banner1451
Öne Çıkanlar EŞLERİNİN BÖBREĞİ İLE HAYATA TUTUNDULAR SİVİL TOPLUM GELİŞİRSE TÜRKİYE DEMOKRASİSİ DE GELİŞİR KENDİMİZ ÇALDIK YAŞANACAK BİR TÜRKİYE İÇİN KÖY GARAJI CHP DEDİ DONDURMA ISMARLADI

Bu haber kez okundu.

TABİP ODASINDAN AÇIKLAMA ‘’BİLGİSİZLİĞİN VE HAYAL ÜRÜNÜ GEREKÇELERİN HEKİMLİĞİ YIPRATMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ “
 Açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Birçok medya kuruluşu aracılığı ile kamuoyuna karnında ameliyat sonrası bant unutulduğunu ifade eden bir hasta ve avukatının görüntüleri yansımıştır.  Hasta  karnında unutulan bant nedeniyle şiddetli ağrılar çektiği ardından oluşan gebeliğinin ise bu nedenle alınmak istendiğini, avukatı ise karnında bant adı verilen yabancı cismin unutulduğunu bununda müvekkilinin ve bebeğinin hayatını tehlikeye attığını, fiziki ve manevi acılara yol açtığını ifade etmiş, daha önce ameliyatı gerçekleştiren hekim aleyhine suçlayıcı ifadeler kullanmışlardır. Gerçek anlamıyla Amniotik Band Sendromu bebeğin içinde yüzdüğü amniyon sıvısı adı verilen sıvıdan yoksun rahim bölgelerinde plasenta (bebek ile rahim arasında kan yoluyla besin alış verişini sağlayan yapı- bebeğin eşi) ve amniotik zar ( bebeğin çevresini saran kese) kalıntılarının bebeğe yapışması ya da dolaşması ile oluşan ve bebekte fiziksel sakatlıklara neden olabilen bir durumu ifade etmektedir. Toplumda görülme sıklığı 1200 ile 15000 de birdir. Kendiliğinden meydana gelen düşüklerde bu durumun görülme sıklığı 56 da bire çıkar.  Rahimde amniyotik bant oluşumunun nedeni henüz bilinememektedir. Fakat bu duruma sebep olabilecek faktörler olarak  ilk gebeliği 25 yaşından önce olmak, rahim anomalileri, erken dönem gebelik iltihapları, bebeğin içinde yüzdüğü sıvının azlığı ve rahim içi kanama sıralanabilir.

SÖZDE ARAŞTIRMACI GAZETECİLİK

Bu nedenle hasta ve avukatının ifade ettiği gibi karında bant unutulma gibi hayal ürünü bir durum mümkün değildir. Amniyotik bant doktor tarafından yapılan müdahaleler sebebiyle oluşan bir tablo değildir. Karın bölgesine yapılan cerrahi girişimlerde bant adı verilen bir malzeme kullanımı söz konusu değildir. Bu olayın kamuoyuna basın yoluyla bilimsellikten uzak, hekimleri hedef gösteren, araştırmacı habercilik ve etik ilkelerine uymayan bir biçimde sunulmasını hekimlere dönük şiddetin bir parçası olarak görüyor ve kınıyoruz.

Bu olayla ilgili hukuki süreci başlattığımızı kamuoyu ve meslektaşlarımızla paylaşmak istiyoruz.”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol