Kar bu yıl yüzünü göstermedi. Bekledik ki şehir beyazlara bürünsün, gelinliğini giysin. Zemheri de olsa içinde bulunduğumuz ay, kış kışlığını yapmalı. Zemheriyi biliyorsunuz, kışın en soğuk günleri, dönemi.

Zahmeti de bonusu, hediyesi. Yazbahar dedikleri de bildiğiniz ilkbahar. Kıştan sonra gelen aylar.

Başlıktaki ifade bir Maraş atasözü.

Büyüklerimizin bu sözü kullanırken mutlaka bir bildikleri olmuştur. Boşuna söylenmemiş. Yaşanmış, tecrübelerden sonra söylenmiş, günümüze kadar gelmiş. Gelmiş ama bu şehre yıllarını veren birisi olarak ilk kez duyduğumu da itiraf etmeliyim.

Doğanın mı dengesi bozuldu, doğa insanlardan intikam mı alıyor bilinmez, ne kış kışlığını yapar oldu, ne de yaz yazlığını. 2019 ve Aralık geride kaldı, Ocak geldi geçiyor, onu da neredeyse yarılamak üzereyiz. Maşallah havalar yazdan kalma baharı ikram ediyor bize. Geçti ama soğuk ve kar yok daha…

Ne kış kışlığını biliyor, ne de…

Aslında buna başka bir şeyler de diyorlar da, yerim dar.

*

Hangi siyasi partiden olursanız olun, ister belediye başkanı, ister milletvekili… Ya da partilerin teşkilatlarında görev alanlar. Mevcut belediye başkanları ve belediyelerin meclis üyeleri…

Belediye meclis üyeliği dedim de aklıma geldi, bunun için az fırtınalar kopmadı. Liyakatmiş, ehliyetmiş, mutfaktan gelmekmiş, emekmiş, bırakın bunları. Herkes kendi adamı için birilerine baskı uyguluyor. Ahbap çavuş ilişkileri yine revaçta, yine gündemde, yine kirli siyasetin içinde. Partiler, özellikle AK Partideki belediye meclis üyeliği tartışması, kavgası deyim de daha isabetli olsun, almış başını gidiyor.

İçinde olmayan bilmez, ‘Yahu Fiskeci abi bir yerinden uyduruyor!’ der.

*

Siz siyasiler, siz başkanlar, siz teşkilat mensupları…

İnsanlara dokunun! Bırakın oyunu, bırakın kısır ve basit çekişmeleri. Oyunu oynaşı da insanların oy’undan önce yüreğine talip olun. Asıl hazine orası.

Şimdi il-ilçe kongreleri seçim sürecine girildi, kimisi tamamlamak üzere,  partilerde bir hareket, bir heyecan kasırgası… Kulisler, fısıltılar, odalarda adam ayartmalar başladı bile.

Ve siz il veya ilçeye talip olanlar, olacaklar…

Konuşurken insanların gözünün içine bakın! Bakarken pişmiş kelle gibi sırıtmak yerine, gülümsemeyi deneyin! Gözleriniz ışısın, yüzlerinizde çiçekler açsın!

Seçmenle, vatandaşla tokalaşırken, parmaklarınızın ucunu değil, bileğinizle kavrayın o elleri.

Samimi olun, söz verdiyseniz sözünüzü tutun! Bol keseden palavra sıkacağınıza, olmayacak duaya âmin diyeceğinize, insanları kandırmadan, dürüstçe ve yüzüne karşı konuşarak onların gönüllerine girmeye bakın.

Oylar nasıl olsa gelir.

*

Yok eğer egonuzu yüksek tutup, dağları ben yarattım diyerek, çalımınızdan geçilmeyecek şekilde vatandaşa tepeden bakarsanız, seçimde avucunuzu yalarsınız!

Şimdi insanlar kararsız. Büyük kesimi… Bekliyorlar. Muhtemel il veya ilçe başkan adaylarını, ismi geçenleri, konuşulanları terazinin kefesine koydular, yüreklerinin kaç okka geleceğini tartıyorlar.

Belediye başkanları… Önce insanların gönlünü alın, onlara dokunun. Sonra gönüllerine talip olun. Benim işim tamam, yerim garanti, bir dönem daha buradayım, benim Ankara’da dayım var diyorsanız, garanti olan tek şey bankası. Kendinizi de öyle dev aynasında görmeyin.

Bu iş cüsseyle değil, yürekle olur, dürüst politika ile olur.

Yoksa havanızı alırsınız!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol