banner1451
banner1461

Bizim halkımızda şöyle bir alışkanlık var, bakmadan bir şeyi almazlar. Pazarda domates alırken, biber-patlıcan alırken, salatalık ve karpuz alırken mutlaka kontrol edecek, organik olup olmadığını soracak esnafa, sonra bir iki yoklama çekecek sebze@meyve üzerinde, sonra fiyatını soracak, işine gelirse alıp götürecek.

Öyle günler yaşıyoruz, öyle süreçlerden geçiyoruz ki, her şeyi kontrol etmek, özellikle yediklerimize dikkat etmek mecburiyeti ile karşı karşıya iken, virüsle birlikte sağlımızla berabere ekonomimiz için de çok ciddi bir tehdit altında olduğumuzu akıldan çıkartmamak gerek.

Biz de bu süreçte kendimizi, işletmelerimizi, şubelerimizi, ürün konseptimizi yenileme ve eksikliklerimizi giderme imkânı bulduk. Sizler adına…

Çünkü Türkiye üretiyor, üretecek, üretmek zorunda, biz de üretiyoruz.

*

Zira pandemi ile birlikte tüketim tercihlerimiz değişti.

Zira bu baş belası salgın sürecinde ne yiyeceğimizi, ne giyeceğimizi, nasıl oturup nasıl kalkacağımıza dair kuşkularımız arttı.

Zira pandemi denen illet, fabrika ayarlarımızla oynadı. Özetle, aklımıza gelebilecek her alanda toplumu etkiledi, adeta hayatımızın rengi, dokusu ve kokusu değişti.

*

Salgınlar gelip geçer. Belki delip geçse de, artık dünyada savaşlar tankla, topla yapılmıyor artık. Biyolojik ve psikolojik savaşlar, daha az maliyetli. Üstelik de verdiği hasar daha büyük. Bu virüsü yayanlar ki Çin ve bu virüsten en çok etkilenen, bu virüsün yayılmasında büyük payı olduğu söylenen Amerika, bugün canı derdinde.

Kendi etti, kendi buluyor. Amerika, bugün iç savaşla boğuşuyor. Bu yıl içinde seçime gidecek olan Tramp denen bir deli adam, etnik köken ile oynayınca, başına gelmedik kalmadı.

Kişiler, toplumlar ne ekerse onu biçiyorlar!

*

Tabi pandemi sürecinde bizler boş durmadık. Gerek MÜSİAD olarak, gerekse kervan@alpedo olarak, salgının yarattığı ve yaratacağı tehdidi, tehlikeyi, zararı masaya yatırdık.

Ne yapabilirdik?

Şehirde hangi sektörlerin ne kadar etkilendiğini araştırdık. Bunu yaparken, biz bu süreçte nerede olacağımızı, nerede duracağımızı, nereye koşacağımızı hesap ettik, tartıştık. Mecburduk bunu yapmaya. Günümüzde, insanlar cüzdan ile vicdan arasında sıkışırken, gidip gelirken, şapkayı önümüze koyup düşünmeye başladık.

*

Bu arada, Adana yolu üzerindeki fabrikamızda çıkana yangın, bizi üzdü ise de, dostlarımızın ‘Geçmiş olsun, çok üzüldük! Allah başka acı, dert vermesin!’ türü tesellileri, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyemiz İtfaiye Daire Başkanlığının (Cebrail Aslan ve ekibinin) gayretli ve seri çalışması ile yangın büyümeden atlatılırken, dostların üzüntüsü bizimkinden fazlaydı.

İtfaiye Daire Başkanı sayın Cebrail Aslan ve arkadaşlarına, özverilerinden ötürü bir kere daha teşekkür ediyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol