Kriz yüzünden işten çıkarılan bir gurup gazeteci ile yeniden seçilemeyen birkaç  milletvekili yurt dışına çıkmışlar.

Bir süre yiyip, içip eğlenmişler.

Doğal olarak paraları çabucak tükenmiş. Gurbet elde ne yapacaklar. Tanıdık kimseleri de yok. Çaresizlik içinde kalmışlar.

İş aramışlar ve bir çiftlikte biriken çamur ve çöpleri kürekle kazıyıp çöp arabasına atma işi bulmuşlar. Bir süre çalışmışlar, başarılı olmuşlar.

Çiftlik kâhyası da onları sevmiş ve hallerine acıyarak "Size daha kolay bir iş vereceğim" diyerek onları yumurta paketleme işinde görevlendirmiş.

"Bunların irilerini ve iyilerini bu taraftaki kutulara, küçük ve kötülerini bu taraftaki kutuya koyacaksınız" demiş.

Fakat bizimkiler çok yavaş çıkmışlar, "Bu iyidir, değildir, küçüktür, büyüktür" tartışmaları ile işleri aksatmışlar.

Onları gözleyen kâhya yanlarına gelmiş, "Siz Türkiye'de ne iş yapıyordunuz?" diye sormuş.

Bizimkilerden kimisi "Gazeteci" ve kimisi de "Politikacı" diye cevaplamışlar.

Kâhya, "Anlamalıydım!" demiş ve devam etmiş; "Çok iyi çamur atıyorsunuz ama iyiyle kötüyü ayırt etmeyi hiç beceremiyorsunuz!”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol