banner1482

Daha önce defalarca yazmış, söylemiştim. Başarılı siyasetçiler ve siyasi partiler, kendilerini, projelerini ve vizyonlarını anlatırlar.

Başarabildikleri ölçüde başkandırlar. Başarısız olanlar, kamuoyunda karşılığı olmayanlar, her şeyi, herkese şikâyet edip,  zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışanlar, bir icraat sergilemediği gibi kendinden öncekilerin projelerini kendi projeleri gibi sahiplenmeye yeltenenler hep rakip olarak gördüklerini, düşünceleri kötülenmeye çalışırlar.

Hani eskiden koltuğu kaybedenler kendisinden sonra geleceklere zarf bırakırlarmış, kendi yaptıklarını başkalarına tavsiye ederlermiş ya, o hesap işte… ‘Sen de, senden öncekileri kötüle!’ hesabı…

*

Ayranım ekşi diyen yok.

Ben bu işin, bu koltuğun adamı değilim diyen yok.

Bu vitrin ve vizyon işi ise, o da bende noksan zaten diyen yok.

Geçmişte muhalefet partileri bu hataya çok düşerlerdi. Sazan gibi üzerine atlarlar, kendileri de bir şey yapamayınca, geçmişi kötülemeyi siyaset sayarlardı.

Birilerinin omuzuna basıp birilerine kurşun sıkmak siyaset değil.

Sürekli geçmişi kötüler, sürekli senden öncekileri linç etmeye çalışırsan, günü geldiğinde seni de aynı silahla vururlar!

Etme bulma dünyası…

*

Biri hata işler, yanlış yapar, kalkıp basını sorumlu tutarlar! Basın ne edip ne tuttuysa… Çünkü topu taca atacaklar ya, en kolayı kötüleyecek, günah keçisi ilan edecek, duvara toslatılacak ve darbe yapılacak son adrestir basın!!!

Ne alıp veremedikleri varsa…

Planı, projeyi eşikte beklet, nedensiz ve gereksiz yere çalışanları bertaraf et, kurumda huzuru elinin tersi ile kenara itip çalışanları tedirgin eyle, sonra da siyaset yaptığını söyle…

Başkanların, bu şehri yönetmeye talip olup, koltuğa oturanların şikâyet etmeye hakkı yok. Kaldı ki belediyeler ağlama duvarı değil, hizmet yeridir.

Bu kafa ile giderseniz, zor varırsınız menzile.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol