banner1482

Ulan korona salgını, bizi çalgın ettin şerefsiz! Vurmadığın yer kalmamıştı.

Vurmadığı bir siyaset kalmıştı, onun da canına okudu lanet olası virüs! Arada sırada ne güzel siyaset yazıp, siyasileri kantara çekiyor, kaç gratlık siyasetçi olduklarını eleştiriyor, bu ülkeye, bu şehre zararlarını, yararlarını yazıyorduk.

Şimdi içimiz dışımız koronavirüs olunca, siyaseti de unuttuk neredeyse.

Elazığ ve çevresinde deprem olduğunda ekranlarda en çok yüzünü gördüğümüz kimselerden biri, Çevre ve şehircilik Bakanı Murat Kurum idi.

Ara ara da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tabi…

Virüs belası çıktı, bizleri bilgilendiren, yönlendiren, an be an taze bilgiler kadar uyarılarda bulunan, bizim ve toplum sağlığı için uykularını yitiren, zaman zaman da duygulu anlar yaşayan, gözleri neredeyse boşalacak olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, artık aileden biri haline geldi.

Her gün değil, her saat ekranda, karşımızda.

Rabbim işlerini kolay kılsın!

*

 Neredeyse bir ay dolacak, lanet olası virüsle tanıştıktan sonra, siyasetin de tadı tuzu kalmadı. Sahiden, siyaset var mıydı, siyasetçiler neredeydi?

Olsalar ne olacak, görsek ne yazar! Herkes gibi onlar da canı derdinde.

Yerelde…

Belediye başkanları kabuklarına çekildiler neredeyse. Zaten ara ara belediyelere gelen basın çalışanları dezenfekte haberlerini gönderiyorlar, bizler de başka koyacak haber yok nasıl olsa sitelere, balıklama atlayıp, her gün sekiz-on dezenfekte haberi ile vakit öldürüyoruz.

Aslına da bakılırsa haberler de birbirinin kopyası.

Kalıp var ortada, o kalıba birkaç cümle ekliyorsun, ya da isimleri, tarihleri değiştiriyorsun, mekânlar da dâhil, oldu sana haber, gönder gitsin gazetelere, sitelere…

Oh ne âlâ memleket!

*

Dikkat ediyorum da, tamam siyasetin tadı tuzu kalmadı da, sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı ‘biz bize yeteriz Türkiyem’ kampanyasında elini cebine kimler attı. Okuduğum, duyduğum kadarı ile bir tek Ticaret ve Sanayi Odası 250 bin lira bağışladı, bir de Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör 2 maaşını.

Onun dışında bir ses, seda veya duyum çıkmadı. Yoksa gizli bağış yaptılar, hani bir elin verdiğini öbür el görmesin, diyorlar ya, belki de ondan olsa gerek, belki de reklamı, şovu sevmediklerinden olsa gerek, bağışlarını, hibelerini gizli yapmış olabilirler.

Reklamı ve şovu sevmiyor ya bazı arkadaşlar, ondan!

Tamamda, o anlı şanlı iş adamlarımız, zenginlerimiz neredeler? Diyeceksiniz ki onların hali vakti, imkânları çok mu iyi?

Tabi kimsenin parası, serveti bizi ilgilendirmez de, yardım Allah rızası için yapılır.

Milletvekilleri, belediye başkanları, anlı şanlı markalar, firmalar, sivil toplum kuruluşları, daha ne duruyor, daha ne bekliyorsunuz birader! Lafa gelince birlik olma zamanı demesini, gazetelere demeç vermesini biliyorsunuz! O gün bu günler işte… Hadisene, daha ne duruyor, daha ne bekliyorsunuz!

Hadi, hadi, eller cebe!

Derken, son günlerde, şöyle ağız tadıyla bir siyaset yazamadım da, yanar yüreğim ona yanar!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol