Şimdi hamal kalmadı. Herkes kendinin hamalı olup çıktı. Kaldı ki artık insanların bir değil, neredeyse iki aracı olunca, eşyalarını taşıtmak için başkasına gerek duymuyor.
Kent büyüdü, batıya doğru genişleme gösterince, konut sayısı arttı, nüfus da buna paralel olarak çoğalınca, özellikle apartman hayatı, ev taşınmasında bazı büyük nakliyat firmalarını doğurdu. Evden eve nakliyat günümüzde revaçta olunca, küçük kamyoneti olan yük taşıyıcıları, zor günler geçirmeye başladı.
PALA’NIN ÇAYHANESİ DE OLMASA
Sabahın erken saatinde, Orta Hal karşısındaki Pala’nın Çay Ocağında toplanan şehir içi nakliyeciler ve hamallar, gelecek müşteriyi beklerken, nakliyecilikte eski işlerin, eski kazançların kalmadığını söylüyorlar. “Burada akşama kadar çay içiyor, haberleri dinliyor, sohbet ediyor, en çok da Maraş’ı konuşuyoruz. Konuştuğumuz kimseler hep aynı, hep aynı arkadaşlarımız olunca konular da değişmiyor” diyen şehir içi nakliyeciler ve hamallar çok dertliler ve bir yerlerinin olmamasından şikayetçiler.
“Derdimiz işsizlik. Burada bu işi yapan 35-40 esnafız. Pala’nın Çayhanesi olmasa, gidecek yerimiz de yok. Aslında bizim sahibimiz yok. Zabıta geliyor, rahat bırakmıyor. Suriyeliler işimize balta vurdular. İşimizi bozuldu. Bazen, ki çoğu zaman tek kuruş kazanç olmadan gidiyoruz evimize. Ayrı bir yerimiz olsun, kış geliyor, başımızı sokacak bir yerimiz olsun istedik. Kimse bizi adam yerine koymuyor. Şimdi seçim zamanı, aday adayları gelip-gidiyor. Yarın seçim bitse, uğramazlar bile. Onlara da güvenimiz kalmadı” dediler ve yetkililerin başlarını sokacak bir yer için gayretini istediler.