banner1451
banner1461

Çevrenizdeki insanlar sizin en ufak bir açığınızı bile yakalarsa sizi kullanmaya çalışabilir. İşte kendinizi kullandırtmamak için yapmamanız gereken hatalar zinciri vardır.

Kendinize karşı saygınız yoksa, yani bunun eksikliğini yaşıyor, hissediyor, hissettiriyorsanız çevrenize, sizi kullanmak çok kolay, çok basit. Yani zor değil.

Mesele, konu ne olursa olsun, bir meselede başkalarından onay bekliyorsanız, kendi iradeniz, söz hakkınız ya da ifade edebilme yeteneğiniz yoksa, siz kullanılmak ve kullanışlı hale gelmek için birebirsiniz.

‘Alt’yapınız buna müsait!

*

Gelin bunları örneklendirelim:

Başkaları size karşı sesini yükseltiyorsa ve siz de buna karşılık vermeyip görmezden geliyorsanız bununla birlikte zaten yapısı gereği kaba olan biri size karşı sevgi beslemeye başlamayacak ve saygı duymayacaktır. Kaba insanlara her konuda saygı göstermeye çalışmanız aslında kendinize karşı saygı göstermediğiniz ve kendinizi rencide ettiğiniz anlamına gelir.

Her zaman başkalarının onayına ihtiyaç duyanlar, çevresindeki insanlara kendileri ile ilgili kötü bir izlenim bırakırlar. Bu nedenle çevrelerinde yer alan insanlar onlardan kaçmaya başlar. Bir iş yapıyorsanız bu iş için birilerinden övgü beklemeyi alışkanlık haline getirmeyin ve asla eleştirilmekten korkmayın. Kendiniz ile ilgili yapılan eleştirilere her zaman kulak verin. Bu sayede yaptığınız hataları bir daha tekrarlamamaya özen gösterirsiniz.

*

Devam edelim mi, çünkü aramızda kullanıldığını zanneden, kendini kullanışlı hale getiren çok sayıda insan var. Örneğin, reddedilme korkusu ile yaşamak, size kâbus gibi gelebilir.

Hadi buna yalnızlık korkusunu da ekleyelim. Bazıları, ki genellikle kendini yeteneksiz bulan, vitrini ve vizyonu olmayan sınıfın öğrencisi gören dangalaklar, kullanılmaya müsait ise, kullanışlı tavırlar içindeyse, hele bir de kendini gazeteci kılıklı yerine koyan ne oldum delisi, aşkının peşinde koşarken, gözü zamparalıkta olan çömezleri nereye koyacaksınız? (aslında bu tipler için eli işte, gözü oynaşta yakıştırması yapılır ya, neyse…)

Hele bir de yalnızlık çekiyorsa, aşk acısı içinde kıvranıyorsa, kıskançlık diz boyu, fitne ve fesatlık da karakterinde varsa, ki bu işadamı olur, siyasetçi olur, bürokrat olur, gazeteci tayfası olur, olur da olur işte.

*

Eğer bir sıkıntınız varsa ve siz bu sıkıntınızı başkaları ile sırf sizin adınıza endişelenmesinler diye paylaşmaktan çekiniyorsanız bu sizi mutlu etmez. Var olan ciddi bir sıkıntınızı başkalarına önemli bir şey değil gibi yansıtıyorsanız kendi dünyanızda yok olur gidersiniz. Bunun önüne geçmek için sıkıntılarınızı yakınlarınız ile mutlaka paylaşın, Göreceksiniz ki sizi reddetmeyen ve sıkıntınızı dinleyip bir çare bulmaya çalışan insanlar mutlaka çıkacaktır.

İlişkilerinizde karşı tarafın sizi her açıdan kullanmasına izin veriyorsanız, başkaları sizi kullanırken bu durumdan rahatsız olmamaya özen gösteriyorsanız bilin ki karşınızdaki kişilerin oyuncağı haline gelmişsiniz demektir. Çünkü karşınızdaki kişi sizi her açıdan kullanmaya alışmıştır ve sizin hiç bir şekilde ses çıkarmayacağınıza da kanaat getirmiştir. Böyle bir ilişkiniz varsa bu artık tamamen çıkar ve menfaat ilişkisi haline gelmiştir. Eğer bu huyunuzdan vazgeçmezseniz her zaman yalnız kalmaya mahkûm olursunuz. Asla karşınızdaki insanın sizi kullanmasına izin vermeyin ve en baştan tavrınızı koyun. O da bir daha buna cesaret edemesin.

*

Başkasıyla barışık yaşamak için kendi ihtiyaçlarınızı karşılamıyorsanız kimse bunun farkında olmaz. İnsanlar sizi kırdıklarında onların önünde kendinizi rahatsız hissediyorsanız bu kaçınılmaz olarak insanların sizi sürekli üzecekleri anlamına gelir. Bu durumu değiştirebilmek için insanlara nelerden hoşlanmadığınızı söylemekten çekinmeyin. Böylelikle onların sizi anladıklarını ve hoşlanmadığınız konularla sizi rahatsız etmeyeceklerini göreceksiniz.

Başkalarının saygısını kazanmaya çalışmak gibi bir heva ve heves içinde de değilseniz, dostlarınızı gördüğünde, vefayı bilerek, tuz ekmeği bildiğiniz halde kıçınızı dönüyorsanız, başkalarının saygısını kazanmak için nafile çaba içinde olmayın!

Herkes makyajlı güzelliğinize, kalıbınıza ve mesleğinize değil, kıçınıza bakar!

Bakar ve ‘vay be!’ der içinden. İhaneti görmüştür, yaşamıştır çünkü. Kıçınızı dönerseniz insanlara, insanların aklından çeşit çeşit duygular, yorumlar geçer!          

Başkalarının saygısını kazanmak için onlara hiç bir şey ispatlamak ya da bir şey vermek zorunda değilsiniz. Hiç kimseyi kendinizden daha üstün biri olarak görmeyin. Saygı ve sevgi para ile satın alınacak bir şey değildir. Kayıtsız şartsız sevmeyi ve sevilmeyi öğrenmelisiniz. Bu sayede dostluklarınız daha çabuk pekişir ve karşılıklı güven ortamı daha çabuk kurulur.

*

Ruh hastası, kerameti kendinden menkul sayan vizyonsuz kimseler, bunlar gazeteci de olur, siyasetçi de, işadamı da vs…

Yaptığınız bir iş sonrası başarıya ulaştıysanız asla hava atmayın. Bu sizi başkaları karşısında kendini beğenmiş, ukala biri haline getirir. Aslında çok iyi bir insan olabilirsiniz fakat başkalarına asla iyi bir insan olduğunuza dair ikna etme çabasında bulunmayın çünkü bunun sonucunda o kişileri kendinizden uzaklaştırabilir ve nefretlerini kazanabilirsiniz. Eğer değerli ve iyi niyetli bir insan olduğunuzu düşünüyorsanız başkalarına karşı bunu söylemek yerine olduğunuz gibi davranın yani kendiniz olun. Göreceksiniz ki karşınızdaki insanlar sizi doğal tavırlarınızla tanıdıktan sonra daha çok sevecek ve sizinle samimi dostluklar kurmak isteyeceklerdir.

*

Bu meselede daha çok yazarım da, maraza çıkar diye korkuyorum. Özetle, ancak aptal kimseler kendini kullandırır, kullanışlı hale gelirler.

O bakımdan kimseye kıçınızı dönmeyin, buralar tekin değil!!!!!

Ne demek istediğimi anlamadıysanız, çevrenize bakarsanız bunun örneklerini görürsünüz!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol