Kurban bayramı yaklaşıyor ya, yine vakıf, dernek, hayır kurumu adı altında bir sürü yardımlaşma istismarları yine kendini göstermeye başladı. Sahne aldılar,  sahaya çıktılar. Nedense bunların aklına yardımlaşma, paylaşma sadece Ramazan ve kurban bayramlarında düşüyor.

Diğer günler dışında yoklar, pek de ilgilenmiyorlar zira.

Bana akıl veriyorlar, “kurbanınızı biz keselim, ihtiyaç sahiplerine biz dağıtalım, siz yorulmayın!”

Kurbanın nasıl kesildiğini öğretecekler akılları sıra.

Yurt içi ve yurt dışı organizasyonlarından söz ediyorlar. Be kardeşim, korona sebebiyle bu yıl hac ve umre ziyaretleri dahi iptal edilirken, dünyada 820 milyon insanın açlıktan gezdiğini, yeterli beslenme sağlayamadığını nasıl ve ne ara öğrendin.

Senin bu işte karın ne?

Sırf iyilik olsun diye, sırf yardım olsun diye, sırf açları doyuralım diye geçtiğimiz senelerde kurban derilerini, sakatatları toplayıp kendi cebine atanları unutmadım, unutmadı bu millet.

Kurban üzerinden zengin olanları da…

*

Dürüst çalışan, gerçekten hakkaniyetle hareket eden, kul hakkına riayet edenleri ebette tenzih ediyorum.

Ancak şu sıralar bu türlü sahtekârlar, istismarcılar çoğaldı ki, anlatamam.

Sonra…

Benim bağışımdan sana ne?

Benim hayır ve hasenatımdan sana ne?

Benim iyilik düşünmemden sana ne?

Benim garibanlara, ihtiyaç sahiplerine yardım edecek, onları belirleyecek kadar aklım, fikrim, izanım ve zamanım yok mu da, benim adıma yoruluyorsun, kendini helak ediyor, evini barkını terk edip uzaklara gidiyorsun!

Kimin için?

Canından çok cebini düşündüğünü bildiğimden, benden sana hayır yok!

Ben kendi fakirimi, kendi garibanımı, kendi yoksulumu, kendi ihtiyaç sahibimi bulur, doyurur, bağışta bulunurum.

Bırak da o sevaba bizzat kendim nail olayım!

Sen kenara çekil hele şöyle!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol