Artık cep telefonu kullanmak kronik hastalık haline geldi. Bacak kadar çocukların elinde oyuncak gibi adeta. Öyle ki, aileler çocuklarını susturabilmek için cep telefonlarını uzatıyorlar bacaksızlara. Susturucu yani.

Çarşıda-pazarda, toplu taşıma araçlarında bakıyorum herkes cep telefonuna sarılmış. Hele hele toplu taşıma araçlarına binenler, kızlı-erkekli fark etmiyor, daha oturmadan, ayakta olsalar bile cep telefonlarına sarılıyorlar. Kulaklıklarıyla birlikte. Kimisi haddini aşarak yüksek sesle konuşuyor, kimisi de fısır fısır…

Öyle ki, bazılarının konuşmasını bırakın toplu taşıma araçları içindekiler, neredeyse yedi mahalle duyacak. Özel mözel diye bir şey de kalmadı zaten. Bağırarak konuşuyor insanlar. Sokaklarda, caddelerde bile. Hatamıza bir girdi, pir girdi. Sanki bizden biri, her şeyimizi onun içinde. Ona mecbur, mahkum hale geldik. Ve Dünya avucumuzun içinde. Ne özelimiz kaldı, ne komşuluk ilişkileri, ne sohbet, ne muhabbet.

Sizlere ömür!

*

Mesele başka…

alpedo@kervan ailesi, diğer adıyla Turgud Pekel adına yapılan İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerine Kervanhan’da, açık alanda yemek veriliyor. Başarıyı ödüllendirmek adına. Aynı zamanda da MÜSİAD Başkanı olan, alpedo@kervan Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kervancıoğlu, okula adını veren Turgud Pekel’in iki yakışıklı ve karizmatik oğulları Mustafa ve Yaşar Pekel, öğretmenleri, öğrencileri çok iyi ağırladılar Allah hiçin.

Başarısı ve kariyeri tescillenmiş okul müdürü Halil Çal. Müdür yardımcıları Yusuf Gök ve Yusuf Avşar kadar öğrenciler de ödüllendirilmelerinden, hatırlanmalarından memnunlar.

Kuşkusuz konuşmalar on numara beş yıldız. Her şey harika, mükemmel…

Benim derdim başka…

*

Yemek yerken, okul birincisi olan H. Berkay Buz’u masaya çağırdım. Berkay, Büyükşehir Belediyesinde daire başkanı arkadaşımız Harun Buz’un da oğlu.

Çektiğim fotoğrafları anında face’mde kendi sayfamda paylaştım. Hemen yanımda oturan okul müdür yardımcıları Gök ve Avşar ile paylaşırken, Berkay’a sayfamı açmasını ve haberi görmesini söyledim.

Bir cevap verdi, dondum kaldım. “Amca benim cep telefonum yok ki…”

Şaşkınlığımın farkına iki Yusuf da vardılar. Gözlerimin içine bakarak, “İşte başarının sırrı bu” dediler.

Hayretlerdeyim. Şoktayım…

Üstelik de kervan@bistro’da çalışan, okul birincisi bir öğrencinin nasıl telefonu olmaza diye kafamın içindeki sorularla dans ettim.

Evet, yokmuş. Şaşkınım, krizlerdeyim, allak bullağım. 17 yaşına gelmiş çocukta cep telefonu yok. olacak şey değil.

*

Kendini sanala dünyadan çok derslerine vermiş, başarmış, haklı bir gurur elde etmiş bu gencimizi, ki başta babası sevgili Harun Buz olmak üzere Berkay’ı tebrik ediyorum.

Gençleri ödüllendiren, okula sahip çıkan, başarılarından ötürü okul yönetimini ağırlayan alpedo@kervan  ailesine de teşekkür ediyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol