banner1482
Öne Çıkanlar PAZAR GÜNÜ DANANIN KUYRUĞU KOPUYOR PAZARCIK MESLEK YÜKSEKOKULU MEZUNİYET TÖRENİ TÜRK ÇİFTÇİSİNE HİZMETTE ASIRLIK MARKA TÜRKÜLERLE YOLDAŞIZ OZANLARLA GARDAŞIZ TÜNELLER YOĞUN BAKIMA ALINDI

Bu haber kez okundu.

ÇANAKKALE RUHUNU YAŞADILAR
     Geçtiğimiz Pazar günü gece saat 24 00 de Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin önünde toplanarak Güzelbulut Turizm’le Çanakkale’ye giden öğrenciler Çanakkale Ruhunu usta rehberlerin eşliğinde bir kere daha yaşadılar..

    Kahramanmaraş’tan hareketle Pozantı da mola veren iki otobüsden oluşan kafile, daha sonra Sabah saat 07 30 gibi Konya’ya vararak Konya Lokmahane de sabah kahvaltısı yaptıktan sonra kısa bir Konya gezisi, sonra Hz. Mevlana türbesini ziyaret ederek şükür namazı kıldılar..

     Kirazlıbahçe de öğle yemeği ve yöresel yemekleri yiyen öğrenciler..

     Mevlananın manevi havası ile Eskişehir, Bursa üzerinden Çanakkale’ye ulaşan öğrenci gurubu sabah kahvaltısını otel de yaptıktan sonra , feribotla yarım adaya geçerek Çanakkale gezisi yaptılar..

     Bekir Doğan, Sefa Güzelbulut , yönetiminde Çanakkale gezisi feribot da başladı.

     Çanakkale Asya ile Avrupa kıtasını birbirine bağlayan 2. şehrimiz ve oldukça önemli bir yer tutmuş geçmişten günümüze tarih ve medeniyet kokan şehrimiz..

     Çanakkale Boğazı’nın genişliği 1km ile 5km arasında değişiyor ve uzunluk ise 60km’ye yakın Boğazın derinliği 100-120m kadar ortalama. İstanbul Boğazı’nda olduğu gibi burada da akıntı mevcut ve birçok deniz canlısı mesken tutmuştur Boğazın serin sularını.

     Gelibolu Yarımadası: Gelibolu Yarımadası 50’li yıllarda milli park olmuştur ve şuanda Orman Bakanlığına bağlı Milli Parklar Müdürlüğü tarafından yönetilmektedir.

     Gelibolu Milli Parkı ve yarımadasını gezmek için başlangıç noktası olarak Kilitbahir kalesinin ünündeyiz... Kilitbahir kalesi Fatih Sultan Mehmet Han tarafından İstanbul’un güvenliğini artırıp Latinlerin olası saldırılarını engellemek amacıyla yaptırılmıştır. İç ve dış kale olarak iki bölüme ayrılır ve iç surlar dış surlara oranla çok daha güçlü, kalın, yüksek ve sağlam yapılmıştır. Üç yapraklı bir çiçeğe de benzeyen kalede 2004-2005 yıllarında yapılan restorasyon çalışmaları sonunda düzenli ziyaretçi alınmaya başlanmıştır. Cephanelik, hamam kalıntısı, mazgallar, topçular, okçular ve askerlerin kullanım alanları mevcut.

      Kilitbahir kelimesinin anlamı deniz kilididir ve son görevini Çanakkale savaşlarında İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı başarıyla yapmıştır. Kilitbahir Kalesi Çanakkale şehir merkezin de, boğazın Anadolu yakasında bulunan Çimenlik Kalesi’yle karşılıklı bekçileridir boğazlarımızın. Kilitbahir Kalesi’ndeki gezimizi bitirdikten sonra Abide yönüne devam ettiğiniz takdirde Tabyalara ulaşacaksınız. Yarımadanın boğaza bakan kısmında muhtelif yerlerde belli aralıklarla geziniz boyunca gözünüze çarpacak bu tabyalar geçmişten günümüze çeşitli saldırılarla savunmamıza faydalı olmuşlardır. Tabyalar deniz tarafından bakıldığında araziyle bütünleşmiş görünen ve yerleri kesinlikle belli olmayan fakat kara tarafından bir kale suru gibi toplara, ağır menzili silahlara mevzi görevini yapmıştır.

     Birkaç km daha ilerledikten sonra Mecidiye tabyalarıyla karşılaşacaksınız ve burada sizi savaştan sonra en çok sözü edilen kahramanlardan Seyit onbaşının 272 kg’lık topu kaldıran dev heykeli selamlar sizi. Seyit onbaşının heykelinin hemen arkasında Mecidiye tabyalarının içini görmeniz, savaşın mevzilerdeki izlerini, sıcaklığını hissetmeniz için yeterli olabilir.

     Eceabat’tan geçtikten sonra karşılaşacağınız her yapı, her tepe, her koy, her yaprakta, her ağaçta hissetmek mümkün savaşı.

      Edremitli Seyit onbaşının kahramanlık öyküsüne gelince; deniz savaşlarının başladığı 18 mart dolaylarında Seyit onbaşının da görev yaptığı Mecidiye tabyasına isabet eden Fransız donanmasının ağır bombardımanı sonrasında seyit onbaşı arkadaşlarını kaybetmiş aynı zamanda topun kaldıracı da kırılmıştır, isabet eden kurşunlardan, bombalardan. Fakat Seyit onbaşı birkaç basamaklı kaldıraca 217 okkalık mermiyi tek başına sırtında çıkartır ve Fransızlar’ın Qcean isimli gemisinin batırılmasını sağlar bu gücüyle bir yanda ülkesi, toprağı, ailesi, vatanı, kanı, ataları için savaşan insanlar diğer yanda ise ne için savaştığını bile bilmeyenler ordusu. Belki de Mecidiye tabyasında yaşananlar açıklar 8ay 14 gün süren savaşı. Fransız ve İngilizler’in Qcean isimli tam donanımlı savaş gemisi Türklerin Seyit onbaşısına yenilir. İşte bu deniz savaşlarının zaferidir.

     Hemen ileride iki subay ve sekiz erin anısı için yapılış olan Kereviz Deredeki Havuzlar Şehitliği şuandaki sakinliğinin aksine Fransız askerlerinin karaya çıkışıyla çok kanlı çarpışmalara sahne olmuştur.

      Bigalı köyünü de geçip Alçıtepe ye ulaşırsınız biraz daha ilerlediğinizde. Alçıtepe köyünde (kirte) Salim Mutlu isimli eski muhtarın çabalarıyla yarımadanın muhtelif yerlerinde toplanmış birçok savaş eserinin biriktirilmesiyle oluşturulmuş mucizeyi görmeden devam etmeyin Şehitler abidesine.

     Çanakkale Şehitler Abidesi: Yapımına 1944 yılında karar verilmiş 2007 yılında çevre düzeni ile birlikte tamamlanmıştır..

      Gelibolu yarımadasının uç noktalarından eski Sustos Antik Kentin olduğu alana yapılan Abide yaklaşık 40 m yüksekliğindedir. Anıtın dört bir yanda savaşın önemli ayrıntılarını anlatan rölyefler yapılmıştır. Son olarak 2004 yılında Şehitler Abidesi ve çevresinde şehitlikler düzenlenmiştir. Resmi olmayan kayıtlara göre 250.000’den fazla şehidimizi anmak için yapılan anıt yarımadadaki anıtların en yükseğidir. Şehitler Abidesinin hemen yanında Fransız askerleri için yapılmış mezarlık ve Morto koyu vardır. Morto koyuna çıkan Fransız askerlerinin tamamı öldürüldüğü için bu koya Fransızlar ölüm koyu demiştir. Yarımadanın en uç noktası olan Setdülbahir’e giderken ilk olarak İngilzlerin 25 nisan sabahı çıkartma yaptıkları Ertuğrul Koyunu ve bu çıkartma sonucunda kaybettiğimiz şehitlerimiz için yapılmış ilk şehitler anıtını göreceksiniz.

     Setdülbahir Kalesi hemen boğazın karşı girişinde olan Kumkale ile birlikte Çanakkale Bogazı’nın ilk savunmasını üstlenmiş ve şuanda harabe halinde olan durumlarıyla savaşın tüm acımasızlığını da göstermektedir. Kalelerin surlarındaki top izleri, aylarca süren çarpışmalar, savaş anında bile olsa kurulan dostluklar savunulmasını canıyla ödeyen askerler, Hero ile Leandros’un aşk öyküsü, Pers ordusunun yaptığı ilk köprü burada hayalinizde canlanacak belki de… Çünkü 1915 yılı boyunca süren savaş sırasında hayatın da devam ettiğini unutmayın. Belki de siperler arasında düşmanla kurulan dostluk yada bir iletişim yaşadığını fark ettirdi zor şartlardaki askere. Çünkü onlardan başka kimse yoktu orda.

      Yahya Çavuş’un az sayıda askeriyle kara savaşlarının ilk savunmasını yaptığı Ertuğrul Koyunu görüp Yahya Çavuş ve kahraman silah arkadaşları için yapılan şehitliği ziyaret ettikten sonra hemen yanında İngiliz askerleri için yapılmış Helles anıtını da görebilirsiniz. Helles anıtı 32 metrelik yüksekliği ile Şehitler Abidesinden sonraki en yüksek anıttır.

      Şehitler Abidesinin en uç noktasından Alçıtepe köyüne geri dönüp buradan da Sargıyeri anıtını görmek için köy merkezinden birkaç km giderseniz savaşın yaralarının uzun süre sarıldığı hala yaşayan bu alana gelirsiniz. Sargıyerinde kurulmuş seyyar hastanede Türk, İngiliz, Fransız, Hintli, Anzak, Mısırlı askerlerin din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin tedavi edildiği bir seyyar hastane olmuştur. Fakat İngilizler bir savaş suçu yaparak binlerce yaralı ve sıhhi personel burada katledişi o dönemde dünyada büyük yankılar uyandırmıştır.

      Yarımadanın en yüksek noktası olan 261 rakımlı olan Conkbayırı’na gitmek için Alçıtepe köyüne dönüp bu sefer Kabatepe tabelasını takip etmelisiniz. Yolunuzun üzerinde yarımadadaki savaştan kalma malzemelerin, havada çarpışan kurşunların Anzak, Türk, İngiliz subaylarına ait kıyafetlerin, takma dişlerin, mataraların, ayakkabısının içinde kalmış ayakların, pusulaların, kurşunların, mektupların bulunduğu Kabatepe Müzesini ziyaret etmeden geçmeyin.

 

Bombasırtı, Kanlısırt, siperler ve Anzaklar’ın çıkarma yaptığı Anzak koyunu görüp Yarbay Hüseyin Avni Bey komutasındaki tamamı şehit olmuş 57.Alay Şehitliği sonraki durağınız olsun. Burada Mehmetçik Anıtının hemen yanında Mustafa Kemal Atatürk’e Gelibolu grup komutanlığını devretmeden önce 5.Ordu Komutanı olarak görev yapan Alman Liman Von Sanders’in Mehmetçik için yazdığı notları okumadan geçmeyin. Aralarında doktorları Dimitri’nin de olduğu 57.Alay‘ın askerleri burada şehit olmuştur. Alay sancağı son askeri de öldükten sonra bir ağacın dalında asılı bulunmuştur. Yakınlarındaki Mehmetçiğe saygı anıtının anlattığı bir öykü var ki; sıcak savaş sürüp giderken siperlerin 8-10m kadar yaklaştığı bir alanda arada kalmış yaralı bir Anzak askerini beyaz fanilasını bir bayrak gibi sopanın ucunda kaldıran Türk askeri geçici olarak savaşı durdurur ve bacağı kopmak üzere olan Anzak askerini kucaklayıp karşı sipere bıraktıktan sonra geri döner. Savaş sırasında ve savaştan sonra günlerce anlatılan bu öykü savaş halinde bile olsa Türk askerinin centilmenliğini vurgulayan örneklerden sadece bir tanesidir.

     1915 yılı boyunca süren ve Türk milletinin zaferiyle sonuçlanan Çanakkale Savaşı tarihimize bir zafer olarak yazılmıştır. Her ailenin en az bir ferdini kaybettiği bu savaşın yaşandığı alanları mutlaka görün.

     Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin gönderdiği öğrencilerimize bu bilgileri rehberlerimiz yerinde anlatarak onlara Çanakkale ruhunu bir defa daha yaşattılar..

 

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol