Artık ununu elemiş, eleğini duvara asmış, hiçbir umudu, güvencesi, ruhu kalmamış kırmızı beyazlı takım, averaj takımı olup da önüne gelene yenilince, Pazar günü gittiğimiz Kahramanmaraşspor-Gaziantep Belediyespor maçının da bir önemi yoktu aslında.

En çok gol ye, en az gol at, en fazla yenilgi al, en az galibiyet elde et… Eh bu da bir rekor aslında. Kimseye nasip olmayacak!

Bu rezil takımın, ligdeki bu rezil sıralamanın, takımdaki kötü gidişatın mimarları da maçtaydı işin garip yanı.

Zaten seyircinin de umudu yoktu galip geleceğine ilişkin. Alışmıştı bir kere. Kendi saha ve seyircisi nünde bile galip gelmekten aciz takım, ruhunu yitirmiş oyuncularla buraya kadar dedirtmiş, belki de sezonu erken bitirmenin, bir alt lige düşmüş olmanın ezikliği, utancı ile sahada gezindiler durdular.

 

Seyirci maça ilgisizdi. Topu topu parmakla sayılacak kadardı, belki de bin kişi falan. Belki o kadar da yoktu. Lakin protokol cenahında hareketlilik gözlemlenirken, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Fatma Şahin’in de maçı izlemeye geleceği söylendi.

Nitekim maçla birlikte sayın Şahin şeref tribünündeki yerini aldığı zaman, taraftar kitlesi; “Fatma Şahin Maraş’a sahip çıksana!”demeye başladı.

Yetmedi; “Sahipsiz Maraş!” tezahüratları karşılıklı söylenince, bu kez de yine komşu belediye başkanı için, “Fatma Şahin helal olsun sana, helal olsun!” sesleri yükseldi.

Sayın Şahin ayağa kalktı, az sayıdaki Gaziantepli taraftarlar ile kırmızı beyazlı takımın vefakâr, cefakâr taraftarını selamlardı, karşılık verdi.

 

Seyirci bu, durur mu, bu kez de “Fatma Şahin burada, Fatih Erkoç nerede!” demeye başladı. Kaldı ki sayın Şahin’in şeref tribününde yerini alması ile, Bekir Kılıç dostumuzun cep telefonundan herhalde Fatih Erkoç’u aramış olmalı ki, 15 dakika sonra Fatih Erkoç konuk başkanın yanında yer aldı.

Taraftar, BBP’den AK Partiye transfer olan ve Büyükşehir Belediyesi Belediye Meclis Üyeliğine kadar yükselen Bekir Kılıç ve Muharrem Erantepli yetmemiş olacak ki, Fatih Erkoç’u istediler ve getirdiler.

Belki de başkan gelecekti. Ancak, bir anlamda ev sahibi olduğu için, erken gelse daha iyi olacaktı.

Başka siyasetçi yok.

Sonra, eski kulüp başkanı Feridun Kolat da hangi akla hizmet ederek maça gelmiş, kimse anlamadı. Herhalde takımın hezimetini, rezaleti seyretmek için gelmişti.

Taraftar bu kez de tezahüratın yönünü ona çevirdi, “Feridun Kolat dışarı! demeye başladılar. O da oturdu maçı seyretti. Hiç aldırmadı bile…

 

Taraftarın bütün ilgisi Fatma Şahin’e çevrilmiş iken, bu kez de iki takımın taraftarları birbirlerine nezaket gösterip birbirleri lehine tezahüratta bulununca, ortaya gülümseten manzaralar çıktı.

İki takımın taraftarı da centilmenliği elden bırakmadılar. Bütün alkışlar ve takdirler taraftara…

Ancak maç boyunca ‘sahipsiz Maraş’ tezahüratları hiç kesilmedi, dur durak dinlemedi. Taraftar bağırmaktan yorulmadı üstelik.

Korumasından anladık, maça emniyet müdürü de gelmişti.

Lakin taraftarın haklı bir sitemi vardı, “Erkoç’un maça gelmesi için komşu ilin belediye başkanı gelmek zorunda mıydı?”

Valla bunun cevabını bana değil, Erkoç’a sorun!  

 

Silik, ruhunu yitirmiş, keyifsiz bir maçtı aslında. Rakip takım galip gelse, küme düşme hattından uzaklaşacak, rahatlayacaktı. Bizimkilerin öyle bir derdi-tasası yoktu. Taraftar durmuyordu, Erkoç’u şeref tribününde görünce, “Fatih Başkan, takıma sahip çıksana!” demeye başladılar. Sayın Erkoç’un da ayağa kalkıp taraftarı selamlaması, bir anlamda cevap vermesi, taraftarı ümitlendirmiş, sevindirmişti. Bu hareket, “Başkan takıma sahip çıkacak!” yorumlarına sebebiyet verirken, “Erkoç, takımı Kahramanmaraş yap!” derken, artık bizim takımımız olsun istiyorlardı.

“Erkoç gelecek, dertler bitecek!” tezahüratı sürerken, Erkoç’un gülümseyen yüzüyle ayağa kalkıp taraftarı selamlamadı, bir anlamda onları verilen teminat, söz gibiydi ki taraftar da bu mesaj almaştı. Bu hareketi, sayın Erkoç’u taraftarın gözünde büyüttü, sevdirdi, saydırdı…

Derken… Daha önce kırmızı beyazlı formayı giyen Serdar Deliktaş, 32. dakikada topu bizim ağlara gönderdi. 0 – 1…

 

Teknik adam Orhan Şerit de nasibini almasa olmazdı, “Orhan Şerit istifa!” sesleri yükseldi cılız seslerle. Bunu, birkaç kez “Feridun dışarı,  dışarı…” tezahüratları takip etti.

Taraftar oyunu bırakmış, ona buna laf yetiştiriyordu. Çünkü maçta keyif yoktu, zevk yoktu,  kalite yoktu.

Bu saatten sonra, Fatih Terim gelse, mucizeler ayağa kalksa, ölüyü diriltmek kimsenin haddi değildi, mümkün değildi.

Bu saatten sonra olması gereken şu; Büyükşehir Belediyesi, mevcut takımı satın almaya zorlayacak, olmaz ise, Belediyespor takımı ile birleştirip, yeni bir takım kurup, adını değiştirip, ligde iddialı olmak…

Ruhunu yitirmiş bir takımı yeniden yaratmak ancak böyle mümkündü.

Yeni Malatya örneğinde olduğu gibi…

 

Teknik adam, aleyhine o kadar tezahürata rağmen yönünü bile çevirmedi, aldırmadı. Lakin hata etti, takım zaten ununu elemiş eleğini duvara asmış, küme düşmüş iken, oyuncu değiştirmek için neden 85’inci dakikayı bekledi, kimse akıl sır erdiremedi.

Bir de, takımda 4-5 Kahramanmaraşlı, genç yetenekler varken, neden hiçbirini sahaya sürmedi, neden onlara şans, fırsat vermedi, insan merak ediyor.

Neyse… Takım 2. yarıda atak oynadı ama, kalemizde 2. golü görmekte gecikmedik.  Geçen sezon bizde oynayan yabancı asıllı Azuka, takımının 2. golünü attı, Gaziantep belediyesini  rahatlattı, bizi de kahretti… 0 – 2…

Eserinizle övünebilirsiniz! Utanmanız varsa tabi…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol