Korona başımıza tebelleş olduğunda, bu terimle tanıştı Türkiye. Tedbir amaçlı, kalabalıklarda, toplu yerlerde, toplu taşıma araçlarında ve her türlü kuyruklarda, sosyal mesafe korunacak. Yani kişiler arasında belirli bir mesafeden söz ediliyor.

En azından 2 metre…

Oysa adını ne koyarsanız koyun, bazı belediye başkanları başta basın camiası olmak üzere, (ne 2 metresi, kilometre uzaklıkta mesafe koyanlar var) muhtarlar ile sivil toplum kuruluşları ile spor camiası ile siyaset kanadı ve bürokratik kesim ile araya mesafe koymuştu.

Korona da tuzu biberi, öyle demeyeyim, bahanesi oldu.

Zaten özellikle büyük kurumlarda iki kişi yan yana, bir araya gelmeye çekiniyordu, korkuyordu, şimdi büsbütün ilişkiler rafa kaldırıldı.

Samimiyet yok, güven yok; kaygı, endişe ve korku çok…

*

Anlaşılan o ki bu sosyal mesafe denilen ara’lık, bizi biraz daha oyalayacak. Zira bizi eve hapseden korona, fellik fellik dolaşmaya, insanların hayatını zehir etmeye devam ediyor iken, insanların psikolojisi kadar ekonomik düzeni de allak bullak oldu.

İnsanlara selam verseniz küfür zanneder hale geldik. Herkes borçlarından, alacaklarından, ödemelerinden, taksitlerinden, ev ihtiyaçlarından söz ediyor.

Aslına da bakılırsa, kimsenin koronoyı ciddiye, adam yerine koyduğu da yok.

Vatandaş aşını, işini düşünüyor öncelikle. Sabah akşam…

Ve yarın ne olacağına dair endişesini de koruyarak, evlerdeki tartışmaların fitili her geçen gün daha da artıyor.

Allah sonumuzu rast getire!

Defol korona, normal hayata dönmek istiyoruz, çek git aramızdan, hayatımızdan!

*

Dedim ama bu şehrin gerçekleri ve sorunları ile araya çoktan mesafe koyanlar, herhalde mutlular, rahatlar!

Ama ne zamana, nereye kadar, onu da Allah bilir!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol