Hani öteden beri derler, lafın erkeği var, dişisi var diye…

Koltuk üzerine çok yazı yazdım. Siyasette davanın koltukla başlayıp koltukla bittiğine dair yorumlarım da oldu. Sabit koltuk var, dönerli koltuk var. Ama hepsinin de fiyatları farklı farklı… Kalitesine göre fiyatlar değişkenlik gösterirken, asıl koltuklar aslında milletindir.

Bu yazıyı çok uzatmak istemiyorum. Sinirliyim, gerginim çünkü.

*

Her zaman dediğimiz şu.

Kaldı ki koltuklar kimseye baki değil. Partisinin önemi yok, koltuklara kimler geldi, kimler gitti. Geçmişte siyasi partilerde görev alıp da koltuk sahibi olduğunu iddia edenlerin bugün isimlerini dahi bilen çıkmıyor kolay kolay.

Mesele şu..

Bugün, MHP 2. Sıra milletvekili adayı Zühal Karakoç Dora’nın basın toplantısı vardı. Partide…

Gittik… Zaten topu topu 5-6 arkadaşız.

İlçe başkanlığı odasında otururken, bir gazeteci arkadaşımız, Mesut Tuğrul, odaya girince, MHP’lilerin ısrarı ile boş olan koltuğa oturdu.

Vay sen misin oturan!

Birisi geldi, (Başkan yardımcısı imiş, ismini bilmiyorum) parmağını gözümüzün içine soka soka, ‘Sen gazeteci misin?’ dedi Mesut’a bakarak.

Evet cevabını alınca da, gözleri yuvasından fırlayacakmış gibi, sert bir eda ile ‘kalk o koltuktan, o koltuk benim, orası makam koltuğu!’ deyince, şaka yapıyor zannettik.

Şaşırdık, ne olduğumuzu bilemedik. Donduk kaldık açıkçası.

Sevgili Tuğrul haklı olarak tepki gösterdi, kalktı ve gitti.

*

Küstah bir yaklaşımdı sergilenen… Basına olan bu öfke, bu kin, bu nefret nereye kadar? Sonra da kalkıp vatandaştan oy, basından destek isteyeceksiniz. Hangi hakla, hangi yüzle!

Biz de arkadaşımıza destek vermek adına, basın mensuplarına bu hakareti, bu çirkin, hakaret içeren davranışı sergileyenlerin yanında daha fazla duramazdık. Bu düşünceyle basın toplantısını terk ettik. Çünkü o hareket sadece Tuğrul’a değil, hepimize yapılmıştı.  Arkadaşımıza destek için, nezaketsizliğe tepki olarak odadan ayrıldık.

Mesele bundan ibaret.

*

Kaldı ki orada çok değer verdiğim, önemsediğim siyasetçi, yani MHP’ye yıllarını, zamanını ve maddi ve manevi imkânlarını vermiş dostlarımız vardı.

Çok sevip saydığım, siyasetine ve karakterine on üzerinden on puan verdiğim değerli dostlarım MHP Dulkadiroğlu Başkanı Mustafa Akpınar, yardımcısı Koray Korkmaz, milletvekili adaylarından Nusret Güloğlu ve ismini bilmediğim bir genç ve MHP adayı Zühal Karakoç Dora’nın eşi ve gazeteci arkadaşlarımız…

Hayretler içindeydik.

Bu kadar nezaketsizlik, bu kadar terbiyesizlik olmazdı, olmamalıydı.

Basın açıklamasını o yüzden terk ettik.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol