Hiç düşündünüz mü siyaset neden yapılır diye? Siyaset, bir mühendislik becerisi gösterme, müteahhitlik yapma, çıkar kollama ustalığı mıdır? Ya da siyaset, neyi nasıl yapacağını bağırıp, bugüne kadar yapılan ne varsa yerden yere vurup, yapılanı görmezlikten gelme kurnazlığı mıdır?

Siyaset; tüm bunlar değil de bir Ülkedeki ya da bir kentteki insanların geleceğine yönelik bir perspektif, bir ufuk çizip orayı göstermek, geleceğin senaryosunu yazıp, bu senaryoyu adım adım hayata geçirmek midir? 

Neyi, nasıl yapacağını söyleme laf kalabalığını bırakıp, neden yapacağını, bunun insanlara ne sağlayacağını, hangi kalkınmayı destekleyeceğini görüp söyleme işi midir? Amaçlarını, hedeflerini nedenleri ile ortaya koyup, nasılları kimlerin yapacağını, işi o doğru ellere havale etme becerisi midir? Buyurun karar verin. Öyle ya, bugünlerde herkes siyaset yapıyor. Ortalık siyasetçiden geçilmiyor.

Siyasetçilerimiz çıkmış ortaya, neyi nasıl yapacaklarını anlatmaya çalışıyorlar. İşi gücü bırakmış, teknik sorunlarla, çözümlerle uğraşıyorlar. Nasıl siyaset yapılır sorusunun peşine takılmış gidiyorlar. Dolayısıyla siyaset sanki İlmihale dönmüş durumda. “Çık milletin karşısına, hangi hallerde neyi nasıl yapacağını anlat” mantığı yani. Yapamadıkları, sözlerini yerine getiremedikleri zaman da inandırıcılık, güvenirlik ve saygınlıklarını yitiriyorlar.

Oysa ihtiyacımız olan şey; “Neden” siyaset yaptığını söyleyen siyasetçidir. O konuda, bu konuda, öteki konudaki siyaseti nedir, neden o siyaseti yapmaktadır, bundan beklentisi nedir, böylelikle ne çözülmüş olacaktır, ne yerine gelmiş olacaktır, neler elde edilmiş olacaktır, neden o siyasete ihtiyaç vardır mantığı ile hareket eden siyasetçiye yani.

Siyasetçi neyi nasıl yapacağını söyleyen, bildik laflar üreten, Ülke sorunlarını çözmeyi kendi işi ve becerisi sayan kişi değildir. Siyasetçi, bu sorunları çözecek kişileri bulup çıkartıp yetkilendiren, bu sorunların çözümü için uğraşacak kurumları, kanalları oluşturup, onların ellerini güçlendiren ve harekete geçirendir. “Biz bu adamlardan daha iyi iş bitiririz. Size öyle çıkarlar sağlarız ki başınız döner. Bu yapılanlar da iş mi bize oy verin asıl o zaman görün neler yapıyoruz. Kurtaralım sizi bu zulümden, bu nimetlerden yararlanamama sıkıntısından. Verin belediyeyi bize sizi İktidarın nimetlerinden yararlandıralım” gibi saçma vaatler üretmek, siyaset değildir. 

Mahallelerde kat artırımı indirimi yapmak, kaldırım söküp yeniden yapmak, palavradan işlerle sürekli çalışıyor görünmek, belediyeciliği müteahhitliğe indirgemek, bir takım çıkar odaklarının kollayıcısı olmak, gizli gizli nemalandırmalar yapmak, ne siyasettir ne de siyasetçinin işi. Bu bir kenti de bir Ülkeyi de siyaseten kirletmektir. Ortada dönüp dolaşan siyaset de siyasetçi de işte bu yanlışın içindedir.

Zira, bu halk artık şu an var olan siyasetçi tipinden de siyasetten de inanılmaz şekilde soğumuştur, uzak durmaktadır, güvensizlik içindedir, tepki duymaktadır. Siyasete karşı olan bu tepkiselliğin zararını da tüm Ülke yaşamaktadır ve eğer böyle giderse daha da çok yaşayacaktır.

Bu nedenlerledir ki aslında Ülkemizde siyaset de siyasetçi de büyük bir güven ve itibar kaybındadır. Siyasetçiye ve siyaset kurumlarına yönelik en küçük olumsuz tavır, bu ülkeye büyük zararlar getirir ve bunu kabullenmemiz elbette söz konusu bile olamaz. Siyaset de siyasetçi de değerlidir ve demokrasimiz için gereklidir.

Ne var ki artık siyasete soyunanlar da siyasette öteden beri yer alanlar da ciddi bir biçimde silkelenmek, kendilerine çeki düzen vermek ve siyasetin biçimini değiştirmek zorundadırlar.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol