Ben bu teoriyi Pınar Erişen’den okumuştum. Çevresel düzenin ve sosyal denetimin suçla mücadelede ne kadar önemli olduğunu anlatır. Bu teoriye göre, bir toplumda küçük suçlar ve düzensizlikler görmezden gelinirse, insanlar bu ortamı denetimsiz ve sahipsiz olarak algılar. Bu da daha büyük suistimallere zemin hazırlar, suçun daha kolay kabul edilebilir hale gelmesine yol açar.
*
Asalında bugün şehrimiz başta olmak üzere, ülkemizdeki orman yangınlarından söz edecektim. Edecektim ama, kırdığımız kalpler, kalbimizi kıranlar ruhumuzu yangın yerine çevirmeye yetmişti.
Aynı modelde iki aracın birini suç oranının yüksek olduğu bir semte, diğerini ise daha güvenli ve varlıklı ailelerin yaşadığı bir mahalleye bırakır. Suç oranı yüksek bölgedeki araç birkaç saat içinde yağmalanır, camları kırılır, parçaları sökülür. Güvenli mahalledeki araca ise günlerce kimse dokunmaz. Bunun üzerine adam, bu ikinci arabanın da bir camını kırar ve öyle bırakır. Kısa süre içinde bu aracın da diğer camları kırılır, parçaları yağmalanır.
Deney, kırık bir cam gibi çevredeki küçük düzensizliklerin “burada denetim yok” mesajı verdiğini ve suçun zamanla kabul edilebilir hale geldiği algısını yarattığını açıkça gösterir.
*
Girsem mi orman yangınlarına diyeceğim de, patronum, kırık kalplerin yazarı Mehmet Fiskeci izin verir mi?
Yani bazen kırık bir kaldırım taşı, boyası dökülmüş bir duvar, çöple dolu bir sokak, umursamadığımız küçük ihmaller, haksızlıklar ve “önemsiz” sayılan yalanlarla başlar her şey. Göz ardı edip küçük gördüğümüz düzensizlikler ya da görmezden geldiğimiz adaletsizlikler, aslında sosyal ve ahlaki bir çöküşün habercisidir.
Ne yazık ki insanlar çevresinde düzensizliği, başıboşluğu ve cezasızlığı gördükçe kurallar anlamını yitirir; suça karşı ilgisizlik duygusu büyür, yayılır ve bulaşıcı hale gelir. Bugün yaşadığımız birçok adaletsizlik, işte bu sessiz kabullenişlerin eseridir.
*
Küçük bir usulsüzlüğe göz yumulduğunda, büyük yolsuzluklar meşruymuş gibi kabul görür. Bir memurun yetkisini kötüye kullanmasına sessiz kalındığında, bu bir sonraki daha büyük suistimallere çanak tutar. Sokakta bir hayvana zarar verene dur denilmediğinde, o el yarın bir insana da kalkacaktır. Sırf onunla birlikte olmak istemedi diye bir kadını öldüren caniler hak ettikleri cezayı almayıp serbest bırakılıyorsa, yarın başka hayatlar da karanlığa gömülecektir. Bu örnekler uzar gider...
*
Bugün duyarsız kaldığımız her haksızlık, yarının daha karanlık ve güvensiz düzenine atılmış bir adımdır. Adalet terazisinin dengesi bozulduğunda, toplumun da dengesi bozulur.
Allah kimseyi kırık kalpler sokağında kiracı eylemesin!
Tıpkı orman yangınlarının doğaya verdiği tahribat gibi demişken, şehrimizin muhtelif bölgelerinde yaşanan orman yangınlarına gecikmeden müdahale eden itfaiye kahramanlarını alkışlıyorum.