Bakın bu meselede Peyami Safa ne diyor; “Bir milleti yok etmek isterseniz, askeri istilaya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak,  dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini, ahlakını soysuzlaştırmak kâfidir!”

Artık milli ve manevi değerleri yaşamak yerine, maske olarak çıkarımız için kullanıyoruz. Siyaseti de, ticareti de,  dostlukları ve ortaklıkları da çıkara tahvil ederken, samimiyetten uzaklaştık, geleneklerimizden, milli ve manevi değerlerimizden koptuk.

Kopardılar. Kim kopardı, kendimiz. Biz kendi ayağımıza kurşun sıktık, biz bindiğimiz dalı kestik, biz Müslümanca inandık ama Hristiyan’ca yaşadık, yaşıyoruz.

Sözde Müslümanız. Öze gelince, yan çiziyor, kırk takla atıyoruz.

*

Lafa gelince doğruluktan, dürüstlükten bahsediyoruz, lakin iş icraata gelince, herkese akıl verdiğimiz yetmiyormuş gibi, muhatabımızı dine, İslam’a davet ediyoruz da, her nedense nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan ülkede, hadi içine bizi de katalım, yani Kahramanmaraş’ta, Müslümanları İslam’a davet etmeyi akıl edemiyoruz.

Ticaretimize hileyi, siyasetimize samimiyetsizliği karıştırdık.

O hale geldik ki, günümüzde doğru söyleyeni bırakın dokuz köyü, ondokuz  köyden kovar hale getirdiler. Ve yine öyle ki, doğru söyleyenin, doğruları yazanın, doğru adımlar atanın yeri yok toplumda, insanoğlu nezdinde.

Yalan, hile, kumpas, rant, torpil, rüşvet, adam kayırma en çok iştigal alanımız haline geldi. Meslek edindik açıkçası. Ne ehliyet, ne liyakat, hepsi paçavraya dönüştürüldü.

*

Dostluk, samimiyet hak getire. Her şey çıkara, menfaate dayanıyor. Selam versen rüşvet diye kimse kabul etmiyor. Siyasetin zaten cılkı çıkmış, partiye gerçekten emek vermiş, mutfağında çalışmış kimseler kapının önüne konulurken, aranmaz ve unutulup giderken, dağda davarı bırakıp gelenlere payeler verilmiş. Şehirleri taşra yönetiyor. Siyaseti de tabi ki…

İnsanlarda bir tiksinti var. Kimse yarına umutla bakamıyor. Bir endişe içinde toplum. İşsizlik felaket, piyasanın tadı tuzu yok! Toplumda ne sevgi kaldı, ne insanların birbirine saygısı…

Özetle ve kısaca, iyi günde değiliz.  

Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.

O kadar yani…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol