Bu da soru mu şimdi? Tabi ki yemeklerin en etlisini, en lezzetlisini, meyvelerin envai çeşidini, tatillerin en kralını, sosyal ve ailevi hayatın en harikasını yaşamak onların hakkı, benim değil.

Senin, benim, ötekinin eti ne, budu ne! But dedim de aklıma düştü, eline geçerse kadın budu, ya da tavuk budu ye! Paran varsa aha lokanta şuracıkta!

Yaşamak fakire göre değil der Talat. 

Yaşamak onların, zenginlerin hakkı!

Hele şu market fiyatlarının bizi illet ettiği, işsizliğin tavan yaptığı, insanlığın selasının birkaç camide birden verildiği günümüzde, aile mahkemelerinin sayısı artarken, icra mahkemeleri dosya koyacak yer bulamazken, kimin çarkı dönüyor zannediyorsunuz!

*

Neyse…

Bundan yaklaşık 16 sene önce dünyanın en zengin 11'nci adamı John Walton, kendi kullandığı uçağın düşmesi sonucu 58 yaşında ölmüştü.

O kadar parası var, pilota verecek delikli kuruşu olmadı herhalde ki, zevkinden olsa gerek, kendi uçağı sonu olmuş! 

Şahsi serveti 18.2 milyar dolardı. Düşünün, 2021’in sonlarında döviz kurunun geldiği noktayı. Rakamları canlandırın gözünüzün önünde, öyle hesap edin 18.2 milyara doları…

Ülkesinde eğitimle ilgili konulara 6 yıl içinde 1 milyar dolara yakın bağış yapmış.

Zenginlerin ölümü yoksulların yüreğinde yer bulmazdı ama böyle bir zengin buldu.

Diğer zenginler de virüs modelleri buldu, insanlığı yok etmek için.

Bizdeki zenginler de hâlâ "açız" diye yoksulları yiyor!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol