banner1482

Şimdi, şu sıralar koronavirüs ile yatıp koronavirüs ile kalkıyoruz. Hayatı her açıdan etkiledi, neredeyse hayat durdu diyebilirim. Çarşıda pazarda in cin top oynuyor. Çalışanda ayrı bir dert, esnaf daha başka sıkıntıda, emekli ve 65 yaş üzeri vatandaşlar daha başka bir problem. Adamlar büyük gelir kaybına uğradılar. Sefere çıkmakta zorlanıyorlar. Yakıt ve sürücü giderlerini karşılamakta ciddi sıkıntı içindeler. Dinledikçe üzülüyorsun!

Nereden baksan elinde kalıyor.

Ama bu ülke bu sıkıntıyı, bu lanet olası belayı def edecek. Hep birlikte! Ne zamana ve ne kadar sürer, bilinmez. Tam bir muamma!

*

Neyse, biz gelelim toplu taşıma araçlarına, özel halk otobüslerine…

Dün akşam, her zaman olduğu gibi toplu taşıma araçlarını kullanırım. Arabam var Allah’a şükür, ama bir nedenden ötürü 26 senedir direksiyona geçmem, elimi bile sürmem. Yemin de etmedim, tövbe de demedim ama araç kullanmayacağıma dair kendime söz verdim.

26 senedir bu sözümü tuttum, tutuyorum, tutacağım.

Daha akşama ezanı okunmamış. Saat 18.00 sıraları.

Merkez otobüs durağında benden başka binen yok. Otobüs neredeyse boş diyebilirim. Arçelik Durağına geldik, yine bir kişi, Ulu Cami durağında da bir kişi bindi. Halk otobüsü kullanan arkadaşı tanırım senelerdir.

Dert yandı, sabah 06.30’dan beri araç kullandığını, bu saate kadar 187 kişinin aracına bindiğini, bırakın üç beş kuruş kazanmayı, mazot parasını bile çıkartamadığını, Büyükşehir Belediyesinin bu zararlarını karşılaması gerektiğini söyledi.

*

Söyledi ve ağlayacak gibiydi. Perişanlığını, mağduriyetini isyanına ekleyince, “Bize sahip çıkın ağabey!” dedi özetle. Maskesi vardı yüzünde, zar zor konuşsa da söyledikleri karşısında acımadım desem yalan olur.

Araba sahibiydi. Borçlarından, taksitlerinden, geçim sıkıntısından da söz etti uzun uzun.

Sesini de yükseltmiyordu. İsyanını içine bastırır gibiydi. Dertliydi. İçeride yolcu azdı, zaten sınırlama da gelmişti, 20 kişiden fazla yolcu alamıyorlardı. İsyanını şu cümlelerle dile getirmişti; “Size yemin ederim gazeteci ağabey, bırakın ev geçindirmeyi, bırakın çoluk çocuğuma, eşime bir şey alabilmeyi, mazot paramı bile çıkartamıyorum. Akaryakıt istasyonuna borcum var, siz de gördünüz şu saat olmuş, 187 kişi binmiş bu araca. Bize de yazık, bize de günah. Bazı Büyükşehir Belediyeleri halk otobüslerine yakıt ve gider desteği veriyor.  Hayrettin Başkan da bize sahip çıksın, zararlarımızı ve mağduriyetimizi önlesin!”

*

Biz elçiyiz, bize zeval olmaz. Bir kamu görevi yapan Halk otobüsleri görüyorum, ki sizler de farkındasınız boş gidip boş geliyorlar. Yolcu sayısının azlığı, para kazandırmadığı gibi mazot parasını dahi karşılamayınca, ortaya böyle isyanlar çıkıyordu.

Dilerim Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Hayrettin Güngör, bu arkadaşların sesine kulak verir, mağduriyetlerini önleme adına bir adım atar!

Atmalı, çünkü özel halk otobüsleri zor durumda.

Kendisinden beklenen bu. İnancım odur ki başkan sayın Güngör de kendisine yakışanı yapacak, sosyal sorumluluğunu yerine getirecektir.

İnşallah!

Dilerim ve umarım imar’dan gelip Ulaştırma Daire Başkanı olan bayan arkadaşımız bu mesajı iyi okur, Başkan sayın Güngör ile paylaşır!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol