bir süreç işi. İnsanlar size inanır, güvenir, oy verir ve başkan yapar. 4 dönemdir başkanlık kolay hadise değil” dedi ve Kanlıkavak halkına teşekkür etti, sonra nasıl bir Kanlıkavak aldığının cevabını verdi; “Bu beldede belediyeciliği biz başlattık, biz kapatıyoruz” diye devam etti, ara dönemde 20 aylık gibi kısa bir süre görev yapan Mustafa Kıraç’tan sonra devraldığı belediye için verdiği hizmetleri sıraladı. “1989 seçim sonrası bu görev bize tevdi edildi. Seçildik, kafamızda tasarladığımız ve yapmayı düşündüğümüz farklı projeler vardı. Bu işin bir de perde arkası vardı, görünen-görünmeyen boyutu. Gerçeklerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Tabi imkânlar malum. Şartları göz önüne almanız gerekir. Tamam, nüfusumuz 2 binden fazlaydı ama, araç gerek yoktu., personel sorunu derken, vahim bir tablo çıktı karşımıza” diye konuştu, o günkü stabilize bir yol ile bağlanan, ulaşımın işkenceden farkı olmayan, köyden farkı olmayan Kanlıkavak’ı anlatmaya başladı. Belediye ahşap bir evdi ve bayrak da bir kavak ağacına asılıydı. 5 personel, 2 yolcu otobüsü, 1 hizmet aracı var ama belediyenin 5 yıllık geleceği de ipotek altına alınmış. Borçlu bir belediye yani. Tablo bu. Hizmet ederken, öncelikleri de belirlemek gerekiyordu.

ASLAN YATTIĞI YERDEN BELLİYDİ

Başkan Kıraç, bu başlığı kullandı ve beldeye layık bir hizmete binası için kolları sıvadı önce. Yolları belli bir standarda eriştirmenin mücadelesini veriyor. Yol medeniyetti ona göre. Yolu, insan vücudundaki damarlara benzetiyordu Kıraç. Araç gereç yok, bir karış toprağın önem arzettiği bir yerleşimi yerinde yolu nasıl açacaksınız. O günün şartlarında kamulaştırma adına beş kuruş yok oysa. Ama yapmak zorundasınız. Elinizi taşın altına koymanız gerek. Kıraç bunu yapmış, işin başına geçmiş, acı tecrübeler yaşamış, beldeyi ana yola bağlayan ve birçok ilçede dahi olmayan yolu hayata geçirmiş. “İstediğim şekilde hizmet ettim, vicdanen rahatım!” şeklinde cevap verdi, gelen paranın da mevcut sistemi döndürmekten uzak olduğunu duyurdu ekrandan. Personel maaşlarına bile yetmeyen bir para gelen. Sonra belediyenin ahşap binasına getirdi lafı tekrar; “Beldeye yakışır bir bina gerekiyordu. Yerini kamulaştırdık. 3 katlı, ihtiyaçlara cevap verebilen, hakim noktada. O günün şartlarında, Göksun için diyorum, il olmak istiyorduk. Göksun yerleşim ve coğrafi açıdan buna layıktı. O günlerde çok ciddi mücadeleler verdik. O nedenle, ilçe olacağız diye, uzun vadede ihtiyaçları giderir diye 3 katlı bina yaptık.”

KANLIKAVAK’IN FOTOĞRAFINI ÇEKMEK!

Kanlıkavak’ta hiçbir şey yoktu. İnsan yaşamında önem arzeden içme suyu mesela…

Başkan Kıraç bakın neler yapmış; “Birkaç meydan çeşmesi vardı, o kadar. İçme suyu için kolları sıvadık, kendi imkânlarımızla dağların eteğindeki kaynak sularını ilave meydan çeşmeleri ile geçici bir rahatlamaya gittik. Şebeke suyu mücadelemiz devam etti tabi. Neticede 45 km.den bu suyu belde halkının imkânlarına sunduk. Yine sorunlar yaşadık. Suyu getirecektik de, su yok, kaynak bulmak lazımdı. Bir yerde var, ama sadece bir mahalleye yetiyor, ikinci mahalle sıkıntı çekecek. Her yeri dolaştık, ümidi kestik. Bize 10 km.de Kısık mevkiinde bir su var, bir de orada tetkik yapalım dedik. Gittik. Jeoloji Mühendisi arkadaşım, buraya onay verdi, ama arazi bizim değil. O araziye sahip olan köy ile de geçmişte sınır yüzünden olaylar yaşandı. Arazi sahibini bulduk, ‘başkanım senin için feda olsun’ dedi. Dedi ama, köyün ileri gelenlerinin de onayını istedik. Yoksa girişmeyecektik. Köydeki insanlarla birebir görüşüp, ikna edilmem istendi. Paranızın olması da yetmiyor. Sonunda köylülerin rızasını aldık. Ciddi elektrik masrafı çıktı karşımıza. Adatepe barajı ile birlikte, o sular boşa çıktı. Önümüzdeki Büyükşehir yapılanması ile, takip edeceğim, inanıyorum Kanlıkavak cazibe ile gelen bir suya kavuşacaktır. ” 


YAPTIKLARI ve YAPAMADIKLARI

Hangi konumda olursa olsun, başkanların yaptıkları yanında yapamadıkları da oluyordu. Öner bunu sordu Kıraç’a. O da ilginç cevap verdi; “Seçim süreçlerinde, insanların oylarını nasıl alırım hesabına girdiler. Vaadlerde bulunmuşlar. Seçimden sonra da vaadlerini unutunca, siyaset yapan insanlara güvensizlik doğmuş. Bu konuda ciddi sorunlar yaşadım. Seçim sürecinde, bana güvenen insanlar, farklı vaadlerde bulunmamı istediler. Böyle bir şeye tevessül etmedim. Yapmayacağım bir şeyi vaad etmeyeceğimi söyledim halkıma. Böyle bir davranışı etik bulmadım. Birisi bana gelse, bir işini söylese, ‘bakarım’ dersem, o kişi o işin yüzde yüz yapılacağına inanır. Bizim insanlara verdiğimiz en önemli hizmet, itibar, güven ve verilen sözlerin tutulmasıydı.”

TEKNİK BELEDİYECİLİK ve SİYASİ KAYGI

Her belediyenin iki hizmet aşaması vardı. İki ayağı yani. Halkla bütünleşen, köprüler kuran, iletişim sağlayan hizmetlere verilen isimdi teknik ve sosyal belediyecilik… Başkan Kıraç bu konuda neler yapmış, neler başarmıştı. Sözü ve sazı Başkan Kıraç’a verelim; “Kanlıkavak’ı nasıl teslim aldık, onun fotoğrafını çektik. İnsan yaşamı ile ilgili aklınıza ne geliyorsa, parmak bastık. Suyu yeterince çözdük. Beldede bir umumi WC yoktu. Halen 5 camimiz var, her cami bitişiğine, belediyenin imkanlarıyla yarı yer altı, son derece hijyenik, 24 saat suyu olan WC’ler yapıldı. Son yaptığımız Fatih Camii, çevre düzenlemesi ve aydınlatması ile birlikte beldeye yakışır bir ibadet evi oldu. Elektrik şebekemiz hakeza. Ahşap direklerde, rüzgar estiğinde 10 gün elektriksiz kaldığımız günler oldu. Şimdi istenen standartlarda, çevre aydınlatıldı, son sistem şebekeye bağlandı. Kasaba içinde sıkıntı yoktu. Gelmiş olduğumuz nokta, ulaşım noktasında bir problem kalmadı. Meydan çeşmeleri… Önlerine sulama havuzları yaptık, Kanlıkavak’a baktığınız zaman Karadeniz görüntüsü görürsünüz. Hayvanları dahi düşündük, onların sulanması için tesisler kurduk. Temizlik insan hayatında olmazsa olmaz. Son sistem çöp toplama araçları, konteynırlar, günlük çöpler toplanıyor, temizliğe azami önem veriliyor. İtfaiye son derece yeni ve donanımlı bir aracımız var. Kanalizasyon, her belediye başkanının göze alamadığı bir yeraltı hizmeti. Hem pahalı, hem de göze görünmeyen yatırım. Biz bu sorunu da aştık. Hizmetler noktasında siyasi kaygı duymadık, elimizi taşın altına koyduk, kanalizasyon da bunlardan biriydi. 45 km. hattımız devrede, hiçbir ev yok ki şikâyet etsin. Arıtma tesisi ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor, yerini yeni kamulaştırdık. Biliyorsunuz, bazı kararları kendimiz alamıyoruz. 2012 itibariyle yüzde 50 hibe, projemiz programa alındı. Önümüzdeki günlerde arıtıma tesisinin ihalesin bekliyoruz. Mezarlık hizmetleri de kusursuz işliyor. İhata duvarları ve ağaçlandırılmış haliyle sıkıntı yok. Araçlar dedik, kendi yağımızla kavruluyoruz.

İmar planı… Beldede 2. yaptık. 50 yıla hitap edecek imar planı tamamlandı. Afşin-Elbistan güzergâhı üzerindeki alanlar imara açıldı. Okullarımız malum, şu an itibariyle 10 dönümlük bir alanı milli eğitime tahsis ettik, 10 dönümlük bir alana, 15 derslik okul yapıldı. Mehmet Sağlam beye bu meselede teşekkür ediyorum. ÇPL tamamlandı, eğitim-eğretim seviyesi mükemmel. Sıralamada iddialıyız. Gençlerimiz hep üniversite mezunu. Ene kalıcı yatırım insana olan yatırım. Belediye olarak bu meselede çabalarımız büyük. Başarılı öğrencileri – öğretmenlerimizi destekliyor, ödüllendiriyoruz. Başarılı öğrencilere burs da temin ettik”


SOSYAL BELEDİYECİLİK MESELESİ

Bunun bir bölümünü yukarıda izah etmişti zaten. Turizmin bölgemize sağlayacağı katkı inkar edilemez, malum bacasız sanayi. Turizm haftası şenlikleri tertip ederiz, katılım büyük olur. Plan-program dâhilinde yayla turizmi adına, iklim ve doğa bu şenlik içini cazip. Bir vatandaşın ifadesi anlam taşır, sordum, Kadirli’liydi, burayı neden tercih ettin diye… Güzel şeyler söyledi, çok yer gezmiş ama, böyle bir doğal ortama şahit olmamış. Bizim için gurur vesilesi. Allahın bir lütfu. “Bazı eksiklikler, altyapı  yetersizliği var ama, dilerimi yeni dönemde Göksun belediyesi bunu izale eder” diyor, (gülümsüyor)  hastaları ziyaret ediyor, düğünlere katılıyor, siyasilerle halkın iç içe olmasını sağlıyor, siyasilerle halkı buluşturuyoruz.

20 seneyi anlatmak kolay değil. Başkan Kıraç hizmetlerini anlata anlata bitiremiyor. Devlet yatırımlarından ne kazanım elde etti, AB yardımlarından alamadığını söylüyor, projelere rağmen. Devlet yatırımlarından olması gerekenlerden istifade ettik. Telefon, okul vs… Özel sektörü yatırım için bekliyoruz.

GENÇ NESİL GİDİYOR

Sanayi şehirlerine gidiyor, tarım ve hayvancılık kalmadı. Gençlerimiz haklı gitmekte. Beldede genç nüfus kaçıyor, iş için… Yetenekli bir insan yapısı var gençlerimizin.

Çözülmeyen, ertelenen hizmetlerden söz etti Öner. Acil sorunu neydi çözüm bekleyen, bu sorunun cevabını bakın hangi cümlelerle verdi Başkan Kıraç. “Gençlerin göçünü durdurmamız lazım. Doğduğu yerde doyurmak istiyoruz. İstihdam sorunu. Arazilerimizin sulanması… Uzun seneler bu sorunu çözemedik. Ama takip ettiğim bir konu.”

Milletvekilleri ile bir araya geliyor muydu? “Tabi vekillerimiz birer hizmet insanı. Zorlandığımız, daraldığımız yerde kapılarını çalıyoruz, sağ olsunlar, onlar da ilgilerini esirgemiyorlar.”

GÖKSUN İLÇESİ İÇİN GÖREV TEVDİ

EDİLİRSE, SEVE SEVE KABUL EDERİM

Yerel yönetime az bir zaman kaldı. Görev düştüğünde elimi taşın altına koymamı istedi arkadaşlarım. Söylenecek söz yok. Ben 20 yıl fiilen belediyenin içindeyim. Zor şartlarda, imkânsızlıklar içinde olmazları başardığıma inanıyorum. siyasetin her dönemini yaşadım, tecrübe edindim. Bana görev tevdi edilirse, hazır olduğumu söyledim. Başaramayacağım şey yok. bu konuda mevcut arkadaşlarımızla, ekip ruhu içinde güzel hizmetler vereceğime inanıyorum. görev almak gibi hırsım da yok. Rabbim layık  görürse, Göksün ilçesi belediyesine aday adayıyım.” 

Canlı yayınlanan ve hayli ilgi toplayan ve yaklaşık bir saat süren programda hizmetlerini anlatan, Erol Öner’in sorularını cevaplandıran, sadece beldesinde değil, bölgede çok sevilen Başkan Kıraç, cennet bir vatanda yaşadıklarını söyledi, kırmadan, dökmeden siyasete devam edeceğinin altını çizerek sözlerine nokta koydu.