banner1451
banner1461
 Büyüklerimiz, atalarımız, ‘İt iti ısırmaz!’ derler, doğrudur.

‘Isıracak it dişini göstermez!’ denilir, kesinlikle öyle.

‘İtin dostluğu olmaz!’ sözüne kesinlikle katılırım.

‘ite baklava haram!’ sözünün ne anlama geldiğini seneler sonra öğrenen birisi olarak, itler, yani köpekler üzerine çok yazı yazıldı. (Çünkü köpekler tatlı, baklava türü şeyler yediklerinde krize girerler, ölümle burun buruna gelirler.)

İti seven, ama itliği sevmeyen bir mizaca sahibim. Hayvanları, doğayı sevmeyen insanları da sevemez. Allah’ın yarattığı her şey sevmemiz için en önemli sebep iken, itlikten, yani köpeklikten nefret ederim. Demem o ki, iki ayaklı itlikten, köpeklikten söz ediyorum.

*

Arnavutluk’ta köpekler, ‘hem hem’ diye ses çıkartırlar.

Çin’de ise köpekler ‘bap, bap’ der.

Yunanistan’daki köpekler ‘gav gav’ diye bağırırlar.

Ukrayna’nın köpekleri de ‘haf haf’ diye ses çıkartırlarmış.

Bu sesler İzlanda’da ‘volf volf’ iken, Endonezya’da ‘gong gonk’ ve İtalya’da ise ‘bau, bau’ imiş.

Oysa bizdeki köpekler ‘hav hav’ diye bağırırlar, seslenirler.

Sizin anlayacağınız ortak bir dili yok köpeklerin. Sözün özü şu ki, ortak dil yerine ayrı ayrı ses çıkartan köpeklerin dili, eylemi tek.

*

Günümüzde köpeklik meslek haline geldi. Tabi iki ayaklı köpeklerden söz ediyorum. Artık günümüzdeki köpekler ısıracak dillerini de gösteriyorlar, baklava da yiyip, sahibini de ısırıyorlar.

Bu tür yaratıklar, sahiplerinin önlerine attıkları kemikleri hak etmek için gerçek köpeklerden daha çok havlarlar. Ve ısıracak birilerini de bulurlar.

Çünkü günümüzde öyle çoklar ki…

NOT: Yukarıda okuduğunuz yazı yaklaşık 2 ay önce gazetemizde yayınlandı. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol