Adil insan, gerçek Müslüman kimse, adaletli davranır, her fırsatta adaleti gözetir. Adil olur ve kul hakkından korkar, çekinir.
Zira her haltı yiyeni affeden Allah, kul hakkını gözetmeyenleri, kul hakkı yiyenleri affetmeyecektir.
Bizler, toplumun birer parçası olan insanoğlu, özel yaşamında, iş hayatında ve siyasetinde adil davranmak, kul hakkına riayet etmek zorundadır.
Yoksa öbür dünyada bedelini ağır ödeyeceklerdir.
*
Adalet meselesine gelince…
Bir kıssadan a hisse ile izah etmeye çalışacağım…
Hz. Ömer (ra) tayin ettiği valilerden biri, Cuma hutbesi esnasında Hz. Ömer’i öyle över ki, bir Sahabi dayanamaz, kalkar, valiye müdahale edip, onu susturmaya çalışır
Hz. Ömer’in adaleti namazdan sonra durum Hz. Ömer’e iletilir. Halifenin emriyle valiye karşı gelen adam yakalanıp bir suçlu gibi götürülür
Suçlu kabul edilen Sahabi, Hz. Ömer’in huzuruna girince selam verir Hz. Ömer (ra), hiddetinden selama mukabelede bulunmaz Onu azarlar Bunun üzerine sahabi:
“Ya Ömer! Ben bir suç işlediysem, sen iki suç işledin!” deyince hiddeti birden kaybolan Hz. Ömer (ra):
“Nedir benim o iki suçum?” sorusunu sorar.
“Allah’ın selamını verdim de çok hiddetlendiğin için mukabelede bulunmadın, vacibi terk ettin Bu bir Suçluyu dinlemeden tek taraflı hüküm verdin Bu da iki…
Hatasını anlayan Hz. Ömer, olayı anlatmasını isteyince, Sahabi: “Tayin ettiğin vali, hutbede seni öyle övdü, öyle övdü ki bu söz, cemaatin üzerinde sanki fazilet yönünden senin Hz Ebubekir’den daha üstün olduğun izlenimini bıraktı İşte bu yanlış düşünceyi zihinlerden silmek için müdahale ettim Halbuki sen fazilet yönünden Hz. Ebubekir’in yarısı kadarsın!” der.
Hz. Ömer; “Neden?” diye sorar.
Sahabi: “Orduya yardım ediniz!” emri-i peygamberi karşısında sen servetinin yarısını getirmiştin. Hz. Ebubekir ise servetinin tamamını getirmiş ve Ashabın gözlerini yaşartmıştı
Bunun üzerine Hz. Ömer, o zattan özür dileyip dua istedi ve onu serbest bıraktı.
Böyle konuşan valiyi ise hemen görevden azletti;
Kısa bir hikâyeydi sadece…