Dile geldiğinde diyecek ki, “Ey Hayrettin Bey, seni yakından tanıyan, dostlarım dediğin insanlarla benim mekânda buluştun. Bazı vaadlerde bulundun. Ama bunları yerine getirmedin! Ne iş?”

Belediyelerimiz, aşiret mensubu kimseleri belediye meclis üyesi yapmazlar, yapmıyorlar. Pardon, Mustafa Poyraz döneminde o dönemler Hundaı’ın sahibi olan, Bozlar’dan Hüseyin Akpınar’ı belediye meclis üyesi yapılmıştı.

Ondan sonra gelen Fatih Erkoç döneminde bir aşiret arkadaşımız belediye meclis üyesi olmadı.

Vatandaş kime oy verir, kime vermez, kendi tasarrufu, tercihi. Bu ülkede, bu topraklarda ayrı gayrı yok. Kim ister Alevi olur, ister Sünni, ister Çerkez, ister Arap, herkesin inancı kendine. Ama her siyasi parti, her vatandaşın rengine, ırkına ve inancına bakmadan oyuna talip olur. Talip olurken de, hizmette ayırım yapmayacaklarını söylerler. Söylerler de, buna kendileri de inanmaz aslında. Ama o gün, o şartlarda bu cümleyi sarf ederler, milleti kandırdıklarını zannederler. Ama yanılan, kandırılan kendileridir bunun farkında değiller. Belki farkındadırlar da, o günün siyasi gündemini kurtarmak için bu yola başvurmuş olabilirler.

*

Yaklaşık 1,5 sene önce. Daha önce AK Parti’de siyaset yapıp, köyü olan Çöçelli’den tarihinde ilk defa AK Partiye 350’nin üzerinde oy çıkmasını sağlayan, sadece köyünün değil, o çevrenin akil insanı Kamil Çiçek, oğlu Cemal Çiçek, o sıralar başkan adaylığı için adı sanı geçmeyen Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Hayrettin Güngör (ki oğlu da yanındadır), yakın arkadaşı Akif Çolakoğlu ile Çukurambar’da bir araya gelirler.

MADO’da yani…

Sohbet sırasında bu mesele açılır. Sayın Hayrettin Güngör, Belediye Başkanı olduğunda bu işi çözeceğini, bir veya iki aşiret ismi belediye meclis üyesi yapacağını söyler. Ve aşiret köylerine hizmet götüreceği vaadinde bulunur.

*

Çünkü geçmişte, belediyeler hizmeti götürürken, aşiret köy ve semtlerinin yakın yerlerine ne asfalt döktüler, ne başka teknik ve sosyal belediyecilik anlamında hizmet götürdüler.

Ama lafa gelince, vaad boldu.

Öyle ki, bu aşiret köylerinde yaşayan insanlarımız, kendi yollarının kilit parkesini, karo taşa döşeme işlerini kendi imkanları ile yaptılar, kendi hizmetlerini kendileri sağladılar.

Zaten Kamil Çiçek de beklentilere cevap alamayıp, karşılık bulamayınca, AK Parti’den istifa etmiş, yuvasına, yani CHP’ye dönüş sağlamıştı.

Hani nerede kaldı gönül belediyeciliği…

Bu muydu?

Özetle, ‘Yıktın perdeyi eyledin viran, gidip sahibine (sayın Cumhurbaşkanına) haber vereyim heman!’

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol