banner1451
banner1461

Ne demişti Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan; “Şayet milletinizle gönül bağınız yoksa yönetmeniz için size emanet edilen güç sizi zehirler. "Şikâyet zayıfların işidir", acizlerin işidir. Önemli olan mevcut şartlarda şehrinizi ne kadar ileri taşıyabildiğinizdir. Bunlar hiçbir zaman yapmak için gelmemiştir, hep yıkmanın peşinde koşmuştur!”

Sanıyorum ünlü yazar Victor Hugo’nun Sefiller romanında okudum. Seneler önce. Aklımda kaldığı kadarı ile, kızı ağlayarak babasına geliyor, “Baba, baba… Damadın beni dövdü!” diye şikâyet ediyor kocasını.

Baba kızına; “Ne yaptı damadım, nasıl dövdü seni!” diye soruyor. Kızı da gözleri ıslak ıslak, sağ yanağına tokat attığını söylüyor. Bunun üzerine babası, bu kez kızının sol yanağına bir tokat indiriyor. Kız şaşkın, ‘baba, ne yaptın?’ der gibi afallarken babanın şu cevabı önemli; “Damadım olacak o adam benim kızıma tokat attı ise, ben de onun karısına tokat attım! Ödeştik işte, tamam, hadi git!”

*

Biz, Başkan sayın Hayrettin Güngör’e seçildiği günden bu yana hep destek olduk. Haberlerimiz, yazılarımız, algılarımız, içeride ve dışarıdaki yorumlarımızla.

Yüzde 67 oy veren bu şehir daha başka nasıl destek verecekti?

“Beni REİS gönderdi” diyerek seçmeni, halkı yok sayan sayın Güngör’e başka hangi destek verilecekti, onu merak ediyorum.

Burada seçmenin tercihi hiçe sayılmıyor muydu?

Bizim sayın Başkana tokat atmak gibi niyetimiz yok, olmadı, olamaz da. haddimiz de değil. Biz, seçmenin tercih ve teveccühüne her zaman saygı gösteren bir nesilden geliyoruz. Her şeye rağmen biz yine kendisine desteğimizi tabi ki sürdüreceğiz. Zira daha önümüzde 4,5 sene var.

*

Sayın başkana tavsiyem…

Bırak artık şu borç meselesini…

Bırak artık şu beni REİS gönderdi edebiyatını…

Bırak artık şu ‘benden bir sene bir şey ve hizmet beklemeyin!’ gözyaşlarını…

Bırak artık gelenlerle-gidenlerle tivitır’da muhabbet eylemeyi…

Bırak artık şu düğünlerde nikah kıyma gösterilerini…

Bırak artık şu gelen gideni aratır türünden deneyimli insanları yerinden oynatmayı…

Bak, bir basın müdürü getirdin çok uzaklardan, Sakarya’dan, haberlerin formatı, şekli-şemali bile değişti, en önemli haber iki cümlede bitmeye başladı.

*

Bir açıklama gönderdin, hani şu meşhur Çin’deki bir şehri kardeş şehir ilan etme meselesi var ya, o işte…

Kendi sayfanda bile, ki bize haberleri servis edildiğinde de ‘protokol imzaladık’ demiştin büyük bir mutlulukla, keyifle, sonra kamuoyundan gelen tepkiler üzerine, çark ettin, vatandaşın gazını almak için adını değiştirerek ‘ön mutabakat zaptı’ koydun, üstüne üstlük bizi yalancı çıkarttın, basın haberlerimizi yanlış anladı, haberlerimizi çarpıttılar dedin. Mutabakat imzaladık derken, bakanlığın onayından söz etmedin ki? Okumadık, duymadık ki…

Farkında mısın, ‘basın olayı çarpıttı’ demekle bize, mesleğimize hakaret ediyorsun! İstersen o getirdiğin basın müdürü bir daha okusun o metni. Falan filanın kaynı olanı…

Yakışmadı başkan.

Bizi hanzo yerine koydun, bir şey bilmez, anlamaz saydın. Bizimle, aklımızla dalga geçtin sayın Güngör.

*

Siz belediyeciliğin kitabını yazmış olabilirsiniz. Biz de bu mesleğe 50 senemizi verdik sayın Başkan. Yarım asır eder. Neredeyse seninle yaşıt belki.

Bugün birçok ünlünün yazdığı kitaplar, masal ve hikâye kitapları arasında müşteri bekliyor, yüzüne bakan yok!

Kitap yazmak başka, uygulama başka. Sonra unutmayın, belediye bir siyasi kurum. 657 ile idare edilmez, edilemedi de bugüne kadar.

Üst perdeden bakmayı, konuşmayı, iri iri laflar etmeyi bırak sayın Güngör.

Çok iyi bürokratsınız, harika bir kişiliksiniz, mükemmel bir aile babasısınız. Bunlar sizin özelliğiniz.

Ama bizim önceliğimiz, hizmet, hizmet, hizmet…

*

Size ağabey tavsiyesi, laf sahibinden çoğalır misali, vakit varken basın ile bir araya gelin, şöyle sakin bir kafa ile düşünün, özeleştiride bulunun, ‘ben nerede hata yaptım!’ diyerek silkelenin ve kendinize gelin.

*

Bak, yukarıda ne diyor sayın Cumhurbaşkanı. Bir kere daha okumanı tavsiye ederim. O büyük lider sana sesleniyor sana, bana değil. Gönül belediyeciliğine soyunan sendin sayın Güngör.

Sizi gerçekten seviyorum, saygı duyuyorum. Şahsına da, makamına da… Ucuz gösterileri, polemikleri bırak artık! Özüne dön gözünü seveyim, özüne…

Son olarak, dünkü ‘tik tak, ya da taktik’ başlıklı köşe yazımı oku ve artık taktik değiştir sayın Güngör. Taktik… Olmuyor böyle! Gemi su almadan, aman ha, aman!

Rabbim yar ve yardımcınız olsun!

Bugünlük bu kadar yeter!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol