Valla belki bazılarınızın canı sıkılacak ama siyasette dostlukların olmadığına inanırım. Siyasetçiden dost olmaz adama. Belki arkadaş olur ama dost olmaz. Çünkü siyaset nankör meslek. Varsan, çevrende dostun da olur, arkadaşın da. Yiyen de çıkar, yediren de. Sponsorun da olur, senden nemalanmaya çalışanlar da.

Şu da var, paran yoksa siyaset de yapmayacaksın aslında. Çünkü siyaset bir yerde para harcama sanatıdır. Vatandaş sırf senin kara kaşına, kara gözüne, boyuna posuna hevesli değil. Bazen gelir, sana oy verdiğini söyler, bıraktık oğluna-kızına işini, evinin elektrik veya su parasını yatıramadığını söyler.

Yani senden destek ister açık-açık. Maddi anlamda. Es geçersen, yok dersen, on parmağında on marifetin olsa, ağzınla kuş tutsan, allame-ı cihan olsan, vız gelir tırıs gidersin onun yanında.

Çünkü onun siyaset anlayışı, ödeyeceğin elektrik-su parası ile alakalı.

*

Bir gün çok sevdiğim birine, (kendisi genç yetenekti, işadamıydı, partide görev bile almıştı) şunu söyledim, “Siyaset sana göre değil. Sebebine gelince; sende yalan yok, kıvırma yok, adam alıp satma yok, sahte gülümseme yok. Düz adamsın. Yapamazsın, en iyisi bırak, işine gücüne bak!”

Bıraktı. Tiksinmiş, midesi bulanmıştı. Parti içi ayak oyunlarından, riyakarlıktan, yalan-dolandan, ikiyüzlülükten, siyaseti rant kapısı görmeyi siyasete zannedenlerden ikrah gelmişti.

Ha, davasından, partisinden vazgeçti mi, hayır!

Sevmemişti siyaseti, yalanı, dolanı. Kesti attı, bıraktı gitti…

Onurlu adamdı vesselam İsmail’im…

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol