Bir Maraşlı olarak, bu şehrin havasını soluyan, suyunu içen, ekmeğini yiyene birinin böyle bir sözü nasıl söyleyebileceğine inanamadım. Şu kanaate vardım, bu arkadaş, belki de Maraşlı değildi, belki de Maraşlı olsa bile yaşadığı şehri tanımıyordu.
Başka izahı yoktu bunun.
Oysa Maraş sosyal bir kent. Piazza açıldıktan sonra, bu şehrin yaşam şartları değişti, insanların özellikle öğrencilerin bu kente bakış açıları değişti.
Düşünün, Gaziantep’ten bile Maraş Piazza’ya gelenlerin, kahvaltı için de olsa, Mado’ya, Kervanhan’a gelen araçların sayısının artması, size bir şey anlatmıyor mu?
Coğrafya olarak, iklim olarak birçok kentin gıpta ettiği Kahramanmaraş’ta, insan isterse, gidecek, dinlenebilecek, eğelenecek, tatil ve sağlık turizmini de buna ekleyebiliriz, vakit geçirebilecek, hem de ailecek rahatlık ve huzur içinde kalabilecek yerlerinin çok olduğunu demek o arkadaşımız öğrenememiş.
NEDİR BU DOLMUŞLARDAN ÇEKTİĞİMİZ!
Çalıştığım yere dolmuşla giden gelen biriyim. Özellikle ve sabah saatlerinde dolmuşlara binmek bir işkenceye dönüşüyor. Haddinden fazla yolcu aldıkları yetmiyormuş gibi, sürat yapıyorlar, bir yolcu için neredeyse tüm trafik kurallarını ihlal ediyorlar, insanların yüreğine korku salıyorlar, seslenen, uyaran da olduğu zaman, ‘aşağıya in!’ diyerek hakaret ediyorlar ki, bir bayan olarak bunların doğru hareket olduğunu zannetmiyorum.
Birçok şehir gezdim, toplu taşıma tek tip iken, üstelik de bu kentin caddeleri dolmuşları taşımaktan aciz iken, toplu taşımacılığa standart getirilmeli, tek tip toplu taşımacılık benimsenmelidir.
Yoksa Maraş trafiğini düzeltmek imkansız.