“Yıllardır Kahramanmaraş’ın kurtuluş tarihinin ve kahramanlarının, bizi “bir” yapan en önemli değerlerimizden olduğunu anlatmaya çalışan birisi olarak; Sütçü İmam adının bir böceğe verildiğini okuyunca ne diyeceğimi bilemedim. Hepimizin bildiği gibi Sütçü İmam Kahramanmaraş ve Türkiye tarihinde öne çıkan önemli kahramanlardan birisidir. Artık kendisi topluma mal olmuş önemli bir değerdir.
Toplulukları özel kılan bazı değer yargıları vardır. Bu değer yargıları toplumun tarihinden, kültüründen yaşadığı olaylardan zamanla şekil alır. Kahramanmaraş’ı kahraman unvanı ve İstiklal Madalyası ile diğer şehirlerden ayrı kılan en önemli tarihi olay, hepimizin bildiği gibi 12 Şubat’ta yaşanan destansı kurtuluş mücadelesidir. Bir devleti mağlup eden bir şehir olmak herkese nasip olmaz. Hele dünya tarihinin dönüm noktasını oluşturan böyle bir zaferi de Allah her kula nasip etmez.
Özellikle bu zaferin öne çıkan bazı isimleri olmuştur. Arslan Bey, Şehit Evliya, Mıllış Nuri, Senem Ayşe, Şehit Yusuf Çavuş, Abdullah Çavuş, Doktor Mustafa, Yörük Selim, Abdal Halil Ağa, Çuhadar Ali, Muallim Hayrullah, Avukat Mehmet Ali Kısakürek, Ali Sezai Efendi ve adı sanı unutulan daha nice isim; bizim özgür bir ülkede rahat içinde yaşamamız için İstiklal Mücadelesi yaptılar. Onların bazıları genç yaşta canlarını verdiler. Bazıları mallarını, bazıları bulundukları mevkileri, mesleklerini hiçe sayarak top yekûn “var olup, yok olma” harbi yaptılar. Ama biz bu isimlerin çoğunun ne manaya geldiğini, neden kahramanlaştığını bilmiyoruz. Bu isimleri sadece bir okul ismi ya da mahalle ismi olarak görüyoruz.
Kahraman ecdadımız kalede bayrağını göremeyince Mehmet Ali Kısakürek meşhur beyannamesini yazıldı. Dedi ki; “Ey Milleti Necibe-i Osmaniye! Vaktine hazır ol. Bin üç yüz küsur seneden beri Hz. Allah'ı ve Peygamber-i Zişan'ını hizmetinle razı ettiğin bir din ölüyor… Şimdi, acaba bunu yerine koyacak sende birkaç yüz İslam gayreti hiç mi yok.” Kalemizde bu gün özgürce dalgalanan al bayrağımıza verdikleri değerden dolayı Ulucami’de toplandılar ve işgal altında olmalarına rağmen al sancağımızı ait olduğu yere diktiler. Çünkü onlar o gün Maraş Kalesine, İslam’ın son kalesi olarak değer vermişlerdi.
Mübarek toprakların bulunduğu Hicaz’ın elden çıktığı bir devirde; Yemen’de, Sarıkamış’ta bugün çoğumuzun yerini dahi bilmediği Galiçya’da, Çanakkale müdafaasında, Filistin’de, Suriye’de, Irak Cephesinde, Romanya Cephesinde, Makedonya Cephesinde savaşmış bir nesildi onlar. Ellerinden toprakların nasıl alındığını ve sonrasında olacakları az çok tahmin ediyorlardı. Yukarıda adını saydığımız yerlerden huzurun bir türlü gelmediğini bizler bu gün dahi görmekteyiz. İşte böyle bir neslin milli şairimizin tanımıyla “Asım’ın nesli’nin” kahramanlaştığı, Kahramanmaraş’ta yaşayan ecdadımızdan bahsediyoruz. Dünya tarihinde bugün özgür bir ülke olmamızı borçlu olduğumuz kahramanlarımızdan bahsediyoruz. Hala elimizde taşlarla işgal güçlerini kovmaya çalışmıyorsak, bunu borçlu olduğumuz “bu toprağın bedelini peşin ödeyen” ecdadımızdan bahsediyoruz.
İşte bu ecdadımızın adı en çok bilinenlerinden Sütçü İmam adı
Bu ismi verenlerin kötü niyetli olmadığını düşünmek istiyorum. Ama sonuçta bilim tarihi için muhteşem bir buluş değildir. Sütçü imam kadar önemli bir ismi taşıyacak bir meta değildir. Kendi bilimsel çalışma alanı içerisinde böcekler kıymetli olsa da toplumumuzun değer yargıları içerisinde böcek farklı bir anlam taşımaktadır. Sütçü imam’ın bizim için ne ifade ettiğini keşke kendi üniversitelerinde bulunan sosyologlara, tarihçilere, edebiyatçılara, felsefeciler, ilahiyatçılara sorsalardı. Bütün camiayı temsil eden rektörümüz bu açıklamayı yapmadan önce diğer bilim adamlarının görüşünü de sorsaydı. İstişare edilmeden yapılan dar bir kesimle verilen kararlarda böylesine büyük kurumlarda yapılmamalıdır. Çünkü Sütçü İmam sadece bir okulun adı değildir. Hele bir böceğin adı asla olmamalıdır. Bilimsel olarak muhteşem büyük bir önem arz etmeyen buluşlar için asla düşünülmemelidir. Kahramanmaraş ile üniversite arasında ki duvarların aşacak bir isim olarak gördüğün rektörümüzün Kahramanmaraşlılardan ve STK’lardan gelen bu sese kulak vereceğine inanıyorum. Sözlerime son vermeden önce bu olayın yüreğimizde açtığı bir yarayı daha ifade etmek istiyorum. Acaba Sütçü İmam Fransızların, İngilizlerin, Amerikalıların kahramanı olsaydı onun adına neler yapılırdı?”